Okan DAĞLI: “Şiddet Mevsiminin Saklı Tarihi”

Konuk Yazar

Yeni bir kitapta resmi tarihin iflası:

“Şiddet Mevsiminin Saklı Tarihi”

 

Okan DAĞLI

İstanbul’daki yüksek öğrenim yıllarının sonuna gelmiştik. 1992 yazında Beyazıt’taki evimizde birgün kapı çalınmış, ve yarım yamalak Türkçesiyle “Ben Yiannis Papadakis, sizinle bir ay kalmak için Londra’dan geldim” derken, hayatımın en ilginç olayıyla karşı kaşıyaydım. Yiannis’i buyur ettiğimde adresimi Mehmet Yaşın’dan aldığını, bizimle kalabileceğine inandığı için İstanbul’a geldiğini söylüyordu. Yiannis antroploji alanında doktorasını yapıyordu ve İstanbul’da Kıbrıslı Türk öğrencilerle bir ay geçirmek istiyordu. Bizlerle beraber kalmak da bu tezin bir parçası olacaktı. Daha sonra kitaplaştırdığı ve Bilgi Üniversitesi’nden yayımlanan “Ölü Bölgeden Yankılar” işte bu serüveni anlatıyordu. Limasol doğumlu, Kıbrıslı Rum Yiannis’le yaşıttık. Bizden öncelikle ‘Kıbrıs Tarihi’ kitapları istemişti. Okullarda o zaman okutulan Vehbi Zeki’nin kitaplarını bulup Yiannis’e vermiştik. Az Türkçesi bu kitapları okumaya yetiyordu. Bir ay dolmadan bu kitapların Kıbrıs Rum tarafında okutulan tarih kitaplarının benzeri olduğunu sadece Türk ve Rum kelimelerinin yerlerinin değiştirildiğini söylüyordu!

Evet resmi tarih böyleydi işte. Resmi tarihe göre her ulus ya da toplum ‘en kahraman’ ulustur.  Dünya ona ‘düşman’, halbuki kendisi ‘hem masum hem de mazlumdur’. Düşman sürekli sırf o topluma ait olduğu için kendilerini ‘öldürüyor ve topraklarına göz koyuyordur.’

“Resmi tarih, hakim sınıfların bilinmesini isteği tarihtir. Tarihin, geçmişte yaşanmış olanın iktidar sahiplerinin ihtiyaçları doğrultusunda kurgulanmış versiyonudur. Bu amaçla toplumsal bellek yok edilmek, toplum hafıza kaybına uğratılmak istenir.  Fakat, resmi tarih oluşturmak bir başına amaç değildir. Asıl amaç 'resmi ideoloji' oluşturmaktır.*”

Resmi tarihin amacı da resmi ideoloji oluşturmaktır diyor yukarıdaki satırlarda Fikret Başkaya... Hakim sınıflar ve iktidar derken de toplumu yönetenlerden bahsediyor. Kıbrıs’ta da böyle oldu. İki toplumun resmi tarihçileri son asırda iyi çalıştılar. Kıbrıslı Türkler Taksim, Kıbrıslı Rumlar da Enosis politikalarının resmi tarihlerini yazıp, öğrettiler toplumlarına. İlkokullardan başlayıp üniversitelerden mezun olana kadar resmi tarih sürekli hafızalara işlendi ve yüzlerce yılda oluşan belleklerin kısa sürede silinmesi ve yeni bellek oluşumuya karşı karşıya kalındı.

***

Yeni bir kitap olan “Şiddet Mevsiminin Saklı Tarihi”nde Niyazi Kızılyürek işte son dönemde adaya hakim olan resmi tarih ve onun amacı olan resmi ideolojiyi sorguluyor. Adanın bölünme sürecinde, iki toplumun şiddetin içine nasıl düşürüldüğünü, yazarımız belgeleriyle ortaya koyuyor.

Bu çalışmada yorum genelde okuyucuya bırakılmış. Belgeler için İngiliz arşivleri, o günlerin gazeteleri, ve şiddete dahil olanların sözlü veya yazıları anıları kaynak gösterilmiş.

 ***

EOKA’nın 1955 yılında İngilize karşı başlattığı mücadeleyle beraber İngilizin yardımcı polis olarak işe aldığı ve kullandığı Kıbrıslı Türklerle, EOKA üyelerinin karşı karşıya gelişi, 1957’nin Kasım ayında TMT’nin kuruluşu ve nihayet “şiddet mevsiminin” başladığı 1958 yılı... TMT’nin 1 Ağustos 1958 yılındaki “resmi” kuruluşuna kadar geçen süreçte Kıbrıslı Türkler tarafından emir komuta zinciri içinde TMT’nin örgütlenişi ve eylemlerinin yanında, EOKA eylemlerinin sivil Kıbrıslı Türklere yönelmesi ve beraberinde ada tarihinde bölünmenin temellerinin atıldığı yıl ‘1958’! Bu eylemlerin perde gerisi ve mutakabiliyet bu kitapta yer alırken, ayni yıl adanın yakın tarihi için çok önemli aslında. 27-28 Ocak olayları, Mayıs’ta TMT tarafından Kıbrıslı Türk sendikacıların katledilişi, 7 Haziran’da Türk haberler Bürosu’na konan bomba, 12 Haziran Gönyeli ve 12 Temmuz Sinde'de (İnönü) gerçekleştirilen karşılıklı katliamlar ve nihayet Temmuz ayında ölü sayısının 59-59 eşitlenişi ile beraber yaşanan ateşkes ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinin başlaması...

Niyazi Kızılyürek bu eseriyle şiddet mevsiminin gerçekten saklı tarihini ortaya koyuyor. Yüzlerce belge ve kaynakla destekliyor yazdıklarını. Bu kitaba kadar Kıbrıs’ın yakın tarihiyle ilgili bilgimiz hem eksikti hem de yanlıştı diyebiliriz.

-----------------------------------------------------------------------------------


*Fikret Başkaya, Resmi Tarih Tartışmaları-7, Özgür Üniversite