Son günlerdeki en önemli eğitim tartışması: Şantiyeye alanına dönen okullar ilk okul gününe yetişecek mi?
Yeni eğitim döneminin 1 Eylül Pazartesi açıldığını gerçeği ortada dururken; 12 Eylül Cuma günü gece saat 20:30’da Bakanlık resmi sosyal medya hesabından yayımlanan okul inşaatlarının sürdüğü gösteren fotoğraflar; pedagojiden, eğitim bilimi ilkelerinden ne kadar uzakta olduğumuzun ispatıdır.
Yeni bir eğitim-öğretim yılına başlarken okulun eğitime hazır olması, yalnızca fiziksel düzenlemelerden ibaret değildir. Bu hazırlık, öğrencilerin umutla adım attığı, öğretmenlerin motivasyonla yön verdiği ve velilerin de güvenle desteklediği bir öğrenme ikliminin inşasıdır.
Binaları, duvarları, zeminleri hazır hale getirilmeye telaşı fotoğraflarla belgelemeye çalışılıyor ama;
- Sınıflar, öğrenci sayılarına uygun mu? Düzenli ve güvenli mi?
- Eğitim materyallerinin (kitaplar, dijital araçlar, görseller) tüm öğrenciler tarafından erişilebilir hâle getirildi mi?
- Teknolojik altyapının (internet, akıllı tahta, projeksiyon) gerçekten çalışır durumda mı?
- Öğrencilerin üretkenliğini teşvik eden dijital araçlar var mı? Varsa çalışır durumda mı?
- Öğrenci merkezli, çoklu öğrenme stillerine uygun yaklaşımlar uygulamaya hazır mı?
- Karar alma mekanizmalarında öğrencinin de yer alacağı yapılar oluşturuldu mu?
- Okulun aidiyet, motivasyon ve umut duygularını besleyen bir atmosfer için yapılacaklar belli mi? Yoksa geçen yıl olduğu gibi öğrencileri ayrıştırmaya, ötekileştirmeye devam mı edilecek?
Okulun eğitime hazır olması, bir binanın değil bir hayalin hazırlanmasıdır. Her öğrenci, bu hayalin bir parçası olmalıdır.
Kısacası; bugün öğrencilerin kimiler betonarme kimleri konteyner sınıflara girecek elbette… Ne var ki;
- Bilgi aktarımı, eleştirel düşünme, problem çözme anlayışa göre düzenlenmiş bir eğitim sistemine henüz başlayamayacaklar.
- Özgüveni ve özsaygıyı geliştiren bir yaklaşımla karşılaşamayacaklar.
- Geçen yıl “disiplin tüzüğü” ile yıktığınız iş birliği, empati, toplumsal sorumluluğun inşasını henüz tamamlayamadınız.
- Yerle bir ettiğiniz evrensel değerlerin aktarımı, kültürel mirasın yaşatılması anlayışlarına henüz okulları hazır hale getiremediniz.
Bugün okullar açıldı. Her öğrenci başını sokacak bir sınıf buldu. Ne var ki eğitime hazır olmak böyle bir şey değil.
Binalar belki hazır ama oluşturduğunuz sistem, çağdaş eğitime hazır olmaktan çok uzakta.
Anlayana Gülmece
Zenginlikte Bakış Açısı
Babadan kalma paralarla zengin olan iki farklı köyün ağası bir iş için gittikleri şehirde karşılaşırlar. Tabi haliyle zenginlikleriyle övünecekler… Biri, biraz gerilerek, biraz da gururlanarak hemen söz başlar:
- "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyor biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoruz."
Buna karşılık, öteki zenginden yanıt gecikmez:
- "Yahu bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık."
Okumuş muydunuz?
Tüm yanıtları bilmektense karşılaşacağın problemleri bilmek daha iyidir
James Thurber