Mutlak butlan!

Serhat İncirli

Vallahi da billahi da CHP konusu gündeme gelmemiş olsaydı, “mutlak butlan”ın ne olduğunu hiç öğrenemeyecektim!

-*-*-

Meğer mutlak butlan, bir hukuki işlemin baştan itibaren (hiç yapılmamış gibi) geçersiz sayılmasıymış!
Yeni öğrendim!

-*-*-

Üstelik üniversitede, borçlar hukuku, ticaret hukuku, idare hukuku, medeni hukuk dersleri de almıştım ve “mutlak butlan” bu alanlarda sıkça kullanılan bir terimmiş!
Ya unuttum, ya derslere devamsızlık söz konusuydu, ya ben geri zekalıyım ya da ne bileyim işte!

-*-*-

Neyse, geç olsun güç olmasın!
Öğrendik!

-*-*-

CHP ne alaka?
Cumhuriyet Halk Partisi!
Türkiye’nin ana muhalefeti… 

-*-*-

Medyada kısa aratırma yapınca, en basit anlatımla karşınıza şu cümle çıkıyor: 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bağlamında “mutlak butlan” kavramı, özellikle kurultay süreçlerine dair açılan iptal davalarında gündeme geldi…

-*-*-

Özü nedir konunun?
Özü şudur: 2023’teki 38. Olağan Kurultay ve 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultay için açılan davalarda, bazı taraflar kurultayların hukuken yok hükmünde sayılması gerektiğini savunuyor… 

-*-*-

Delegelerin seçiminin parti tüzüğüne ve yasalara aykırı olduğu; kurultay çağrısının usule aykırı yapıldığı, ilan süresi, bilgilendirme gibi prosedürlerin eksikliği; kurultayda CHP Parti Tüzüğü’nün bazı hükümlerinin ihlal edildiği; teknik ve hukuki aksaklıklara dair itirazların görmezden gelindiği iddiaları söz konusu…

-*-*-

Ve bugün mahkeme “kamu düzenine aykırılık var mıydı yok muydu”ya bakacak ve “mutlak butlan” var mı yok mu kararını verecek!

-*-*-

Gergin bir durum!
Bazı CHP üyelerinin evlerine erzak depoladıkları falan söyleniyor!
Yani gerginliğin boyutu “savaş – iç savaş” endişesine kadar uzanıyor!
Hatta ve hatta inşallah olmaz, duacıyım olmaz, yalvarırım olmaz ama “çok daha kötü senaryolar”dan söz edenler bile var!

-*-*-

Meselenin içine Amerika’yı haliyle CIA’yı; İsrail’i ve tabii ki Mossad’ı sokanlar bile bulunuyor…

-*-*-

“Derin devlet” işlerinden; Tayyip Erdoğan’ın sağlığından ve sonrasından bahsedenler… 

-*-*-

Kafam karmakarışık!

-*-*-

Eğer mahkeme 15 Eylül 2025 Pazartesi günü kurultay hakkında mutlak butlan kararı verirse ne olur?

-*-*-

Kurultay hiç yapılmamış sayılabilir; mevcut yönetim yani Genel Başkan Özgür Özel ve MYK üyeleri görevden alınabilir; önceki yönetim yani Kemal Kılıçdaroğlu ve PM üyeleri göreve iade edilebilir ve partinin yeni ve geçerli bir kurultay yapması gerekebilir…

-*-*-

Yargı karar verirse, saygı duymak mı gerekir yoksa bu bir ağır komplo mudur?
CHP’liler bunu Kabul etmez!
Sokağa dökülür!

-*-*-

Aman internet yasağı falan!
Sakın ha!
Nepal örneği, tüylerim diken diken!

-*-*-

Amerika ve İsrail işin içinde midir?
İran’a karşı, geleceğin Türkiye’si mi inşa ediliyor?

-*-*-

Gel de sabah sabah yazı yazarken alkol içme!

-*-*-

Bu bir diktatörlük ön çalışması mıdır?
Aman ha şeriat habercisi midir?

-*-*-

Bilemem!

-*-*-

Ama Reuters’de bir analiz okudum; Türk Lirası’nın ve doğaldır Türk ekonomisinin dibe doğru seyahati artarak hatta çok keskin hızla devam edecek!

-*-*-

Elbette spekülasyona gerek yok ama “çok yüksek ihtimaldir”; mahkemenin “mutlak butlan” kararı ile birlikte, cebimizdeki her Türk Lirası’nın değeri, ciddi şekilde ve daha da azalmış olacak!

-*-*-

Dolar, euro, sterlin vur tavana durumu!

-*-*-

Tanrı Türkiye’yi korusun!
Ve Türk Lirası “maaş ödenen” ve “siz bu satırları okurken euro olarak tatile gitmeye çalışan” bizi de… 

-*-*-

Bu arada bilemedim, cabimde neyim var neyim yoksa euroya çevirdim!
Gideceğim yerde “mutlak butlan” endişesi yok ama döndüğümde “mutlak bulamama” endişem var!

-*-*-

Amaaaaan; ben tatildeyim, siz düşünün!


KKTC’de mutlu olmak!

Yat be bir iki saat daha uyu!
Akşam saatlerce hasba gadar futbol maçı iziledin, uyu biraz!
Yok!
5 dedi ayakta!

-*-*-

O da nesi!
Elektrikler kesik!
Allah Allah, oysa yaklaşık üç haftadır hiç kesilmemişti!

-*-*-

Karanlık!
Ama her günkünden daha karanlık!
Meğer havada sis var!

-*-*-

Sis, trafik için çok tehlikeli ama en azından yağmursuz ülkemizde ağaçlar için bir nebze “nefes”!

-*-*-

Bizim ev elektrikli!
Küçük bir gaz ocağımız var ama onu da bahçede bir dolaba kaldırdık!
Haliyle su ısıtıp kahve yapmam lazım; sabah en az iki kahve içmezsem, başım ağrıyor!
Psikolojik mi yoksa kafeine mi bağlı bilemem!

-*-*-

Ocağı buldum ama üzerinde başka eşyalar var; bir elimde fener, çıkarmaya çalıştım, e karanlıkta çok da gürültü çıkarıyorum!
Vaz geçtim…

-*-*-

Önceden şarj edilmiş bilgisayarcığımı açtım, kucak bilgisayarı, laptop yani…
Telefondan 4G’ye bağlandım!

-*-*-

Kahvesiz olmuyor!
Kasavet bastı beni, kasavet bastı beni, yarim geldi duymadım!
Dolama dolamayı şarkısındaki durum gibiyim… 

-*-*-

Bu arada kasavet ne demek?
Kaygı, sıkıntı, tasa, üzüntü.
Dört anlamı var!

-*-*-

Elektrik olmayınca demek ki insan kaygılanıyor, sıkıntıya giriyor, tasalanıyor ve üzülüyor!

-*-*-

Derken, tam 6.22’de motorlar, aletler car cur çalışmaya, din don ötmeye başladı!

-*-*-

Olamaz böyle bir sevinç!
Olamaz böyle bir mutluluk!
Elektrik – elektrik!

-*-*-

Kahvemi de içtim!
Baş ağrım da gitti!
Ohhhh!

-*-*-

Bir mutlu oldum ki anlatamam!
Teşekkürler KKTC!

-*-*-

Hava sisliydi, bayrak falan göremedim; herhalde elektrikler gidince, cami megafonları da çalışmıyor ya da ben işitememişimdir ama mutluyum!


İnsanların yöneticilerden korktuğu sisteme tiranlık; yönetenlerin insanlardan korktuğu sisteme dmeokrasi denir… türkiye dönüm noktasında mı? 15 Eylül 2025 tarihine dikkat… Çok önemli bir tarih…