Mesarya ‘üvey evlat’ olmasın

Cenk Mutluyakalı

Bir okurum arıyor, Mesarya’dan…
Endişeli.
Çok sayıda “temaslı” var, yeni yeni vakalar açıklanıyor.
“İnsanları gelip almıyor dahi ambulans” diyor.
“Mesarya bu ülkede arada kalmışlığın acısını yaşıyor.”
“Üvey evlat” gibi!

***
Mesarya, Lefkoşa ile Mağusa arasında sıkışmış, kalmış.
İskele Karpaz arası gibi…
Tarımda, hayvancılıkta ülkenin yükünü sırtlayan yerler…
Üretim var, emek var, umut var ama ilgi yok yeterince…
Oy deposu” görünüyor.
Hükümetlerin seçimden seçime aklına geliyor genelde…
Yerel yöneticilerin çabası, imkanları, özverisi bir yere kadar…
Özellikle eğitim ve sağlık alanında çok daha fazlasını hak ediyorlar…

***

Değirmenlik çok iyi bir belediye başkanına sahip…
Çok hem de çok çalışkan.
Pırıl pırıl olmuş şehir…
Akdoğan öyle… İnönü… Geçitkale… Beyarmudu…
Belediyelerin imkânları yine de yetmiyor…
Özellikle sağlık altyapısı anlamında çok daha iyisi şart…
Yollar, binalar, kentsel dönüşüm….
Uzar gider bu liste…

***

Mesarya’da, özellikle de Lefkoşa’nın yükünü hafifletecek geniş donanımlı bir sağlık merkezi ihtiyacı biliniyor. Değirmenlik’te sağlık merkezi, Akdoğan’da laboratuvar gündeme gelmişti, öylece kaldı.
Akdoğan’da tek ambulans var; Değirmenlik, Serdarlı, Geçitkale, İnönü, Akdoğan’a birkaç doktor yetişmeye çalışıyor.
Bir yere kadar…

***
Gençler yıllarca köylerine evlenmedi, yerleşmedi, doğdukları yerlerden uzaklaştı.
Mesarya “yaşlı nüfus”la direndi.
Yurt dışından gelen göçmenler aldı eski evleri, köylerin dokusu değişti.
Nüfus değişimlerine rağmen topraktan kopmadı insanlar…
Üretimi bırakmadı…
Yine de geçmişe özlemle yaşıyor Mesarya…

***

Şimdi çok daha fazla “içi sızlıyor” Mesarya’nın çünkü sağlık endişesi var.
Yıllarca “partizanlık” üzerinden “üleşim” düzeniyle idare edildi buralar…
Hep unutuldu.
İnsanlar kendilerini “güvende” hissetmek istiyorlar sadece…
Bir de “yalnız” olmadıklarını…
Hani “mesafeler az” diyoruz ya!
Çok geliyor bazen…
Hem de ne çok…