Yıllar itibarı ile de tecrübe edilerek görüldü ki;
TC'den KKTC'ye doğru ekonomik doktrinlerin temelinde aktarılan bir mali kaynak transferleri, ne yazık ki, bu ülkenin hakiki kalkınmasını sağlayamamıştır !
Sağlayamamıştır, çünkü;
"ekonomi, paranın bir yüzüyse sosyal kalkınma da diğer yüzüdür..."
olgusu, maalesef yetkililer tarafından hiç dikkate alınmamış hatta göz ardı edilmiştir...
SORUNLAR KATLANIYOR...
Bence, bütün sorunlarımıza yaklaşırken, bu çerçeve içerisinde yaklaşmanın büyük bir faydası olacaktır.
Faydası olacaktır çünkü;
Sorunun ve çözümün mihrakı insandır.
Çözüm prensipleri de birey içinde tanımlanır.
Dine dayalı bir "ümmet" yaratmakla, ya da "mandırada" yaşayan hâyâli bir cemaât durumuna sokmakla sorunlar çözülmez; aksine, katlanır.
ÖZERK "HALK SEKTÖRLERİ"
CTP, artık devreye daha iyi kurallar ile yönetilen;
özerk, "Halk Sektörleri" fikrini koymalı ve yeni bir akıl kurmak üzere toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetini üstlenmelidir.
İktidarın ayrıştırıcı gücüne karşı, hukuksal akla hitap eden, toplumsal konsensüsü sağlayabilecek alternatif bir güçle...
Kötü yönettikleri şeyi feda edip, iyi saydıkları şeye "peşkeş" çekmeden ulaşabilmenin rehberi!
Toplum ruhuna ve aklına sahip olmak kabildir ve bizim de yapmamız gereken budur...
ANCAK SEVENLER DOĞRU YÖNETEBİLİR !..
Allahaşkına;
Bu nasıl Ana-Yavru ilişkisidir ?!..
Aile yönetmek;
bütçe denkleştirmekten, uyuması gerekirken gece geç vakitlere kadar televizyon seyretmek isteyen çocuğunuzu yatağına gönderebilmeye kadar uzanan, bir;
"söz geçirme ama incitmeme"
san'atıdır.
Aile içinde sevgiden kaynaklanan irrasyonel bir durum da olabilir...
Çocuklarımız için katlandığımız, karşılığında hiçbir şey beklemeden yaptığımız maddi ve manevi özverileri düşünün.
Hem de ne olacağı bilinmeyen bir gelecek için.
Sevdiğimiz için yapıyoruz...
Şikayetçi olduğumuz her şeye de katlanabiliyoruz.
YÖNETİM Mİ YÜRÜTÜM MÜ ?
Ülke de öyle...
Ülkeyi de ancak gerçekten sevenler iyi yönetebilir.
Sevdiklerini iyi yönetir insan.
Ancak sevdiği bir şey için fedakârca kendi yaşam süresinin ötesinde bir şeyler yapabilir.
Aksi taktirde, günü kurtarmaya yönelik düşünür.
Geleceği hesap etmekle uğraşmaz...
O zaman da yönetim olmaz, "yürütüm" olur.