Başkentin rezil durumunu sadece ‘temizlik’ perspektifiyle ele alma eğilimi birçok önemli konuyu perdeliyor.
Bunun nedenini anlamak zor değil. İnsanlar önce etraftaki çöp yığınlarının ortadan kalkmasını istiyor.
Kaymakamlık eliyle yürütülen çalışmaların ‘sürdürülebilir’ olmadığı bilinse de, etraftan çöplerin alınıyor olması geçici bir rahatlık getiriyor.
Oysa herkes biliyor ki, özel sektörden satın alınan hizmetle hijyenik bir temizlik yapmak mümkün değil. Olsa olsa ‘kaba temizlik’ yapılabilir. Çöp konteynerlerinin boşaltılmasında gayri sıhhi yöntemlere başvurulabilir.
Muhtarlar bu yöntemin sağlıksız ve devamlılığının imkansız olduğunu yakından izliyor ve söylüyorlar.
Temizlik konusunda şu an uygulananlar ‘akmazsa damlar’ diyerek kabullenilse bile, belediyedeki kilitlenme yüzünden yaşanan çok ciddi sorunların varlığı ortadan kalkmıyor.
İmardan gıda denetimine, su tahlillerinden kanalizasyon sisteminin bakımına, işyeri denetimlerinden kente girip çıkan ürünlerin kontrolüne, işyeri açma izinlerinden yaşlılara verilen hizmete ve LTB’nin uluslararası tanınmışlık potansiyelinin kullanılmasından UNOPS, UNDP ve güney Lefkoşa’daki belediyeyle ilişkilere kadar çok geniş bir alanda boşluklar oluşmuş durumda…
O yüzden Lefkoşa şu an derin bir ‘uyku’ durumunda…
**
LTB’deki kilitlenmenin başkenti getirdiği vaziyetin konuşulmayan bir diğer yüzü ise ekonomiden götürdükleri…
En başta Lefkoşa’daki işyeri sahipleri, belediye krizinden ciddi kayıplar yaşıyor. Başta gıda ve eğlence sektörü olmak üzere birçok işyerinde kentin pisliğinden dolayı işler düştü.
Etrafta birikmiş çöplerin ara yerinde, oluk oluk akan lağım sularının kokusu eşliğinde, sinekler ve bilumum haşere nezaretinde yeme-içme ve eğlenme faaliyetlerini birçok insan başka yerlerde yapıyor.
İşyeri sahipleri, esnaf olup bitenler karşısında eli kolu bağlı LTB krizinin çözülmesini, kentin ‘insana yakışır’ hale gelmesini bekliyor.
**
Turizm faaliyetleri bakımından mevzu çok daha utanç verici haldedir.
Binbir sıkıntı ile ülkeye getirilen ‘gezme’ amaçlı turistlere rehberlik edenler Lefkoşa’ya gelmekten utanıyorlar.
Kongre turizmiyle ilgilenen bir dost önceki gece canlı yayında yaşadığı sıkıntıları anlattı.
“Lefkoşa’nın güneyinden kuzeyine geçerken yanımdaki yabancı profesöre ne diyeceğimi şaşırdım” dedi.
Ekonomisini büyük ölçüde turizm üzerine şekillendiren ve 12 ay sürekli turist ağırlama iddiasındaki bir ülkede başkentin mide bulandırıcı halleri ne yazık ki ekonomiyi de tehdit ediyor.
Hükümet mahkeme koridorlarında ‘koltuk’ derdinde ya… Ne halkın sağlığı var gündemde, ne turizm, ne ekonomi…