Lüks körelme

Hasan Yıkıcı

Niceliğin, niteliğe baskın geldiği zamanlarda yaşıyoruz.

Niteliğin, niceliğin kahredici uğultusu içinde köşeye sıkıştığı çıkamazlarda sıkışıp kalıyoruz.

***

Büyük bir yalanın çatısına sığınmışız, temelsiz, kolonsuz ve duvarsız.

Yalanın boşluklarında dolanıp duruyoruz, hiçliğe biçim vermeye çalışıyoruz;

hiçliğin biçimsizliğine dönüşüyoruz.

***

Muazzam bir anlam boşluğunu büyütüyoruz. Muazzam derinlikteki bir çukur gibi...

Mala, mülke; statüye ve görüntüye, son model KDV indirimli teneke yığınlarına karışarak tutunacağımız anlamlar satın alıyoruz. Varlıklaşırken, yoksunlaşıyoruz.

***

Herkesin kendine demokrat, karşısındakine ve hatta yanındakine bile faşist kesildiği politik bir akvaryum yarattık. Ufkumuz akvaryumun hudutları kadar dar. Akvaryumun hudutlarını aşamayan ufuksuzluklar kapanıyor üzerimize. Hınç, linç, öfke ve yok etme arzusu, tüm devrimci arzuların yerine geçiyor ve hüküm sürüyor, sıkışıp kaldığımız akvaryumun içinde.

***

Hepsi bir birine benzeyen gündemler arasında, hepsi tekrar eden bengi döngüler kıskancında, kimi kısık sesle kimi yüksek sesle, kimi tepinerek, kimi teperek, kimi sözcükleri tüketerek kimi sözcüklerden kaçarak, kimi fısıldayarak, kimi konuşarak, kimi çekiştirerek, kimi çekiştirilerek kendimizi avutuyoruz.

***

Her geçen gün biraz daha eksiklikler biriktiriyoruz, biraz daha az kelime ile konuşuyoruz, hayallerimiz ve düşlerimiz her geçen gün biraz daha vazgeçiyor bizden. İflah olmaz bizden. Sözcükler de bir anlam ifade etmiyor artık…

***

Gücümüz, bönürmelerimizden ve satın aldıklarımızdan geliyor, statülerimizden ve baremlerimizden...  “Hayal dünyasında yaşıyorsun sen” diyorlar. Hayallerimiz güçsüzlüklerimiz hanesine yazılıyor bu coğrafyada, hayal gücünün yerini, yalanın iktidarı alıyor. Yalan olan her şey gerçek bu coğrafyada.

 

Lüks bir körelme bu. Herkesin 'ötekisine' öfke kustuğu, kendisine ve dünyaya körleştiği bir coğrafya...