Cumhurbaşkanlığı Seçimi takvimi işlemeye başladı. Adaylar seçim propagandası kapsamında, söylemlerine, yol haritalarını anlatmaya başladılar.
Adayların seçim ziyaretlerinde yaptığı açıklamaları dikkatlice okuduğumuzda, Kıbrıs sorunu ve ekonomi konularının açıklamalarında başı çektiğini görüyoruz.
***
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, adaylığının açıklanmasından itibaren ekonomi ve Kıbrıs sorunu temalı söylemleriyle seçim atmosferine yön vermeye devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta bazı genç iş insanlarıyla bir araya gelen Erhürman, bu görüşmede de önemli açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.
“Cumhurbaşkanlığında ekonomiyle ilgili konsey düzenli olarak faaliyette olacak” açıklamasında bulunan Erhürman, “Liyakat ilkesinin bekçiliğini yapmak da Cumhurbaşkanının görevidir” diyerek Cumhurbaşkanlığı’nın yetkisi içerisinde yapılabilecekleri sıraladı.
Yurttaşlar ekonomik darboğazda can çekişirken, hükümet edenler bu yönde kıllarını kıpırdatmazken, Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Tatar’ın da yetkileri dahilinde bu konuda hiçbir şey yapmadığını düşündüğümüzde, Erhürman’ın seçilmesi halinde atacağı adımları açıklamasının önemli olduğunu düşünüyorum.
***
Mülkiyette yaşanan sıkıntılar ortada… Alanın da, satanın da, yapanın da uykuları kaçmış durumda.
Peki Cumhurbaşkanlığı makamı bu konuda ne yaptı? Nasıl bir girişim yaptı?
“Yapın da korkmayın! Ben arkanızdayım” söylemlerinden bu günlere, tutuklamalara, davalara geldik.
Erhürman konuşmasında bu konuya değinerek, “Ekonominin genelini etkileyen bir konu gibi görünen mülkiyet meselesi de aslında cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülen süreçlerin bir parçasıdır. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kuruluşundan itibaren bu konu Cumhurbaşkanlığının sorumluluğunda olmuştur” diye konuştu.
***
Sanayi verilerini örnek göstererek değerlendirmelerde bulunan Erhürman, “Maalesef ihracatın ithalatı karşılama oranı son derece düşük: Yüzde 6. Bunun da yüzde 72’si Türkiye’ye, yüzde 10’u Yeşil Hat üzerinden gerçekleşiyor. Ada ekonomilerine baktığımızda bu oranın ortalama yüzde 40’lara dayandığını görüyoruz. Güney Kıbrıs’ın 180’in üzerinde ülkeye ihracat yaptığını biliyoruz” dedi.
Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında ihracat çok düşük ama potansiyelimizin ikinci sırasında yer alıyor.
Tüzük ile ilgili atılacak adımlar olduğunu da söylüyor Erhürman ve “Bu tüzükle ilgili sıkıntılar da yaşanıyor. Yer yer, özellikle güneyle rekabet ettiğimiz düşünülen alanlarda bazı sınırlılıklar getiriliyor. Bunlarla mücadele edecek makam ve Yeşil Hat Tüzüğü’nü daha işlevsel hale getirecek merci de cumhurbaşkanlığıdır” dedi.
***
Hiçbir soruya doğru yanıt verilmediği gibi, Mali Yardım Tüzüğü konusunda sorulan sorulara da sağlıklı yanıt alınamıyor.
Bu kapsamda aktarılan yardımların, Kıbrıs sorununun çözümüne hazırlık sağlamak adına kullanılıp kullanılmadığının bilinmediğini de vurgulayan Erhürman, “Bunun çalışmasını yürütecek olan da yine cumhurbaşkanlığıdır” ifadelerini kullandı.
***
“Doğrudan Ticaret Tüzüğü ise 2013’ten beri askıda duruyor. Bununla ilgili mücadeleyi de yine cumhurbaşkanlığı yürütmelidir. Dünyaya açılan tek siyasi penceremiz olan cumhurbaşkanlığı, turizm konusunda da ciddi çalışmalar ortaya koymak zorundadır. Yükseköğretim, dış ticaret açığımızı kapatan turizmle birlikte ikinci önemli alandır. YÖDAK Başkanı’nı ve DAÜ VYK Başkanı’nı Cumhurbaşkanı atar. Yetki kullanılıyorsa, bunun karşılığında sorumluluk da vardır” diyen Erhürman, söz konusu alanlarda da etkin görev üstlenilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.
***
Liyakat konusunda da açıklamalarda bulundu Erhürman ve “Maliye ve ekonomi, üst düzey bürokrasisinin atanmasında da üçüncü imza cumhurbaşkanlığındadır. Liyakat ilkesinin bekçiliğini yapmak da Cumhurbaşkanının görevidir. Türkiye Cumhuriyeti ile ekonomi alanındaki ilişkilerde de cumhurbaşkanlığına düşen özel bir misyon vardır” dedi.
***
Cumhurbaşkanlığının ekonomi alanında ne işi mi var?
Ekonomi danışmanı olan Cumhurbaşkanlığı’nın ekonomi alanında söyleyecek sözü de var, atacağı adımlar da.
Yeter ki niyetli olmak…
Ekonomideki sorunlarımız ortada dururken, Erhürman’da da bu sorunların üzerine gidecek kararlılığı görüyoruz.
O yüzden Erhürman…