O detay VE ACI

Cenk Mutluyakalı

 

Çok zor yazmak. Biliyorum.
Ve gerçekten içim acıyor.
Ellerim klavyede titriyor.
Ne kadar büyük olsa da acı, yine de irdelemek, yüzleşmek, ders almak gerekiyor.

*  *  *

Kendimi ikna ediyorum...
Tahsin Mertekçi hayatta olsa, böylesi bir trafik kazası yaşansa ve konuşsaydık…
“Bunu mutlaka yazmalısın” derdi, eminim.
Yüzünde “gülen adam” asılıydı.
Tam bir memleket sevdalısıydı.
Ve vedalaşırken, acı da olsa bu toplumun yüzleşmesi gereken gerçeği hatırlattı.

*  *  *

O gerçek şudur:
Sözlerimiz ve eylemlerimiz başkadır, yaşadığımız pratik çok başka...
Çok haklı isyanlarımız vardır.
Çok yerinde tespitlerimiz.
Hepsi o kadar!
Başka söyler, başka yaşarız genelde.
Birimiz, binimiz, on binimiz değil, neredeyse hepimiz böyle.

*  *  *

O meşum, o acılı, o lanet trafik kazasının ardından bir fotoğraf beynime çakıldı.
Emniyet kemeri yerinde bir “aparat”…
Hani “kemer takmadığınız” zaman aracın sistemini aldatıyor, böylece, sizi uyarmasını engelliyorsunuz.
Ama hayatı ve gerçeği aldatamıyorsunuz.
Ne yazık ki, bu fotoğraf, bu son kazanın ardından çekildi.
Ve biliyorum, Tahsin Mertekçi, ölümlü kazalara dikkat çekmek için Yeşilırmak’tan Karpaz’a yürüyecek kadar duyarlıydı.
İşte o duyarlılığa saygıyla yazıyorum.
“Bu kazalara adeta davetiye çıkartan ihmaller, dikkatsizlik ve denetimsizlik önemli etkenlerdir” demişti.
O gece yarısı aracının kontrolünü kaybetti, belki yol berbattı, belki uyuya kalmıştı, belki elindeki telefona bakmıştı.
Ve emniyet kemeri yerinde aparat vardı.
Belki bugün hayatta olacaktı...

Ölümlü trafik kazalarının ardından detaylı bir rapor açıklanmıyor hiçbir zaman…
Ölünün otopsi sonucu açıklanıyor da, asıl yüzleşmemiz gereken “kazanın otopsi raporu”nu kimse paylaşmıyor...
Asıl bunu konuşmalıyız...
Tam da bu tarifsiz acının içinde...
Yeni acılar yaşanmasın diye...