Korsan bir devlet işte!

Serhat İncirli

İpin ucu kaçtı!

Tablo, dünkü Halkın Sesi Gazetesi’nin de dediği gibi endişe verici!

-*-*-

Sim Tv’de ve Sim FM’de dün sabahki canlı yayın sırasında, Halkın Sesi’nin “ülkede olaysız gün geçmiyor... Polis tedbir almaya çalışsa da...” diye başlayan haberi okuduğum sırada bir vatandaş bana telefon mesajıyla İskele’deki “kavga – cinayet” olayını aktarıyordu...

-*-*-

Bir kaç gün önce de, Girne Polis Müdürü, gazetecilere, Girne nüfusunun 130 bin civarında olduğunu ve polis sayısının yetersizliğini işaret ediyordu...

-*-*-

Ülkeye girenin ve çıkanın hesabını bilmiyoruz...

-*-*-

Yasal gümrük kapılarından giren ve çıkanlar elbette biliniyor da yasal olmayan yollarla girip – çıkan çok sayıda insan olduğundan herkes emindir!

-*-*-

KKTC’de yaşayan insanların kaçı vatandaş; yabancıların durumu ne?

-*-*-

Efendim yabancılar gelmesin mi?

Ne demek?

Nazi değiliz ki biz!

Gelsin tabii ki!

Gelsin ama, işi, parası, okulu varsa gelsin!

-*-*-

Korsan bir devlet işte!

Daha uzun yazmaya gerek yok!

-*-*-

Kendi nüfusunu bilmiyor!

Gelenin turist mi değil mi olduğuna karar veremiyor!

Öğrenci mi kaçak mı anlamıyor!

Haliyle hesap yapamıyor!

Resmi rakam tutamıyor!

Kayıt yok, kuyut yok!

-*-*-

Kaçaklar binlerle mi on binlerle mi ifade ediliyor?

Kaçağı yakaladınız, ülkeden atıyorsunuz...

Onu anladık da o zavallı insanları kaçak çalıştıran patronlara ne yapıyorsunuz?

Kesin ilk seçimde sizdendirler!


Beyni yemek!

Sevgili Cenk Mutluyakalı dedi ki, “...Tarihi bir fırsat kaçırdık, Ercan Havaalanı’nı Birleşmiş Milletler yönetimine vermeyerek... Kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimiz bir turizm gelirine sahip olacaktık o zaman... Dünyanın dört bir yanından, yüzden fazla havayolu şirketi turist taşıyacaktı.

Çehresi değişecekti memleketin…”

-*-*-

Cenk’in sosyal medyadaki bu paylaşımının altına, restoran işletmecisi bir ağabeyimiz şöyle yazdı:

“…Beynini peynir ekmekle yedin galiba! Bu nasıl bir öneri, devletin hava alanını başkalarının söz sahibi olduğu bir kuruma devretmek!”

-*-*-

Hah!

Benim de dediğim budur işte!

-*-*-

Sevgili restorancı ağabey, git bu söylediklerini, mesela Ersin Tatar’a, Ünal Üstel’e anlat...

Değil havaalanımız, suyumuz, elektriğimiz, ordumuz, maliye ve para politikamız, hangi pozisyonda nasıl sevişeceğimiz dahi “başkalarının söz sahibi olduğu” bir durumda değil mi?

Egemen eşit devlet nerede?

Her şey Türkiye’ye teslimse tamam mı?

-*-*-

Sen beynini galiba peynirle da yemedin abi!


Rusya ve mastürbasyon!

Konsolosluk, diplomatik bir ofistir...

Ancak Büyükelçilik değildir...

Büyükelçilik, ülke başkentlerinde görev yapar...

Konsolosluklar ise başkentler dışındaki kentlerde, temsil ettikleri ülke vatandaşı bireylerin, işletmelerin “işleriyle” ilgilenir...

-*-*-

Bir ülke, “resmen diplomatik ilişki kurduğu ülkede”, bir Büyükelçilik ve birden fazla konsolosluk açabilir...

Viyana Sözleşmesi’ne göre, resmi diplomatik ilişki yoksa, konsolosluk veya büyükelçilik ya da her hangi bir diplomatik misyon açılamaz...

-*-*-

Haaa mesela Rusya, KKTC’de konsolosluk açamaz mı?

Hayır, açarsa resmi diplomatik tanıma sayılır...

Ama bir iş yeri kiralanır; isim – tabela – bayrak falan olmaz...

KKTC’deki Rus vatandaşlarının, şirketlerinin işleri ile ilgilenilebilir...

-*-*-

Bunun gibi isterse İskele’ye iki ofis, Alsancak’a dört ofis açar!

Hatta Rusya Federasyonu Yeşilırmak Deniz Sahili Ofisi bile açar!

Abartmayın yani!

Yok direkt uçuşmuş, falanmış, lütfen!

-*-*-

Mastürbasyona amma meraklısınız ha!

-*-*-

Haaa şu gerçeği de göz ardı etmeyelim...

Rusya, Ukrayna’da işgal ettiği ve kendine bağladığı bölgeler nedeniyle bu konuda çok hassastır...

Bu hassasiyeti herkesin gözüne sokmak anlamına gelen bir hareketi yapmamak da ayrıca avantajınadır...

Yani, lütfen mastürbasyonu durduralım!

Bilmem anlatabildim mi?


Bekle bizi Amerika!

KKTC’nin Dışişleri Bakanı Tahsin abi, Ercan’ın ağası Emrullah abiyle gazeteler aracılığıyla kavga ederken, Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Amerikan Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile sohbet ediyordu…

-*-*-

“Egemen eşit annemizin roggası diplomasisi” de diyebiliriz bu iki olaya!

-*-*-

Kıbrıs Cumhuriyeti ile Amerikalı yetkililer arasında sürdürülen görüşmeler sonucunda, büyük bir olasılıkla, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarına, Amerika’ya 90 günlük vizesiz giriş hakkı verilecek…

-*-*-

İş yapabilirsiniz, çalışabilirsiniz ve gezebilirsiniz…

Vize yok!

-*-*-

Rumları bilmem ama bu durum, yeni bir hayat, yeni bir yaşam adına KKTC’den adeta kovulan Kıbrıslı Türkler için çok ciddi bir “kapı”dır!

(Pasaportu olanlar tabii ki…)

-*-*-

Bekle bizi Amerika!

Dan dan çekilin yoldan; Vahşi Batı’ya gidiyoruz!