En geleneksel sorudur...
Yılbaşı tatilinin hemen ardından, yeni bir iş gününe başlarken...
“Yeni yıla nasıl girdiniz ya?”
Nasıl olacak...
“Eski” yılı uğurladığımız gibi...
“Ankara havası”yla...
“Misket” yani, “Oy farfara farfara...”
***
Çok iyi anımsıyorum, yüksek tansiyonlu televizyon programlarımızı...
Nazım hocanın, nasıl da tükürükler saçılırdı dudaklarının iki yanından...
‘Turgay Avcı’nın adını söylerdik...
Daha ‘Turg’ demeden biz, ‘öp’ler, öfke kusardı, durmadan...
‘Ya geri dönerlerse’ derdik, kükrerdi, ‘onların girdiği kapıdan bir daha girmem’ derdi falan...
‘Ankara’ havası çalarken aklıma geldi...
... A benim hacı yarim / Başımın tacı yarim / Eller bana acımaz /Sen bari acı yarim...
***
“Daracık daracık sokaklar”ında biraz daha dolanalım siyasetin...
Senenin son günlerinde, bir diğer konu, “hayali” koalisyon senaryoları oldu: UBP-CTP !
Ve hatta, bakanlar dahi yazıldı, yan yana, yana yana...
Komik ötesi (!)
Kimilerine göre bu ‘senaryolar’ TDP’den birkaç ismin eseri...
İnanmam doğrusu...
Böylesi bir ‘sataşma’ tam bir ‘intihar’ olur, çünkü...
TDP, hem Eroğlu hem de Küçük’le ‘anlaşmıştı’ koalisyonda...
Hatta, Çakıcı’nın bu anlaşmasına karşı, gençleri ayaklanmıştı partinin...
O dönem, ki hepsi iki sene evvel, UBP’nin 25’i vardı, TDP’nin sadece 2’si...
Ve, “koalisyon” uzlaşısını bozan da doğrusu İrsen Küçük oldu, Çakıcı değil...
Hasipoğlu, Tancer gibi transferler bir anlamda kurtuluşu oldu TDP’nin...
Yoksa...
Bu “facia”nın içinde, bir de “güvercin uçuverdi” olacaktı (!)
***
Daha fazla misket yuvarlamadan, önümüze bakalım...
2012’de “hiç mi iyi, hiç mi umut verici gelişme olmadı” diye hep sorup durdular bana....
Oldu!..
24 can verdik, yollarda...
Bu rakam, bir sene öncesinde 42’ydi...
Ve unutanlara anımsatayım, 2004’te 76...
Biliyorum, ‘radar’ cezalarına falan öfke var, evet...
Ama sonuç da bu...
Yani... ‘Rahatımız kaçmadan’ olmuyor çözüm, görüyorsunuz işte...
Bedel de ödemek gerekiyor, kimi zaman... Katlanmak da...
Sevsek de sevmesek de...