KKTC KAPATILIYOR MU?

Sami Özuslu

 

Su tartışmaları TC-KKTC ilişkilerini ve bunun uluslararası yansımalarını da bir kez daha ciddi ciddi gündeme getirdi.
Konuya sırf "Bizim devlet ve belediyeler suyu işletemez, batar" mantığıyla yaklaşanlar, esas yaklaşmakta olan tehlikeyi ya göremiyor, ya da akıllarında başka bir yol var.
O yolun adı entegrasyondur!
Yani ilhak!
Kıbrıs İstirdat Planı'nı çizen devrin derin devlet unsurları, tüm Kıbrıs'ı Anadolu'ya bağlamayı hedeflemişti. Bugün artık bu gerçek defalarca ifşa ve itiraf edilmiş olduğundan yalanlanamaz.
İnanmak istemeyenler de saf düşüncelerinden dolayı hala "yok da o kadar" diyenlerden ibaret...
Peki ama 1950'li yıllardaki hedefleri değişmedi mi Ankara'nın?
Hala Kıbrıs'ı Anadolu'ya bağlama politikası devam mı ediyor?
'Tamamını değilse de, en azından elimizdeki yarısını bağlayalım muhakkak' mıdır Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu Türkiyesinin her alanda duvara toslamış dış politikasının Kıbrıs bacağı?
Bundan ciddi ciddi kaygılanmaya başladım doğrusu...

***

Siz hala "Bizimkiler suyu idare edemez, elektriği de edemedi, hava yollarını da batırdı" diyerek -sözümona- ekonomik yorumlar yapadurun, su konusundaki mevzunun boyutları çok kritik bir stratejik planın ipucu gibi görünüyor.
İpucu demek de abes aslında, belki 'son hamle' demek daha doğru olur.
Çünkü artık 'final'e çok yakınız.
Birkaç adım sonra 'ilanat' yapılabilecek.
Dünyaya duyurabileceğiz 'müjdeli'(!) haberi...
"Entegrasyonu tamamladık!
Artık et ile tırnak, ana ile yavru gibi değiliz.
Tek et, tek tırnak...
Hep ana, hep yavru...
Biz artık biriz, bütünüz, tekiz.
Birleştik biz!
Sevinçliyiz hepimiz..."

***

Sahi, ne gerek kalacak KKTC'ye?
Güvenliğimizi Türkiye Genelkurmayı sağlıyor. Anayasamız'daki geçici 10 numaralı maddeye göre bu böyle...
Dış ilişkilerimizi TC elçilikleri üstünden sürdürüyoruz. Bizimkilerin diplomatik statüsü falan yok. Dış seyahatlere bile TC pasaportuyla çıkıyor dışişleri mensupları...
Paramız TL... Merkez Bankamızı Ankara'nın atadığı müdür idare ediyor.
Posta adresimiz Mersin-10 Turkey... Dıştan vilayetten de öte, ilçe gibi gözüküyoruz zarf üstünde...
Telefon kodumuz var, TC uzantılı: 0392... Sonrası lokal...
Maliyemiz göbekten bağlı. Kime mi? Yardım Heyeti'ndeki Maliye Bakanı'na tabii!
Bütçeyi bizim meclis komitesi yapıyor da, son rötuşu oradaki arkadaşlar koyuyor her yıl sonu!..
Zaten 'protokol' var, hükümetler düzeyinde imza edilen... 3 yılda bir... Orada yazıyor yol haritası ülkenin... Bu protokollerde var "neden okul değil, cami sayısı artıyor"un izahı..
Belediyeler doğrudan bağlı Yardım Heyeti'ne... Oradaki 'uzman'lar veriyor kararı, hangi proje uygulanacak, kime para verilecek. "Şuraya bir de cami yaparsanız, kaldırım projesi ok'dir" türü lafları belediye başkanları çok duymuştur oralarda!..
Havayollarını verdik, tek operasyonel havaalanını da hediye ettik.
Turizmde büyük oranda Türkiye sermayesi memleketi ele geçirdi zaten...
Şimdi suyu ve elektriği de teslim edelim ve bitsin!

***

Şimdi biri çıkıp yukarıdakilerde abartı olduğunu söylesin.
Fazlası yok ama eksiği var yazdıklarımın.
Adım adım entegrasyon politikasıdır izlenen...
Kimileri AB'de özelleştirme şart diyor, sanki hayatlarında AB'yi hedeflemişler gibi!
Laf-ı güzaf bunlar ve lafın da güzafın da sonuna geldik.
Artık KKTC'nin herhangi bir işlevi kalmadı.
Bugün kapatılsa, hayatımızda bir şey değişmez.
Hem seçim, parti, politika diye birbirimizi boğazlamaktan da vazgeçeriz belki...
Bize tek vali yeter!
Yönetecek bir şey kalmadı zira...