‘Kitap ayracı’ bir ülkeyi böler mi?

Cenk Mutluyakalı

Kitap mı yasak?
Kitap!
Siz hangi çağda yaşıyorsunuz sahi?
Hitler’in “Kavgam” kitabını okuyan faşist mi oluyor ya da “Manifesto”yu her okuyan komüniste mi dönüşüyor acaba?

*  *  *

Bu düzen düzen değil…
“Birleşik Kıbrıs” diye tutturmuş gidiyoruz ya.
“Özgürleşmek” aşkına!
Bir yanda küf kokmuş ve çürümüş bu düzen var çünkü öte yanda dünya!

*  *  *

Kitap bu!
Silah değil, füze hiç değil.
Siz ki “bayram” diye savaş jetlerini uçuranlar, “resmi geçit” diye tankların önünde selam duranlar, ne oldu, kitaptan mı korktunuz şimdi?
Sözcükler dünyanın neresinde insan öldürmüş, hangi harf hangi coğrafyayı işgal etmiş, bir ülkeyi ne zaman bölmüş bir kitap ayracı?

*  *  *

Bilgiye ulaşmak da epeyce zor.
“Nedir” soruyoruz.
“Örgüt üyeliği ve yasak yayın” diyorlar.
Kadını gözaltına almışlar, kızını da suçluyorlar.
Terörist faaliyet mi var, peki ne, nerede, nasıl?
Büyük bir suskunluk var.

*  *  *

“Garanti” dedikleri bu mu?
Etkin ve fiili (!)
Sana çizdikleri “özgürlük alanı”nın dışına çıkamıyorsun.
Bir “gösteri”nin ortasında gibiyiz.
Dünya bizi izliyor ve güya şapkadan tavşan çıkıyor.
Sonra o tavşanı, o şapkanın içine gizleyen “el” hepimize dokunuyor.
Bal kabağına dönüşüyoruz.

*  *  *

Çok mu “masal” gibi geldi!
Dikkat ediniz, belki masal da yasaklanır günün birinde!
Çünkü “varlığımızı varlığına armağan ettiklerimiz” ne kadar lütfederse, o kadar yaşıyoruz.



Hitler Almanya’sında bir günde “istenmeyen” 25 bin kitap sokaklarda yakıldı.

 



Ceza Yasası ve o madde!

Pek çok insan soruyor: Bu ülkede kitap yasağı var mı?
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bilemiyorum da…
“KKTC Yasaları”nda var!
Tarihi KKTC’den de Kıbrıs Cumhuriyeti’nden de eski...
1933’den kalma bir Ceza Yasası var.
Doğru okudunuz, bin dokuz yüz otuz üç.
Bu yasa 56’ncı maddeden 60’ıncı maddeye kadar bir felaket!
“Yasa Dışı Cemiyet Üyeliğinin Yasal Olmaması” diye Türkçesi dahi arızalı bir maddesi var.

*  *  *

Diyelim ki siz “terör örgütü” bir yapıyı merak ettiniz ve kütüphanenize bir kitap aldınız.
Ya da…
Bir zamanlar sizin kitabını okuduğunuz bir yazar, sonradan “terörist” ilan edildi.
Ya da bildiğiniz bir “terörist”e dair araştırma yapmak istediniz, “ne diyor”, “ne istiyor”, “insanlara ne öneriyor”, “nasıl bir düşünce dünyası içinde...”
Fikir sahibi olmak istiyorsunuz, anlamak, bilgiye erişmek, yorumlamak…
İfade özgürlüğü bu!
Polis geldi ve bu kitaplardan birini buldu.
Bu ceza yasasına göre 3 sene hapse girebilirsiniz!

*  *  *
….
<<… yasa dışı olduğu belirtilen fiillerden herhangi birini savunan veya teşvik eden veya yasa dışı bir cemiyet tarafından veya adına veya menfaatine yayınlanan veya yayınlandığı görülen herhangi bir kitap, dergi, broşür, afiş, bildiri, gazete, mektup veya yayınlandığı görülen herhangi bir belge veya yazıyı basan, yayımlayan, satan veya satışa arz eden veya posta ile gönderen veya kanıtlama yükü kendisinde olmak üzere, yasal yetki veya mazeret olmaksızın tasarrufunda bulunduran herhangi bir kişi, ağır bir suç işlemiş olur ve üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.>>

*  *  *

Yetmedi.
Yasaya göre polisin “ispat” yükümlülüğü de yok!
Siz, polise ve yargıya, aslında terörist olmadığınızı ispat edeceksiniz.
 




“Bu Ceza Yasası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyumlu değil…”

“Yasaklı Yayın”la ilgili çok yakın geçmişte bir dava daha yaşandı.
Bir genç “tasarrufunda yasaklı cemiyete ait kitap bulundurmak” iddiasıyla mahkeme önüne çıkarıldı.
Mağusa Kaza Mahkemesi’nde görünen davanın kararı, 28 Şubat’ta Yargıç Umut İnan tarafından okundu.
O davada “beraat” kararı çıktı.
Yargıç o kararda, ceza yasamızın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyumlu olmadığını söylemişti.
Ceza Yasası’na değil Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’uncu maddesine göre yargıç o gün beraat kararı verdi.
Çünkü aslında, Anayasa’daki 24’üncü madde de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre düzenlenmişti.
Velhasıl…
Ceza Yasamız aslında Anayasa’ya da ters!
Peki bunu kim tadil edecek?