Maraş; bir ‘film’ platosu...

Tümay Tuğyan

Devlet yönetmek, ciddiyet gerektiren bir iştir.

Bir Başbakan Yardımcısı’nın, müzakere masasının en önemli konularından biri olan Maraş’la ilgili olarak dillendirdiği ‘önerinin’ ciddiyeti ise maalesef tartışmaya açık.

Sayın Serdar Denktaş, İstanbul’da Milliyet Gazetesi yöneticileriyle yaptığı sohbette söylemiş, Milliyet’in ilgili haberinde öyle diyor.

Duymayanlarınız için, öneri şu: Maraş’ı bir film platosuna çevirmek.

***

Kıbrıs’ın hayalet şehri, Maraş.

1974’ün bölünmüşlüğünün bir nevi üvey evladı.

Savaş Mağusa’yı ortadan ikiye bölmüş, şehrin en müstesna bölümünü teller ardına hapsetmiş.

Talan edilmiş, yağmalanmış...

Yüklü ‘ganimeti’ ensesi kalın ve de omuzları yıldızlı ‘erkan’ tarafından üleşilmiş...

Sonra da...

Sonrası malum!

Bugün müzakere masasının, en ‘kaymaklı’ pazarlık payı haline dönüşmüş/dönüştürülmüş bir yer Maraş.

Bile isteye, sırf ‘güçlü bir elimiz’ olsun diye tel örgülerin arkasına hapsedilip başına silahlı askerlerin dikildiği...

Ve bugün başta Mağusalılar olmak üzere toplumun kayda değer bir bölümünün ‘AÇIN’ diye ısrar ettiği...

Mağusa İnisiyatifi’nin, 2010 yılında yayınladığı deklarasyonu takiben yasal sahiplerine devredilmesi ve yeniden yaşama kazandırılması taleplerinin geniş kitlelerce destek bulduğu...

Ve fakat siyasetçinin, ‘bütünlüklü çözümün bir parçası’ olarak gördüğü Maraş!

Geride bıraktıklarının adına belgesellerin çekildiği...

Apar topar ve geri dönemeyeceklerini bilemeden terk etmek zorunda kalan insanların, yılanlara yem olan evlerini, mahallelerini gördükçe içlerinin parçalandığı...

Mağusa ekonomisinin ‘kırık’ kalbi Maraş!

Ve hem siyasi, hem ekonomik ve hem de manevi değeri bu denli büyük bir toprak parçasından söz ederken...

Biraz daha ciddi olmak gerekir!

Bırakın siyaseti falan bir tarafa, bugün hâlâ gözlerinde yaşlarla anılarını yad eden ve bir gün geri dönmeyi hayal eden Maraş sakinlerine saygı adına gerekir bu.

Orada ölenlerin/öldürülenlerin hatırasına saygı adına...

Savaştan kaçamayıp da ‘ele geçirilen’ ve hunharca tecavüze uğrayan Rum kızlarının acısına saygı adına...

Biraz daha ciddi olmak gerekir!

Tabii bütün bunların, gözümüzde bir kıymet-i harbiyesi varsa!