Efendim, Tufan Erhürman kazandığı zaman, gökten başımıza Euro mu yağacak?
-*-*-
Ya da Tufan Erhürman kazandığı zaman, anında federal çözüm mü olacak?
-*-*-
Veya daha önce başkalarının da sorduğu sorudan yola çıkacak olursak; Tufan Erhüman kazandığında, örneğin Türkiye ile kavgaya girip de “iki devletli çözüm asla olamaz, biz federal çözümden yanayız” diyerek dağa mı çıkacak?
-*-*-
Hayır!
-*-*-
Ama Tufan Erhürman, kimse kusura bakmasın, özellikle son beş yıllık sürede dibine kadar kaybettiğimiz itibarımızın, tamamen yitirdiğimiz Türkiye ile en saygın seviyede ilişkilerimizin ve en uç noktada kirlenen karakterimizin yeniden kazanılmasını sağlayacak!
-*-*-
Elbette Tufan Erhürman kazandığı zaman zengin olmayacağız!
Ama topumun onaylayabileceği ve toplum için acil olan bir anlaşmayı zorlayacağız!
-*-*-
Size toplumun değişmesi ve iyileşmesi kaçınılmaz ruh halinin şu anda içinde olduğu durumu anlatmak için bir iki örnek vereyim!
-*-*-
Sınır dışı edilmesi gereken 30 suçluya af çıkarıldı!
Ve ne dendi?
“Aile birliğinin korunması için bunu yaptık…”
Yani aileler parçalanmasın diye 30 kişiyi sınır dışı etmek yerine, aileleri ile kalmaları için affettiler!
-*-*-
Olay İsviçre veya Norveç’te hatta ve hatta Kıbrıs Cumhuriyeti’nde olsaydı, hemen herkes “ne insani bir tavır, bravo hükümete” diyecekti!
-*-*-
Peki bizde ahali ne diyor?
-*-*-
Bizde ahali, hükümetin 30 kişiye af kararı ile ilgili olarak önce şu tespiti yapıyor:
“… Affedilenlerin yakınları arasında seçme yani oy kullanma hakkı olanlar var, onların oylarını almak için yapıldı…”
-*-*-
İkinci tespit şu: “… Bu 30 kişi içerisinde, çok yüklü rüşvet veren birileri vardı; ötekiler de bundan faydalandı…”
-*-*-
Ve üçüncü tespit: “… Türkiye’den torpilliler vardı, TC Büyükelçiliği devreye girdi, bizimkiler emre itaatsizlik edemezdi!”…
-*-*-
İşte özellikle son beş yılda kaybettiğimiz onurumuz, yitirdiğimiz karakterimiz, çöpe atılan kişiliğimizin sebep olduğu bu zor durum; mevcut sistemin ortadan kaldırılmasını emreder…
Yani önce Ersin Tatar gidecek…
Gitmeli!
Tatar çok ciddi bir hayal kırıklığıdır!
Tam bir iradesizlik örneğidir!
-*-*-
Ve samimiyeti ile ciddiyeti ile kesinlikle herkese sıcak ve barışçıl yaklaşımı ile Tufan Erhürman gelecek…
-*-*-
Tufan Erhürman, CTP’nin veya TDP’nin değil, toplumsal uzlaşının adayıdır. Tufan Erhürman, toplumsal uzlaşının yanında toplumsal ihtiyacın da adayıdır.
-*-*-
Haaaa efendim Tufan Erhürman bizi Rumlara satacak…
Rumcudur!
-*-*-
Bu cahil – salakça tavrı, sırf oy uğruna yaymaya çalışanlara sormak lazım; Kıbrıs’ta iki toplum arasındaki müzakerelerde, “Milliyetçi Türk tezlerine” ya da “egemen eşit iki devletli çözüm tezine” aykırı olarak atılan en uç noktada üç imza var…
-*-*-
Ersin Tatar’a gelinceye kadarki dört liderden ikisi bu üç imzayı attı…
-*-*-
Ve o imzaları atanlar, Erhürman gibi, milliyetçi – cahil ama iyi hırsız ve rüşvetçilerin destekçileri tarafından hep “hain” ilan edilmiş Mehmet Ali Talat ya da Mustafa Akıncı değildi…
-*-*-
1977 ve 1979’daki doruk anlaşmalarını imzalayıp federal çözümü sabitleyen Rauf Raif Denktaş’tı!
Şubat 2014’te Kıbrıs’ta olası bir çözümde tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek vatandaşlığı kabul eden imzayı da Dr. Derviş Eroğlu atmıştı!
-*-*-
“Neden Tufan Erhürman?” sorusunun yanıtı çok basittir…
Ve bunu herkes biliyor…
Makam şaklabanları ve rüşvetçiler de biliyor tabii ki!
Üstelik en iyi onlar biliyor!
Mevcut boşluğun devamını inatla istemelerinin ve “aman Tatar gitmesin” diye; tarihi geçmiş, tedavülden kaldırılmış, geri kalmış ve cahil iddialarla çılgınca saldırmalarının sebebi budur!
Sıra Kıbrıs düğümüne de gelecek mi?
Rusya – Ukrayna savaşında olumlu yönde yani “artık bitsin” noktasında bir gelişme olacağı gayet net görünüyor…
-*-*-
Akabinde, Hamas’ın ateşkeste ısrarı; İsrail’de de 2 milyona yakın vatandaşın katil Netanyahu aleyhine sokağa dökülmesi sonrası, “savaşa dur” çabalarının artacağı hissedilebiliyor…
-*-*-
Elbette her iki “çatışmanın” sonuçlanma şekilleri çok önemli!
-*-*-
Daha önce de yazdık; bu iki konuyla alakalı sürdürülen müzakereler çok yakından takip edilmeli; çünkü eğer ikisi de arka arkaya çözülürse, sıradaki “düğüm çözüm sırası”nın Kıbrıs’a geleceği kesindir!
-*-*-
Alın size slogan:
Umudumuz Trump!
Yürü be Donald!
Ne kadar yaşanmaz hale getirilse ve ne kadar bizden uzaklaşsa da; bu ülke her zaman çok güzeldir… 17 Ağustos 2025… Vasilya sahili…