Kıran kırana bir maç oldu

Hasan Ecer

 

          Kalabalık bir seyirci önünde oynanan TOL-YAK karşılaşması tempolu ve heycanlı oynandı. Türk Ocağı kötü başladığı ligte kendi saha ve seyircisi önünde kötü gidişe son vermek düşüncesindeydi. Ne var ki evdeki hesap sahaya yansımadı ve maçtan beklediği galibiyeti alamadı.
 

         Oyuna her iki takım da tempolu başladı. Mutlak kazanma düşünceleri oyunun sertleşmesine neden oldu. Tabi bu sertliğe müsamaha gösteren maçın hakemi Mehmet Malek’ti. Hakemlerin öncelikli görevi, sahadaki oyuncuları mümkün olduğu kadar korumaktır. Hiç bir güvencesi olmayan futbolcuları korumazsanız, futbol hayatlarını söndürürsünüz.

         Dün akşamki maçta Moses sakatlandı ve oyundan çıktı. Üstelik de pozisyon hakemin önünde gerçekleşmesine rağmen, bu harekete hakem düdük çalmadı. Moses bu faulden sonra oyunu terketmek zorunda kaldı. Elbetteki oyun gereği sakatlanmalar olacaktır; ancak, hakemler münkün mertebe sertliklere tolerans göstermemelidir. Futbolcular mümkün olduğu kadar korunmalıdır. Hele ülke şartları düşünüldüğünde oyuncular iki katı korunmalıdır.

         Dün Yenicami geçmiş iki haftaya oranla daha agresif bir futbol oynadı. İlk devrede golü buldu ancak organize atak geliştirme konusunda yetersizdi. Orta alanda topu kontrollü kullanabilen, atak organize edebilen oyuncusu Hascan yine ilk onbirde yoktu. Santrafor özelliğine sahip Mehmet Altın orta alanda oynatılıyor, ortasaha özelliğine sahip Hascan da yedekte oturtuluyor. Gerçekten bunu anlam vermek çok zor.

         İkinci devre Hascan’ın oyuna girmesi ile Yenicami daha organize ataklar geliştirdi. Attığı ara topları ile, iki tane ne gol pozisyonu yakaladılar ancak son vuruşlarda etkili olamayınca pozisyonlar heba edilmiş oldu. Aslında bu filmi geçen hafta seyretmiştim. Hascan’ın oyuna girmesi ile ortasahadan ileriye daha etkili paslar iletildi. Ne var ki Yenicami kendi alanına gömülüp savunma yapmaya başlayınca, ataklardaki etkinliğini de kaybetmiş oldu.

        Dünkü maçta Yenicami savunması, kalecisi ile birlikte iyi günündelerdi. TOL ikinci devre baskılı oynadı. Ama bunun sebebi, Yenicami’nin korkak futbol oynamasındandı. İkinci devre tamamen savunmaya çekilmeleri, bence büyük hataydı. 1-0 önde olmaları korkak futbol oynamalarını gerektirmez. Korkarsanız rakip üzerinize gelir ve sizi bunaltır. Ocak da ikinci devre bunu yaptı. 

        Şampiyonluğa oynayan bir takımsanız, korkak futbol oynamamalısınız. Futbolda en iyi savunmanın hücum olduğu gerçeği ortada dururken, cesaretli oynamak gerekir. Fizik gücü ve yetenek sahibi oyunculardan kurulu bir takımsanız, cesaretli oynamak zorundasınız. Dünkü galibiyet yapılan hataları ortadan kaldırmaz. Sadece gözden kaçmasına neden olur.

         Gerçekten Yenicami’de yetenekli futbolcu sayısı fazla. Halil Uçar joker gibi bir oyuncu. Fizik gününün yanında futbol zekası da çok iyi. Dün takımın en iyilerindendi. Erbay gerçekten Yenicami’nin bel kemiği. Kaleci Yusuf yaptığı kurtarışlarla her geçen gün özgüvenini daha yüksek bir noktaya taşıyor. Yabancı oyuncular çok yetenekli yalnız oynatılamıyor. Bu oyunculardan beklenen verimi almak için ortasahanın yaratıcı güce sahip oyuncular ihtiyacı vardır.

       Üç hafta geride kaldı ancak Yenicami’nin nasıl bir sistemde oynadığını hala anlamış değilim. Topa sahip olan ya uzun vuruyor, ya da topla diripling yapıp rakibin üzerine çakılıyor. Üç pası bir arada görmek mümkün değil.

       Sedat hoca, umarım bizim gördüğümüz hataları görmüştür. Bunların telafisi mümkündür. İleriki maçlarda bu hatalar giderilirse, Yenicami daha iyi bir noktaya gelecektir.