O gün

Cenk Mutluyakalı

“Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında” der Kafka...

Bunu, yaşamayı ya da sorumluluklarınızı ciddiye almayınız, anlamında söylemez elbette...

Çevremize karşı bir duyarsızlık...

Yurdumuza karşı bir umursamazlık değildir karşılığı...

***

Yalnızlığımızı...

Bencilliğimizi anlatır en fazla...

Evet, ölüm varsa, daha ciddi ne var ki...

Öyle de, Kafka’dan öğreniriz yine, dünyanın acılarına ortak olmamız gerektiğini...

Aslında, ortaktır bedenimiz...

Yüreğimiz ortaktır...

Birlikte acır canımız...

Birlikte ‘evriliriz’ yarınlara...

Birlikte ‘yanarız’, kendimizi ‘kurtardık’ zannederken nice ‘çağ’ yangında...

Bir başkasının canı yanarken, yoktur şansımız çok fazla...

Yanarız, biz de, birlikte, gün gele, mutlaka...

Başkalarının mutsuzluğu üzerinden mutluluklar, gelir geçer...

Ve ‘adaletsizlikle’ elde ettiklerimiz, günü birlik sevinçler geçici ayrıcalıklar yaşatsa da, gün gelir hepimizin boğazını sıkar...

***

Hani şimdi, onca kirlilikte ve yaşanan nice haksızlıkta...

Onca ucuzlukta...

İki yüzlülükte ve onursuzlukta...

Sistem, siyaset, toplum bir yana...

Buna ortak olan insanlar nasıl bir ‘vicdan’la yaşar ve ne hisseder diye düşünürüm hep..

Yoksa çok kolaydır ‘arınmak’ ve mutlaka ‘masumlaştırmak’ nice ayıbı...

 

***

 

Yine Kafka’yla devam edelim...

<<... Bir gün her zaman yaşadığınız günlerden birine uyanmama ihtimalinizi düşündünüz mü hiç?

Üstünüzde var olan bir yığın sorumluluktan veya sizden umulan beklentilere karşılık vermeme ihtimalinizi hiç hesapladınız mı?

İçinde bulunduğunuz yaşam alanınızda kendinizi yok sayabilecek insanlara rastladınız mı?

Ya da herhangi bir kusurunuz yüzünden sizden utanıldığı hissine kapıldınız mı?

En yakınlarınızın, sırf onların istediği gibi bir hayatı yaşamıyorsunuz diye size olan tepkilerine tanık oldunuz mu?...>>

***

Ve geliniz, sözü ‘ölüm’den açarak ‘yaşam’a sarılmışken, Cemal Süreyya’nın ‘Tek Yasak’ şiiriyle bitirelim...

“Özgürlüğün geldiği gün...

O gün ölmek yasak” diyerek...