Kızıma mektup

Sami Özuslu

 

Artık genç bir kız oldun Selin…
14 yıl nasıl da hızla geçti böyle?
Hastanede seni kucağıma aldığım ilk an
sanki dündü daha…
‘Yeniden doğmak’ dedikleri o andı işte!..
Sen doğdun, ben de doğdum bir daha…
‘Hoş geldin bebek’ diye yazmıştık gazetedeki doğum ilanına…
‘Yaşama sırası sende’ydi.
**
Doğduğun coğrafya, dünyanın huzur arayan yerlerinden biriydi.
Bu yüzden hep bir telaş, hep bir kavga, hep bir belirsizlik var her gününde…
‘Biz görmedik’ti de, belki ‘sen görürsün yavrum’ diye, bugününü yaşayamayanların diyarıydı burası…
Bundandır ki sen gözünü dünyaya açtın açalı o miting senin, bu eylem benim, sürekli meydanlardayız bebeğim!..
**
‘Bir oğul büyütmelisin, kavgada yiğit olmalı’ der ozan…
Oğul, kız fark etmez!
Yiğit, yürekli, temiz, dürüst çocuklar büyütmeli insan…
Ve en önemlisi verdiği kavga ‘haklı’ olmalı.
Barış için, emek için, özgürlük için, insanlık için verilenidir kavganın haklı olanı…
Düşe kalka büyürken sen, hep bunları öğrendin bebeğim.
**
Omzumda taşırken seni, elinde küçük bayracıkla “Kıbyıs’ta bayış engellenemes” diye slogan atışın hiç kulağımdan silinmedi.
1 Mayıs mitingine ilk katıldığında henüz 13 aylıktın.
Referandum döneminde ‘barış ateşleri’ne de gittin, İnönü’deki dev eylemelere de…
Gün geldi, geçti, barış yine gelmedi.
Son 1 Eylül’de bana sms attın, “Barış günün kutlu olsun babacığım” diye… Ve ekledin “Her ne kadar barış gelmeyecek gibi görünse de” diye…
Yaşın büyüdükçe, umut ile umutsuzluğun o keskin, o acıtan ikilemini sen de kavradın artık bu ülkede…
**
Gün oldu “dayatma paket” mitinglerine gitmek için okulu asmak istedin, bizimle tartıştın.
Gece oldu seçim mitinglerine koştun, elinde başaklı bayrağınla…
Televizyonda gördüğün her ‘kötü haber’e üzüldün, kızdın.
Lefkoşa’nın pis hallerine alışamadın hiç!..
Ama bu adayı yine de çok sevdin sen…
**
İnsanı sevdin ama en çok…
En önemlisi o değil mi zaten?
Sevgi, barışın temeli çünkü…
Yüreğinde hep sevgi olsun kızım.
İyi ki doğdun, iyi ki bu duyguları yaşattın.
Bu satırları yazacak gücü de, ilhamı da senden aldım ben…
Ve hayata başka gözle bakmayı senden öğrendim.
Tıpkı annen gibi…
Ve diğer bütün analar, babalar gibi…
Nice yaşlara bebeğim.