KOP’malı mı KOP’mamalı mı?

Sami Özuslu

Bölünmüş Kıbrıs’ın bölünmüş futbolu birleşmek üzere bir kez daha fırsat yakaldı.

Kimileri futbolda ‘Rum’a yama’ haline geleceğiz diye endişe duyarken, en genel görüş şu:
Ya KOP’a katılacağız, yahut KOP’maya devam edeceğiz.
KOP’mak ya da KOP’mamak...
Bütün mesele bu!

**

Dört imzalı Zürih metni taslak mıdır, yoksa genel kurullara götürülmek üzere kayıt altına alınmış belgeler midir ayrı bir mevzu...
Ancak altında imzaların yer aldığı metin bazı konuları net biçimde ortaya koyarken, bazı konular da müphemliğini koruyor.
En net bilgi şu: KTFF KOP’a üye olacak.
Zaten ‘çözümsüzlük koşullarında’ Kıbrıs Türk futbolun ‘misak-ı KKTC’ sınırlarının bir adım ötesine gidebilme olasılığı yok.
Hasan Sertoğlu öncesi Zürih’e giden KTFF eski başkanları Niyazi Okutan döneminde de, sonraki Ömer Adal döneminde de ‘KOP’a üyelik’ dışında bir çıkış yolu olmadığı kayıtlara geçmişti.
Dolayısıyla “KOP’a üye olalım mı, olmayalım mı” diye bir seçenek yok ortada...
Eğer bu soruya KTFF “Evet” dememiş olsaydı Zürih toplantısı ya olmazdı, yahut 5 dakikada biterdi.

**

KTFF, KOP, UEFA ve FIFA başkanlarının imzalarını taşıyan belgede kesin olmayan, tam anlaşılmayan mevzuların başında ‘Kuzey Kıbrıs’taki lig sistemi ne olacak’ sorusu geliyor.
Basında dün çıkan kimi haberlerde “KOP Kuzey’deki futbolu da yönetecek” gibi ifadeler yer aldı.
Oysa durum öyle değil. Gerek Zürih metninden, gerekse bundan önceki görüşme tutanaklarından ortaya çıkan bilgi bunun tam tersi...
KTFF KOP’a üye olacak, ama KOP Kuzey’deki futbola karışmayacak. Mevzut futbol ligleri KTFF tarafından organize edilecek.
Kuzey’deki futbolda ‘yeni’ olarak sayılabilecek ve herkesin de ‘çok iyi olur’ dediği unsurlar ise şunlar:
Artık bizim tarafta da FIFA kuralları geçerli olacak.
Futbolcu, antrenör ve hakemler uluslararası havuzlara girecek.
KTFF, KOP üzerinden olmak kaydıyla UEFA’dan fon kullanabilecek, standartların yükseltilmesi için imkanlar artacak.
Var mı buna itirazı olan?

**

Altı çizilmesi gereken konulardan biri de şu: Bu yapıyı ‘kalıcı’ görmek yanlış olur. Zira metinde açıkça ifade edildiği gibi oluşacak yeni futbol sistemi “Kıbrıs’ta bulunacak bir çözüm”le birlikte ortadan kalkacak. Yerine o anlaşmada öngörülecek sistem konulacak.
Üstelik tarafların bu uzlaşıyı tek taraflı bozma hakkı da metne konulmuş.
Dolayısıyla Zürih’ten çıkan metnin en fazla eleştirildiği ‘yama olma’ iddiası biraz havada kalıyor.
Futboldaki KOP-KTFF uzlaşısının ‘müzakere masasında Kıbrıs Türk tarafının elini zayıflatacağı’nı söyleyenlerin bunu kanıtlayacak pek bir argümanı yok gibi duruyor.

**

Ortak metinde ‘müphem’ kalan ve açıklamaya muhtaç en önemli yanlarından biri pratikte Kıbrıslı Türk takımlarının Avrupa’ya nasıl açılacağı konusu...
Bu konuda metin çok net ifadeler içermiyor.
Takımlarımızın henüz o düzeyde olmadığını bilmekle beraber Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi gibi dev organizasyonlara katılımın bu metinle ‘teorik’ de olsa mümkün olmayacağı anlaşılıyor. Zira oraya gidebilmek için UEFA’ya üye bir federasyonun liginde mücadele etmek şartı var.
Metinde geçen ‘bölgesel turnuvalar’ ile anlatılmak istenenin ne olduğu konusu da net değil.
KTFF yöneticileri ve spor yorumcuları bu detayları belki biliyordur, belki de kervan yolda düzülecek, yani kurulacak komiteler bu detaylara bakacaktır.
Ancak Zürih’ten çıkan sonuç bize esas meselenin “KOP’a üye olmak ya da dünyadan KOP’uk top oynamaya devam etmek” paradoksunda yattığını çok net biçimde gösteriyor.