Neden Böyle Oldu? Nasıl Düzelir?

Salih Sarpten

Eğitim, en liberal ülkelerde bile kamusal bir özellik taşır. Bizde ise yanlış eğitim politikaları bu özelliği her geçen gün erozyona uğratmaktadır.

Dünyada kamusal eğitimin önemi katlanarak artarken bizde durum içinden çıkılmaz bir hâl almaya doğru koşar adım gidiyor.

Kamu okulları ile özel okullar arasındaki fark katmerlenerek açılmıştır. Kamu okullarını başarısız, kalitesiz, sorunlu ve istenmeyen okullar olarak kabul edilmektedir.

Peki ama neden böyle?

Tam gün eğitim, standartlarının yüksek olması, yabancı dil eğitimin daha yoğun olması, teknolojik sistemlerin kullanılması, kapıdan alıp kapıya getiren hemen her unsuru düşünülmüş yan hizmetlerin bulunması, öğrencinin ilgi, istek ve yeteneğine uygun zengin aktivitelerin varlığı gibi konular özel okulları öne çıkarsa da işin aslı bu değil.

İşin aslı özel okulların kendi öğrencisini seçebilme hakkıdır. Yani çocuklar arasında “ayrım” yapabilme özgürlüğüdür. İşte bu noktada da özel okullar ticari bir yapıya dönüşebiliyorlar.

Çünkü özel okullar; bir yandan hazır bulunuş düzeyi yüksek öğrenciyi seçmek isterken diğer yandan da okulun ücretlerini eksiksiz karşılayabilecek ekonomik durumu yüksek aile çocuklarını okullarına katmak isterler. Bu nedenle acımasız bir rekabet, okul içinde ve dışında statü farkı kendiliğinden oluşuverir.

Hiçbir çocuğun ayırt edilmediği yer kamu okullarıdır. Kamu okulları; eğitimin bir hak olarak işlev gördüğü tek yerdir.

Eğitimin hak olarak benimsenmesinin tarihi eski olmakla beraber bir insan hakkı olarak ifade edilmesi ancak 1948 BM İnsan Hakları Bildirgesinin 26. Maddesiyle mümkün olmuştu. Şüphesiz bu yolda atılan en önemli adım hiç şüphesiz 1789 Fransız Devrimi olmuştur. Devrimin benimsediği 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin temel haklara yönelik ilkeleri eğitimin temel hak olarak benimsenmesini sağlamış demokratik düzenin devam ettirilmesinde kamusal eğitimi gerekli kılmıştır.

Bu nedenledir ki ülkedeki her vatandaşın eğitim hakkından eşit şekilde ayrım yapılmaksızın faydalanabilmesi sadece kamu okulları ile mümkündür.

Bugün eğitimi yöneten anlayış, kamu eğitimin bu yanını anlamaktan çok uzaktadır:

  • İlköğretimde geçici öğretmenlik uygulamasını yandaş ve siyasi istismar aracı olarak kullanmak,
  • Ortaöğretimde yine siyasi kaygılarla “Disiplin Tüzüğüne” dini esasları yerleştirmek bu durumun ispatıdır.

Öte yandan ülkede veriye ve pedagojik ilkelere dayanan bir eğitim politikası olmadığı için kamusal eğitimi “geleneksel eğitim” olarak kabul edilmektedir.

Oysa kamusal eğitimi; doğru eğitim politikaları ile bal gibi de modern ve çağdaş eğitime dönüştürebiliriz. Dahası bunu başarmak zorundayız.

Kamusal eğitimi, bizi sersemleten dünyanın değişim hızına ayak uydurur hale getirmeliyiz. Teknolojik gelişmelerin ortalama her iki yılda dört katı büyümesi, 4 yıllık bir okulda öğrenim gören öğrencilerin eğitimlerinin ilk yılında aldıkları bilgilerin, 3.sınıfa geldiklerinde güncelliğini kaybetmesi demektir.

Kısacası eğitimde son tren kaçmak üzeredir. Bu kez de treni kaçırırsak artık yakalamak mümkün olmayacaktır. Kıbrıs ağzı ile söyleyecek olursak; açalım gözümüzü, uyandıralım canımızı;

Kesin olan bir şey var: Bugün ülkeyi yönetenlerin taşıdığı anlayışla, yarınların eğitimi kurmak mümkün değildir.


Anlayana - Gülmece

Gerekli Ekipman

Bir çift, göl kıyısına tatile gider. Adam balık avlayarak, kadın da kitap okuyarak günlerini geçirmektedirler. Gölün bazı bölümlerinde balık avlamak yasaktır. Adam bir öğleden sonra kestirmek üzere odasına kalınca kadın, botla açılmaya karar verir. Botla açılır ve kitabını okumaya başlar. Derken devriyeye çıkmış bir görevli kadını görür ve yanına yanaşır.

  • Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?
  • Görmüyor musunuz kitap okuyorum.
  • Bu bölgede balık avlamak yasaktır.
  • Zaten ben de balık avlamıyorum.
  • Ama gerekli bütün ekipmana sahipsiniz. Size ceza kesmem gerekiyor.
  • Eğer böyle bir şey yaparsanız ben de bana tecavüz ettiğinizi söylerim.
  • Ben size dokunmadım bile!
  • Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz, değil mi?

Okumuş muydunuz?

Bir çocuğu eğitmek, bir toplumu eğitmektir.

Afrika Atasözü