MAHKEME TERÖRİSTLERİ SALIVERDİ…

LTB çalışanlarının, bu hafta içinde, sendikaları BES önderliğinde yaptığı eylemleri Başbakan Küçük terör olarak niteledi. Yani, LTB çalışanları terörist… Çevik kuvveti, polisi, savcılığı, Allah ne verdi ise hepsi, Başbakan’ın fetvasını duyar

 

LTB çalışanlarının, bu hafta içinde, sendikaları BES önderliğinde yaptığı eylemleri Başbakan Küçük terör olarak niteledi. Yani, LTB çalışanları terörist…

Çevik kuvveti, polisi, savcılığı, Allah ne verdi ise hepsi, Başbakan’ın fetvasını duyar duymaz görev başına koştu, terörist avına çıktı. BES’in terörist başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları tez yakalanıp içeri tıkıla…    

Ve emniyet güçleri, KKTC Devleti’nin ve onu yöneten UBP hükümetinin nam ve şerefine uygun bir şekilde, yakaladığını, yaka – paça, döve – döve tutukladı, hapse attı… Şaka değil… Ne yani memlekette teröristler de mi kol gezecek? Hade hırsızlarla, katillerle, ırz düşmanları ile, kadın ve fuhuş ve uyuşturucu tacirleri ile ve daha benzeri her türlüsünden cani ile birlikte yaşamaya alıştı insanlar ama teröristlere olamaz; diğerleri usul halle olur, hallolmasa da önemli değil, ama  bunlara göz açtırmamak gerek…

Ve teröristler mahkeme önüne çıkarıldı… Ne de çok terörist destekçisi varmış bu anlı – şanlı KKTC’de?!.. Binlercesi mahkeme önünde… Hem de “kahrolsun faşizm” diyerek… Ayıp, ayıp, çok ayıp… İçerde anlı – şanlı KKTC’nin, yedi-buçuk sekiz maaşlı Başbakan’ının ihbar ettiği ve polisin üstün bir maharetle darp ve derdest ettiği, savcılığın da devleti ve hükümeti korumak için mahkum etmek istediği teröristler yargılanıyor…

Ve mahkeme teröristleri salıverdi!…

Haydaaa…

Nasıl olur?... Başbakan yalan mı söylüyor, hele ki bu Başbakan?!.  Bu nasıl mahkeme?!. Hakim de terörist yanlısı olmayacağına göre, yanlış nerde?

Yanlış yok… Kıbrıslı Türklerde kadersizlik var… Cumhurbaşkanı, iki halktan bir millet olmaz diye fetva verir, dünyanın birçok devletindeki durum bir yana, anavatanı Türkiye’deki durumun bile farkında değil… Geçmişte de “federasyon ile konfederasyon arasında fark yok” demişti. ‘Fark yok’ temalı seçim kampanyası yaparken kendini kaptırmış olacak diye yorumlandı… Siyasi cahalet, Kıbrıslı Türklere kadersizlik yaşatıyor…

Başbakan, aylardır maaş ve ücretini alamayan, kendi ve ailesi aç olan, çaresizlik içinde alacaklılarından kaçan LTB çalışanlarının evinde sessiz sedasız oturup, çok zorda kalırlarsa bir çok bakanın yaptığı gibi TC Büyükelçisi’nin Cuma günleri gittiği camiye gidip, Sunni Müslüman Türk’e yaraşır bir şekilde namaz kılmasını ve namaz sırasında da, “Allah millete, devlete, hükümete, Türkiye’ye ve Büyükelçi’sine  zeval vermesin; Allah Başbakanımızı ve hükümetimizi başımızdan eksik etmesin; Allah Cumhurbaşkanı ile kavgaya tutuşan Başbakan’a kuvvet versin ve galip kılsın” diye dua etmesini bekliyordu herhalde… Bunu yapmayanlar terörist… Başbakan’ın aklı böyle kesiyor galiba… Teröristin kim ve ne olduğunu bilmeyen bir başbakana sahip olmaya, “halkın kadersizliği” demek yanlış mı?!

LTB Başkanı var, “zor işler yürek ister” diyen ‘Arslan Yürekli’ Cemal… Lefkoşa ve LTB alt-üst oldu, zat-ı muhterem meydanda yok; övündüğü yüreği meydana çıkmaya yetmiyor… İstifa etse sorunların çözümü için başlangıç olacak… Ya bunu görecek, değerlendirecek akıl veya psikolojik durumda değil, ya da kamuoyuna söylemeye korktuğu ve “konuşursam çok kişi yanar” dediği sırları var… Başşehrin böyle bir belediye başkanı olması kadersizlik değil mi?

Hade halk, öyle – böyle yanıltılmalar ile bir seçim tercihi yaptı… Kaderini bu kadar olumsuz yapmayı mı hak etmişti yani?… Cumhurbaşkanı, başbakanı, belediye başkanı hepsi de, diplomatik tabirle, yetersiz ve yeteneksiz siyasetçi.. Ne dediklerini bilerler, ne de duyduklarını anlarlar… Doğal olarak da, gördüklerini de doğru değerlendirmeleri beklenemez…    

Neyse… En azından mahkemeler ve hakimler hala daha tamamdır. Kim terörist, kim değil biliyorlar… Belki Başbakan da hakimlerden “terörist nasıl ayırdedilir” öğrenir ve Türkiye’deki askeri rejimlerde sıkça görülen ve yaptığı ihbar tutunca ödül alan ‘muhbir vatandaş’ niteliğine girmez…  

Cumhurbaşkanı, başbakan ve başşehir belediye başkanı için böyle makale yazmak mutlu etmiyor aslında, ama ne ilham veriyorlarsa, o yazılabiliyor… Bu da başka bir kadersizlik…

 

Not: Kıbrıs ve dünya halklarının 2013 yılı mutlu, güzel, refah ve barış içinde olsun… Gitsin gitsin, gelmesin kötü ve karanlık günler ve güçler…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri