Dün CTP’li belediye başkanları, hem CTP’li belediyelerin başarılarını ardı ardına sıralarken, Lefkoşa için de çözüm önerilerini açıkladı.
Şüphesiz en başarılı belediye olarak adını altın harflerle yazdıran Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp da dün Kanal Sim’de önemli ifadelerde bulundu.
Lefkoşa Belediyesi’nin bugünkü durumunu değerlendirirken, “Ben 1994’te belediyeyi devraldığımda da durum buydu, Lefkoşa gibiydi” dedi.
Kayalp, o dönem sadece 1974’ten kalma çöp arabaları ile çöplerin toplandığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:“Ama biz popülizm yapmadık. İnsanların ihtiyaçlarını ve haklarını düzenleyerek bu noktaya geldik.”
“1994’te göreve geldiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Kuruş yoktu. Ne yapıp da çalışanları ödeyecektim? Ve odama kapanıp ağladığımı hatırlarım” diyen Kayalp, “Ben bir dönemde 4-5 istihdam yaptım ve istihdam yapılmayarak da seçim kazanılacağını gösterdim” ifadesinde bulundu.
1994’te Mağusa’nın nüfusunun 23 bin olduğunu bugün ise yaklaşık 45 bin olduğunu ifade eden Kayap, “Nüfus sayısı artmasına rağmen bizim çalışan sayımız 1994’teki çalışan sayısından 90 kişi daha azdır. Bugün 286 çalışanımız var” dedi.
Kayalp’ın şu sözü ise vurucuydu; “Kimse istihdamın siyasetin gerekliliği olduğunu bana söylemesin.”
Haklı mı? haksız mı?
Lefkoşa artık iyiden iyiye ‘LEŞkoşa’ olurken, dün Lefkoşa Belediye çalışanları, yine Lefkoşa sokaklarındaydı.
Çöpleri yollara savuran çalışanların eylemleri, kimileri tarafından haklı kimileri tarafından haksız bulunurken en çok söylenen de “Artık daha fazla dayanamıyorlar, Lefkoşalı’yı uyandırmak istiyorlar” yorumu olmuştu.
Ancak bir grup insan da, “Haklı durumundayken, haksız duruma düşüyorlar” yorumunda bulundu.
Belediye çalışanları, ‘parasızlığa’, ‘sosyal güvencesiz’ yaşama daha ne kadar dayanacaklar ki…
Evine ekmek götüremeyen, bankada borcu biriken, çocuğuna istediğini alamayan, çektikleri sıkıntılardan artık sağlıklı düşünemeyen belediye çalışanlarının bence her eylemine hazırlıklı olmak gerekiyor.
Çakıcı’dan yeni bir şov…
Dün Meclis’te görüşülen 2012 Bütçe görüşmelerinde sıra İçişleri Bakanlığı bütçesindeydi. Görüşmelerin sürdüğü esnada TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, İçişleri Bakanlığı’na bir hediye takdim etti, şovunu yaptı.
İlk önce basının yanına giden Çakıcı, “Kameranız, foto makineniz var mı?” sorusunu sormuş basının ‘neden’ sorusuna, “Eeee bilmem hazırlıklı olun” cevabını vermiş.
Ve çok geçmeden, Çakıcı elindeki paket ile masada oturan İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na doğru yürümüş.
Çakıcı’nın gelişinden korktuğu söylenen Çavuşoğlu’na, Çakıcı, “ Gorkma da bomba yoktur içinde” sözleriyle Çavuşoğlu’nu rahatlattı.
Ardından elinde tuttuğu paketin içinden kürek ve süpürgeyi çıkararak, Çavuşoğlu’nun önüne koydu.
Çavuşoğlu, neye uğradığını şaşırdı.
İrsen bey ikinci turdan korkuyor mu?
“Söylenenlere göre İrsen bey bugün istinafa gidecekmiş.
Elbette demokratik bir haktır ama, kurultaydan hemen sonra yazdığımız gibi, biz hala İrsen beyin ikinci tura gitmesi gerektiğine inananlardanız.
Türkiye hükümetinin tam desteği ve devlet kaynaklarının tümünün bu kurultayda kullanılmasına rağmen, böyle dengeli bir sonuç çıkmışsa, bir ülke başbakanına da hiç gecikmeden ikinci tura gitmek kalırdı.
Oysa gecikilen her zaman, kurultay dengelerinin kendi aleyhine değişmesinden başka bir işe yaramayacaktır.
‘Hodri meydan ‘deyip, partiyi ikinci tura götürseydi, hem iradeli bir başbakan hem de genel başkan olarak hafızalarda yer edecekti.”
LEVENT ÖZADAM
Cengiz Topel Hastanesi’nin yerine "turistik tesis" mi?
“Şimdi... Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu;
CMC’nin tapulu malı olan ve ancak “kamu yararına kullanım amacıyla” değerlendirilebilen Cengiz Topel Hastanesinin üzerinde bulunduğu araziyle ilgili gerçekten iddia edildiği gibi “başka bir yatırım” planlanıp planlanmadığını kamuoyuna açıklamak durumundadır.
Her hal ve karda, bölge insanının hastanesine, direnerek sahip çıkmaya kararlı olduğunu da ayrıca bilmek ve her ne vesileyle olursa olsun bu düşüncesini geri çekmek durumundadır.
En azından bu konuyu, yaklaşık iki yıl önce gündeme getiren dönemin Sağlık Bakanı hemşehrisi Ahmet Kaşif’e de bir sorsun...
Lefke ve bölge insanının artık rejimin iktidarlarının kaderiyle böylesine hoyratça oynamasına izin vermeyeceğini düşünüyorum...”
ALİ TEKMAN
Politik Ortam “Şahane”
“Moddy’s acaba KKTC devletine bir not verecek olsa nasıl bir sonuç ortaya çıkardı diye düşünmeden edemedim.
Düşünün bir kere hükümet var, başbakan var ama kendi partilileri tarafından bile tanınmıyor.
Lefkoşa da belediye var başkan var, çalışanlar var ama iş yapma konusunda yaptırım gücü tamamen fesh edilmiş durumda.
Bakanlar deseniz ayrı bir alem.
Kimisi hacıda, kimisi hocada geriye kalanlarsa her gün bayram modunda...
EEE ülke ekonomisine baktığımızda ise şayet söylendiği gibi uçuyorsa, kağıttan bir uçak kadar ancak yükselebilmekte...”
SİMGE ÇERKEZOĞLU
“Belediyeci yoldaşlar, siz varsanız biz de varız... Ama öyle yarı buçuk değil ha, çalışanların hepsi olacak... Nacizane fikrimi sorarsanız Lefkoşa halkını karşınıza almayın... Çöp mü dökeceksiniz? Hay hay, buyurun bizi yönettiğini sananların evinin önüne, bakanlıklara beraber dökelim... Hem da öyle küreknan, şiroynan... O zaman halkı arkanızda bulacaksınız... Ve aman dikkat, dağınık değil, örgütlü...”
Mahmut ANAYASA’nın profilinden
“Türkiye hastanelerine olan borçlar belli bir takvim çerçevesinde ödenmeli, bundan böyle KKTC özel hastaneleri halkımızın kullanımına açılmalıdır. Halkımız yurt içinde hastane ve doktor seçiminde özgür bırakılmalıdır. ‘Devlet hastanesi benim, özeller benim değil’ mentalitesi terk edilmelidir”
Serdar DENKTAŞ (DP Genel Başkanı)
“2004 yılında sunulan Annan planını benimsememe nedenlerimiz “Çünkü ’hayırsız’ Kıbrıslı Türkler Kıbrıslı Rumların çalışmalarından oluşacak serveti sömüreceklerdi.”
II. Hrisostomos (Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu)
FOTO YORUM
“Yine polis aracı, yine yanlış park!.. Polis de bunu yaparsa, vatandaşı yazmalarına hiç hakları yok!..”