Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Ocak ayındayız… Ocak ayı her ne kadar yeni yılın ilk ayı olsa da, eğitim-öğretim döneminin ilk yarısının son ayıdır. Yani bir anlamda sınavlardan geçilmeyen eğitim sistemimizin, en önemli sınav aylarından biridir… Önümüzdeki hafta okullard

 

 

Ocak ayındayız… Ocak ayı her ne kadar yeni yılın ilk ayı olsa da, eğitim-öğretim döneminin ilk yarısının son ayıdır. Yani bir anlamda sınavlardan geçilmeyen eğitim sistemimizin, en önemli sınav aylarından biridir…

 

Önümüzdeki hafta okullarda dönem sonu sınavları başlayacak. Ocak ayının son haftasında da Kolej Giriş Sınavlarının ilk basamağı “KGS-1” var… Ancak hemen şunu söyleyeyim bu yazının konusu Kolejler ya da Kolej Giriş Sınavları değil… Başlıktan da anlayacağınız gibi bu yazının konusu “İngilizce öğrenmek” ya da “İngilizce öğrenememek”… Başka bir ifadeyle “Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?” sorusuna eğitim bilimi çerçevesinde yanıt aramaktır.

 

İlköğretim sıralarında “- What is your name? - My name is...” ile başlayan İngilizce maceramız, lisede de fazla ötesine gitmeden sonlanıveriyor. Genellikle 40-50 kelime olup kalıyor hafızamızda öğrendiklerimiz… Ne derdimizi anlatıyoruz, ne de İngilizce konuşan birinin derdini anlayabiliyoruz… Liseden sonra ülkemizdeki üniversitelere devam eden öğrencilerimiz için sonuç bu durumdan çok da ileride olmuyor…

 

Geri kalmış birçok ülkede bile ortaöğretimden mezun bir öğrenci ikinci bir dili çok rahat konuşurken bizim insanımız neden yıllarca uğraşmasına rağmen bir sonuç alamıyor?

 

Girmek için çocuklarımızı paraladığımız kolejler, özel okullar, dershaneler İngilizce öğretmek için çabalayıp duruyor… Bu kadar emek, bu kadar para nereye, ve ne için gidiyor? En önemlisi bu kadar zaman neden boşa geçiyor ya da geçirtiliyor?

 

Yanlış giden bir şeyler var… Şu İngilizceyi bir türlü öğrenemiyoruz… Çünkü biz İngilizceyi öğrenmeye çalışıyoruz. Üstelik sadece gramere dayalı yabancı bir dil öğretimi anlayışı ile… Oysa dil bilimcilere göre yabancı dil öğrenilmez, edinilir…

 

Dil bilimcilere göre; yabancı dil “öğrenimi” yerine, doğallığı, gerçekliği ve sürekliliği ifade eden yabancı dil “edinimi” yaklaşımını tercih etmeliyiz… Eğer bir dili, yapay bir sosyal ortamda ve herhangi bir disiplin gibi çalışarak kazanıyorsanız “öğrenmek”; daha doğal bir sosyal ortamda ve biçimde ve de pek farkında olmadan kazanıyorsanız “edinmek” anlamına gelir. Bunu için de okullarda bir yabancı dilin edinilebileceği doğala yakın ortamlar yaratarak bu işe başlamak lazım…

 

Kendinizi hiç sevmediğiniz bir şarkıyı mırıldanırken yakaladığınızı olmadı mı? Şarkıdan belki nefret ediyorsunuz, ama onu mırıldanıyorsunuz. Bunun sebebi, onu çok duymanız ve beyninizin o şarkıyı “edinmesi”, başka bir ifadeyle onu sahiplenmesidir.

 

Sözgelimi, gençlik yıllarınızda sigara içen insanlarla oturup kalmışsanız, bir gün muhtemelen siz de sigara içmişsinizdir… Bu bir kehanet sayılmaz. Çünkü gördüğümüz, hissettiğimiz ve yaşadığımız odur. Sigaranın zararlı olduğunu biliriz, ama beynimizin gördüğü ve hissettiği onun dumanıdır. Üstelik daima arkadaşlarımıza karşı daha açık ve daha savunmasız bir duruşumuz vardır.

 

Yabancı dil öğreniminde de durum yukarıdaki örneklerden farksızdır… Bir yabancı dili matematiksel yolla öğrenebilir, gramere dayalı birçok sınavda da başarılı sonuçlar alabilirsiniz, sorun yok gibidir fakat o dili edinmek bambaşka bir şeydir…

 

Kalıplaşmış ifadeler beynimize kazınıyor. Pavlonun şartlanma deneyi gibi; “What is your name?”, “Where are you from?”, “How old are you?”, denildiğinde hemen kafamıza kazıdığımız cevaplar ağzımızdan fark etmeden çıkıyor. Bunların dışında bir cümle geldiğinde yanıt yok…

 

Sanırım bu anlamdaki en temel sorun, bizim düşünme sistemine uygun bir yabancı dil müfredatının oluşturulamamasıdır. Ana dili İngilizce olan ülkelerde ilkokula başlayan çocuklar için hazırlanmış kitap setleri önümüze koyuluyor. Çocuklarımız da boşluk doldurma ile dil öğrenmeye çalışıyor…

 

Öte yandan yabancı dil öğretiminde önemli bir yer tutan 4 beceriye dayalı ölçme-değerlendirme uygulamasını bir türlü eğitim sistemimize entegre edememiş olmamız da ciddi sıkıntılar doğurmaktadır. Çünkü bir dili nasıl öğretirseniz öyle de ölçmeniz gerekir. Eğer herhangi bir dil için; okuma, yazma, dinleme ve anlama becerileri içeren, hiç olmasa videolardan, kitaplardan, oyunlardan, filmlerden oluşan doğala yakın bir “edinme” ortamı kuramazsak bu dili daha uzun yıllar konuşamayacağız demektir…

 

Galiba yabancı dil öğretemiyoruz, sadece öğretiyormuşuz gibi yapıyoruz... 

 

 


 

 

ANLAYANA - GÜLMECE

 

 

Yabancı Dil

 

İki erkek arkadaş, şehir meydanında bir banka oturmuş sohbet ediyorken, tanışmak isteyen iki turist kız, adres sormak bahanesiyle yanlarına yaklaşır… Önce İngilizce konuşmaya çalışmışlar bizimkilerden tık yok… Sonra Fransızca, yine kapı duvar… Almancayı denemiş, bizimkiler duvara bakar gibi bakıyor… İtalyanca tekrarlamış, hala aval aval bakıyorlar… Sonunda kızlar pes ederek geldikleri gibi oradan uzaklaşırken erklerden biri, diğerine dönerek:

-      "Hiç olmazsa bir yancı dil bilseydik şimdiye kızları tavlamış olurduk..."
Diğeri gülümseyerek yanıt verir:

-      “Yok ya… Yabancı dil hiçbir işe yaramaz. Bak kız dört dil biliyor, işini halledebiliyor mu?”

 


 

 

BURAYA DİKKAT   

 

 

2013 - Yabancı Dil Bilgisi Seviye Belirleme Sınavı

 

ÖSYM, yabancı dil bilgisi seviyesini belirlemek için yılda iki kez olmak üzere Yabancı Dil Bilgisi Seviye Belirleme Sınavı (YDS) yapma kararı aldı. Sınavın ilk uygulamasını 7 Nisan 2013 tarihinde yapacağını açıklayan ÖSYM, geçmiş yıllarda yapılan ÜDS ve KPDS gibi diğer yabancı dil sınavlarını kaldıracağını duyurdu.

 

Ayrıca ÖSYM tarafından uygulanan ve içeriğinde yabancı dil sorusu/testi bulunan sınavlarda yabancı dil sorusu/testi bulunmayacak, bu adayların sınav sonuçlarının değerlendirilmesinde YDS’den alacakları puanlar kullanılacaktır.

 

Bu nedenle, 2013 yılından itibaren ÖSYM tarafından yapılan tüm sınav ve yerleştirme işlemleri ile ÜDS/KPDS sonuçlarını kullanan diğer kamu/özel kurum ve kuruluşların sınav/yerleştirme işlemlerine katılacak adayların, yabancı dil yeterliğinin belirlenmesi için 7 Nisan 2013 tarihinde yapılması planlanan YDS’ye katılmaları yararlarına olacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri