‘Maliyetler çok yüksek’

EKONOMİ SOHBETLERİ






Başman Group Direktörü Osman Başman’la birlikteyiz bu hafta. Ekonomik programda doğru çözümler var ancak programı uygulayacak olanlar çok önemli diyor Başman. Ekonomik krizin taa en yukardaki şirketlere yansıdığını ifade eden Osman Başman, yine de pozitif olmak, geleceğe umutla bakmak gerektiğini belirtiyor. “Doğru sektörlere yatırımla, ekonomik programın doğru uygulanması ile sorunlara çözüm bulunabilir” diyor Başman.
----------


‘Maliyetler çok yüksek’

 

Dilek ÖNCÜL

·        Yenidüzen: Öncelikle Başman Group’un kuruluş öyküsünü dinleyelim...

·        Osman Başman: Başman Group 1960 yılında kuruldu. Bizim babamız Mustafa Başman ile kardeşi Salih Başman’ın kurduğu bir şirkettir. 1974’ten sonra Colgate, Avon Kozmetik ürünleri gibi yeni bayilikler alındı. 1992 yılında Ali Başman şirkete geldikten sonra da yeni bayilikler alındı, peynir ürünlerine girildi. Daha sonra ben dahil oldum. 1997’de Sarar’ın ilk mağzasını açtık Meclis’in karşısında. Tabii bu arada bunlar devam ederken biz fuarlara katılıp fuarlarda yeni markalar bulduk. Gıda ve Temizlik ürünlerinde portföyümüzü geliştirdik. Tekstil bölümünde 2007’de Nike mağzası açıldı. Bütün Avrupa’da ikinci en büyük mağzadır Nike Lefkoşa. Daha sonra Tango to Buddha Restaurant&Bar’ı açtık. Ülkemiz turizm ülkesi olduğu için o alanda da işlerimizin olmasını istedik. Yani dört sektörde çalışıyor şirketimiz. Üç kardeşiz. Pınar Başman Avon Kozmetiğe bakıyor, ben gıda-temizlik ürünleri ve Tango to Buddha’ya bakıyorum. Ali Başman da tekstile bakıyor.

 

·        YD: Esas işiniz ithalatçılık. Ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz bu süreçte?

·        Başman: Tabii Kuzey Kıbrıs’ta yaşadığımız için direkt ticaret yapma şansımız yok. Siparişlerimiz Mersin üzerinden Kıbrıs’a geliyor. Bu hem zaman kaybına uğrattırıyor bizi hem de navlun açısından baktığınızda ek maliyet getiriyor. Maliyetlerin yüksek olması raftaki satış fiyatlarının daha yüksek olması anlamına geliyor. Bu da rekabet açısından, tüketim açısından -özellikle Rum tarafı ile kıyasladığınız zaman- negatif bir etki yapıyor. Tabii biz sürekli Rum tarafındaki marketlerden fiyat alıp kendi fiyatlarımızla kıyaslıyoruz. Bizim ürünlerimiz genelde daha uygun fiyatlıdır. Tabii insanlar Rum tarafına daha çok giyim almak için veya bir gezme olsun diye gidiyorlar. Ordaki rekabeti etkisiz hale getirebilmemiz için burda sattığımız ürünlerin Rum tarafından daha ucuz olması lazım. Tabii ki insanlarımızın da duyarlı olması lazım çünkü paramız ne kadar Türk tarafında kalırsa, kendi içimizde o kadar bölüşülür. Dünya’ya tamamen açık olduğu için Rum tarafında daha çok seçenek bulabilirsiniz ama Türk tarafında da çoğu seçenek vardır. Tabii nüfus bazında kıyasladığınız zaman talep de çok yok. Talep olsa biz tüm markaları getirmeye hazırız.

 

“MEMUR MAAŞLARIYLA DÖNMEYE ÇALIŞAN PİYASA”

 

·        YD: Ülkemizdeki ekonomik durum ne şu anda ve bu size nasıl yansıyor?

·        Başman: En büyük sorunumuz piyasada, memurların aldığı maaşlarla dönen bir kısır döngü yaratılmasıdır. Memurlara verilen maaşlar artık kamudaki geliri destekleyemez duruma geldi ve büyük cari açıklar oluşuyor. Maliyemiz bu cari açıkları kapayabilmek için sürekli vergi üstüne vergi ekliyor, benzine, elektriğe, gaza zam yapıyor. Şirketler de dönem dönem zamlar uyguluyor ve fiyatlar günden güne pahalı oluyor.  İnsanlarda satın alma gücü kalmadı. İnsanlar önce temel ihtiyacını öder, daha sonra lüks tüketim için parasını harcar. Bir de Kıbrıslıların sorunlarını nerde görüyorum; herkes birbiri ile kendini kıyaslıyor ve herkes her şeye sahip olmak istiyor. Şimdi belli bir maaş alıyorsanız BMW, Mercedes sürmeniz imkansızdır ama bizim insanlarımız ille sahip olacak. Herkes bir taksite bağlanıyor. Bu taksitler de insanların satın alma gücünü sıfırlıyor. Memleketimizde intihar durumunu da göz önünde bulundurursanız artı faiz mağdurları var; baktığınız zaman gerçekten durum iyi değildir. Ve bu yangın üst taraflara, üst kesime gelmeye başladı. Büyük işletmelere de geldi, hissediyoruz yani. Tabii satışlarımızda çok düşüş yoktur, insan olduğu sürece bir talep var ama baktığımız zaman tahsilatta zorlanma vardır. Şimdi yeni bir kanun çıkarıyorlar. Karşılıksız çek verene hapse gitme yasağı galiba kaldırılıyormuş. İnşallah olmaz. Öyle bir şey olursa çok daha zor olacak tahsilat. Kıbrıs Türk toplumunu, çok dürüst, bir birine güvenen, manevi değerleri çok yüksek bir toplumdu. Bu toplum nereye geldi; hepimiz sahtekar olduk. Hepimiz kendi çıkarlarını düşünen insanlar olduk. Hiç takdir etmeyi bilmiyoruz. Toplumumuzda en üzüldüğüm konulardan biri budur. Manevi değerlerimizi tekrar kazanmamız lazım çünkü bir kişinin hayattaki en önemli şeyi sadece iş yapmak para kazanmak aile kurmak çocuk yapmak değil, o toplumun içinde yaşarken huzurlu olmaktır. Ben Kıbrıslıları, Kıbrıslılığımı çok seviyorum, bunu kaybetmek istemiyorum. Toplumumuza sahip çıkıp, öz kaynaklarımıza uygun sektörlere para yatırımlarını geliştirip hükümetin de göstereceği yönle Kuzey Kıbrıs’ın veya tüm Kıbrıs’ın geleceğini en iyi şekilde kurmamız lazımdır. 

 

·        YD: Hedefleriniz, beklentileriniz?

·        Başman: Herkes bildiği işi doğru düzgün yaparsa hiçbir sorun çıkmaz ve işte milli kaynaklarımız da, şirketlerin gelirleri de boş yere heba olup, bu paralar batmaz. Biz şirket olarak geleceğe parlak bakıyoruz. Bir dış veya iç etken bizi bu durumdan kesinlikle çıkaracaktır diye düşünüyorum. İşlerimize daha iyi konsantre olup o dönemin şartları ne ise o şekilde yönetmek lazım şirketi. Şu anda yüksek paralarla yeni işler yapıp yeni sektörlere girme zamanı değildir. Piyasa daralmış durumdadır. Ama biz her zaman iş dünyasının içinde Kıbrıs’ın en önde gelen şirketlerinden biri olarak her zaman geleceğe pozitif bakıyoruz. Ne yapabiliriz, paramızı nasıl değerlendirebiliriz, nasıl daha fazla iş olanakları açıp, daha fazla istihdam yaratabiliriz diye düşünüyoruz. Sonuçta bu toplumdan kazanıyoruz bu paraları, bu  topluma geri döndürmek lazım. Şirketimizde 250 civarında çalışanımız vardır. Kıbrıs ekonomisine büyük katkımız olduğuna inanıyorum. Gelecek bizim için çok daha iyi olacak çünkü bu zor günleri atlattık, özellikle son 2 sene çok kötü geçti. Bütün ümidimiz 2013’ün düzgün başlaması. Ne isterse olsun, ben geleceğin çok daha iyi olacağını hissediyorum.





‘Bizim gençler garsonluk yapmak istemez’

 

·        YD: Ekonomik durum açısından ne yapılmalı sizce?

·        Başman: Bence Kamu İktisadi Teşebbüslerinin hepsini özelleştirmek lazım. Tabii kamudan çıkan personel işsiz kalacak. Reel sektörde, kredilerle, iş fırsatları sunarak insanlara yön göstermeleri lazım. Yani hükümetimizin insanlara yol göstermesi; işte şu sektöre para yatırımı yapın şu işi yapın demesi lazım. İnsanlar yanlış yönlendiriliyor ve paraları da bir şekilde işe girdikten kısa zaman sonra batıyor, boşa gidiyor. Comperative advantage dediğimiz öz kaynaklarımızın zengin olduğu sektörlere para yatırımı yapıp o sektörleri geliştirmemiz lazım ki gelecekte herkesin önü açık olsun. Bir de bizim insanımız garsonluk yapmak istemiyor. Tango to Buddha’da 20 kişiden fazla insan çalışır. Çoğu Türkiyeli veya sağdan soldan gelen. Biz bir garsona 1500 TL artı tips veriyoruz. Nerden baksanız 1000 TL de tips alıyor, 2500 TL. Az para mı bugün. Geçenlerde Roma’ya gittim. Bir baktım o bölgenin gençleri barlarda, restorantlarda çalışıyor. Bunun ayıbı yoktur; iş iştir. Burda çalışmıyoruz, İngiltere’ye gidiyoruz. Gençlerimiz 600-700 pounda kötü şartlarda çalışıyor. Bunu anlayamıyorum. Ülkemize biraz daha sarılmak, biraz daha inanmak lazım. Hükümetimizin de artık sorunlarla bire bir daha konsantre olması lazım. Kendi içlerindeki küçük sorunlarla zaman harcamaması ve toplumun sorunlarını tek tek inceleyip bu insanlara yön göstermesi lazım. Ancak bu şekilde ileriki zamanlarda toparlanma olabilir. Tabii 2013 yılında suyun gelmesi ile sosyo-ekonomik politikalar da değişebilir. Bunun yanında Rum tarafının denizde petrol-doğal gaz araması var. İlerde iş birliği yapmak mecburiyeti doğabilir. Su, doğal gaz satılarak Kıbrıs’ın öz gelirlerini artırmak mümkün olur. 2013’ün ikinci yarısından sonra ekonominin daha iyiye gideceğini düşünüyor, pozitif gözle bakıyorum.

 

·        YD: Özellikle sendikalar özelleştirmeye karşı. Özelleştirme ile bu kurumların artık Kıbrıslının olmayacağı dile getiriliyor. Bu konuda ne düşünüyor sunuz?

·        Başman: Tabii sendikalar kendi üyesini korumakla sorumludur. Fakat KTHY battı; sendika 3-5 ay yollarda, çadır kurdu, ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Şirket battıktan sonra, zarar ettikten sonra ne anlamı var. Ya da Lefkoşa Türk Belediyesi’nin durumu veya işte BRTK’nın durumu. Ya çalışan sayısını daha aza indirmek lazım ve fizible bir işletme, kazançlı bir işletme pozisyonuna sokmak lazım ya da özelleştirmek lazım. O kurumlar, hükümete kim gelirse gelsin genelde partizanlık için kullanıldığından, işte dostu akrabası tanıdığını çalışan olarak oraya yerleştirdiği için, bu durumlara geliyor. O yüzden Kamu İktisadi Teşebbüsleri dediğimiz bu kurumların kesinlikle özelleştirilmesi lazımdır. Tabii yerli yatırımcımız varsa ona verilmeli. Mesela Kanerler Ercan havalanındaki bütün duty-free’leri çalıştıracaklar. Tabii ki öz kaynağı güçlü olan Kıbrıs şirketleri alıp yönetebiliyorsa onun almasını ben de tercih ederim. Ama bir Türkiye şirketinin veya başka bir ülkenin alması bence yanlış değil. Duygusal bakmamak lazım olaya. Bizimdir, kaybetmeyelim; öyle bir şey yok. Madem zarar ediyor, yürümüyor; bütün toplum niye bunu vergi ödeyerek, zamlarla karşılasın. Bu cezayı kesmemek lazım bütün topluma.





“Ekonomik programda uygulama önemli”

 

·        YD: 2013-15 Ekonomik programı ve uygulayacak hükümet hakkında ne düşünüyorsunuz?

·        Başman: Olumlu görüyorum. Tüm programı okudum. Doğru konulara değindiler fakat dediğiniz gibi ne kadar uygulanacak bu çıkardıkları program, kim uygulayacak, denetleme unsuru olacak mı önemli. Çünkü bir şeyi sadece çıkartmak önemli değil onu uygulamak, uyguladıktan sonra kontrol edip onun  ne kadar doğru yolda gittiğini tespit etmek lazım. Yanlış giden varsa onu toparalamak lazım. Ama tabii ki her zaman bu paketlerde kemer sıkma politikası da olduğu için belli bir dönem sancımız olacak. Bir dönem daha bu sancı devam edecektir. Tabii ancak reel sektörün canlanması ile Kıbrıs’ta bir rahatlama olur. Kamunun küçülmesi lazımdır. Paketin daha uzun vadede başarılı olacağını görüyorum. Fakat bunu da uygularken işte küçük ve orta boy işletmelere çok düşük faizli krediler vermek, yeni işlere girmek isteyen belli başlı kurumlara veya küçük orta boy işletmelere yön göstermek lazım. Yani bir taraftan sıkarken piyasaya da para pompalamak lazım. Bu para pompalanırsa bu dönemi daha az hissederek geçirmiş oluruz. Yoksa hep kemer sıkma politikası ile daha da zora sokacağız durumu, çok daha fazla işletme batacak, zor duruma girecek. Dolayısıyla toparlanması çok daha zor olacak.

 


 

Bir cümleyle

Ekonomi: Gelir gider dengesi

Para: Gerekli

Döviz: Korkutucu

Yatırım: Şu an uygun değil

Hükümet: Çalışmıyor

Özelleştirme: Gerekli

Ticaret Odası: Pasif kalıyor

Medya: Boşa kürek çekiyor

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri