“Muhalefet çok sessiz, sokağa inmiyor, etkin değil...”
Çok duydunuz bu eleştirileri, değil mi?
Evet, insanları hareketlendirmek önemli...
Ama hep şu notu da düştük, “çözüm önerileri ve toplumu ikna etmek, acı da olsa kimi gerçekleri söylemek ve yol haritasını ortaya koymak” da önemli, bir o kadar...
***
Ana muhalefet CTP dün sokağa indi, Lefkoşa Belediyesi önüne yürüdü, önemli bir kitleyle...
Doğruları da söyledi.
Bugün her ne yaşanıyorsa, çok önceden açıklamıştı adayları, parti yönetimi.
“Bu belediye batacak” denmişti..
“Bu belediye imkanlarının çok üzerinde istihdam ve harcama yapıyor” denmişti...
Tabii o dönem herkes “istihdam” umuduyla, yarınları hiç görmeden “bizim başkan aslan başkan” havaları çalmıştı, başşehirde...
Gördük sonucu...
***
Ve ne ilginçtir, daha önce “çok sessiz kalıyorsunuz” diyenlerin bir kısmı, dünkü eyleme yine dudak büktü.
“Siyasi reklam yapıyorlar... Bayrak sallıyorlar... Partilerini reklam ediyorlar” falan...
Siyasi partiler kitlelere öncülük ederler, isimleriyle çıkarlar ortaya, böyledir, farklısı düşünülemez...
Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranma durumu var ortada...
Ama unutmayalım ki, “sessizliğini” koruyan ve sokağa inmeyen kitleler de, aslında bu “kirli” HÜKÜMETE destek oluyorlar sadece...
Ya, “bir başka partinin yanında görünmeyelim” iç sesi var kimilerinde, bir “beklenti” ile...
Ya bir korku...
Ya da umursamazlık, yılgınlık...
Ne olursa olsun, “razı olmak” bu düzene, kabul edilemez...
O halde, devam, direnmeye...
Demokrasicilik !..
Ama kendini fazlaca kaptırmış, “belediye başkanlığı”na...
Biraz da sevmiş galiba, işin “medyatik” yönünü.
Evet, Lefkoşa’nın temizlenmesi önemlidir...
Ama “demokrasi”den daha önemli değil.
Lefkoşa’nın seçilmiş bir Belediye Başkanı vardır ve bir “atanmış”, bu görevi, üstlenemez...
ANAYASA mahkemesinden de geri dönmüştür, bu uygulama...
Israr etmek, ne kadar iyi niyetli olursanız olunuz, demokrasiyi yaralar...
Eğer “bedel ödemesi” gerekenler “gizlenirse”, bunun sonu gelmez...
***
Meclis’teki pek çok milletvekilinden daha yetkin, yetenekli, çalışkan hatta daha iyi niyetli memurları, uzmanları da vardır bu ülkenin.
Ne yapalım, görevi onlara mı verelim şimdi?
***
Bir de KAYMAKAM diyor ki, “Geliniz hep birlikte parkları temizleyelim!..”
Yani bu HÜKÜMET kurumlarını çökertsin, bu BAŞKAN belediyeyi batırsın, hesapsız ve ön görüsüz kararlarla ülke pisliğe gömülsün..
Sonra, onların üstlenmesi gereken sorumlulukları, YURTTAŞIN boynuna asalım, öyle mi?
Parkları temizledikten sonra hep birlikte bir de BAKANLAR KURULU toplantısına ne dersiniz!..
“Yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları” ne varsa, ele alalım, değil mi?
“AZ BİLE YAZDINIZ, AZ BİLE”
Hani dün KAYMAKAM kızdı ya bize, MUHTARLARIN öfkesini yansıttık diye...
Kumsal’dan Hamitköy’e, Göçmenköy’den Kermiya’ya kadar, nasıl telefon yağmuruna tuttu yurttaşlar, anlatamam...
“Az bile” dediler, “Bu kadar pisliğe, rezilliğe az bile...”
Nihayetinde, muhtarlar da bölge insanının sesi oluyor...
Lefkoşa’nın önemli çınarlarından biri aradı, sevdiğim bir büyüğüm, Kumsal’ı anlatıyor:
“Bizim muhtarı aramışlar, kızmışlar, sen hangi partilisin de böyle konuşuyorsun, diye. Hâlâ particilik peşindeler... Kumsal’ın girişinde bir aydır çöpler alınmıyor, gelip görseler ya... Kumsal Parkı’nı görsen, o zibilliğin, onca sineğin içinde oynayan çocuklara acırsın... Bu pisliğin nesini savunacaklar...”
Bu hükümeti götürmenin zirve noktasını yazmıştım ...
Yinelemek isterim;
· Muhalefet, önce, “İlk seçimlerde UBP ile KOALİSYON KURMAYACAĞIZ” beyanı yapacak.
· Muhalefet “OLMAZSA OLMAZ” düzenlemelerde uzlaşacak, bunları ilan edecek, göreve kim gelirse gelsin uygulanacak “yeniden yapılanma” reçetesinin ana başlıkları açıklanacak...
· Ve tüm partiler MECLİS’ten çekilirken, SENDİKALAR da süresiz GENEL GREV başlatacak, aynı gün... Birlikte, ortak mücadele... Kimse, bir ötekini öne sürmeden...