KİMSİN BE SEN?!.. “KİMDİR BE BUNLAR?!” …

Kutlay Erk


Siyasette iyi iz bırakmak başarılı iş yapmakla mümkündür…
CTP-BG hükümette başarılı iş yapmaya başladı ya, UBP tutuştu… Muhalefet olarak yapılan iyi işleri eleştirmelerinin kendilerine pek de olumlu sonuçlar vermeyeceğini bildikleri için, “hükümet bozuluyor” temalı haberler yaymaya başladılar…

Hükümetin nasıl ve ne zaman ve hangi koşullarda bozulabileceği üzerine bu köşede kısa süre önce yorum yapılmıştı, tekrarlamaya gerek yok… Muhalefette kalan UBP’nin DP tarafından ufalanma girişimine maruz kaldığı ve hatta ufalandığı biliniyor. Aynı şekilde de, muhalefette kalan DP’nin UBP marifeti ile başına nelere geldiği de biliniyor. Dolayısıyla, CTP-BG hükümeti devam edecek… İt ürür, kervan yürür…

Bu hükümetin iş yapmasını önlemek için ortamı bulandırmak, güvensizlik yaratmak, yurttaşta geleceğe dair şüpheler oluşturmak onların bulabildiği çaredir. UBP, muhalefet olarak eleştiri yapacak beceriye, bilgiye ve fikri üretime sahip olmadığı için, yapılan işlerin de doğru ve olması gereken olduğu için, tek çareleri dedikodu mekanizması ile ülkedeki siyasi iklimi germek, kuşkular yaratmak ve yurttaşı huzursuz etmektir. Onlar için yurttaş ya kendileri tarafından yönetilen esirler olacak, ya da başkaları tarafında yönetiliyorsa, huzursuz insanlar olacak ama yurttaş hayır yüzü görmeyecek… Yoksa, yurttaş onları siyasetten silip atacak…

UBP’nin milletvekilleri de bu stratejilerin uygulayıcısı… Biri çıkar yeni hükümet modelleri üzerinde imalar yaratır, biri çıkar mevcut hükümetin Dış İşleri Bakanı için çok yakışıksız sözler söyler, yorumlar yapar… Bakan Nami Kıbrıs sorunu görüşme sürecinin önünü açacak girişimler yaptı ya, süreç başlıyor ya, üçüncü taraflar nezdinde Kıbrıslı Türklerin olumlu tavrının bilinmesi için ve hatta onların desteğini almak için çalışmalar yapıyor ya, UBP’nin faşist bir milletvekili tarafından en ağırından ve aslında en hoyrat ve dangalak eleştirilere maruz kaldı…

Bir histeri ile saldırganlaşan UBP’li faşist milletvekili, Nami’nin dedesine kadar laf söyledi…
Nami’yi eleştirmek yetmedi, Nami’yi yermek tutmadı, acizlik içinde Nami’nin dedesini de işin içine katarak şansını denemeye çalışıyor… Bunlar zaten böyle… Halkın tutacağı fikirleri yok, halka söyleyecek projeleri yok, durumu kurtarmak için ‘Vatan – millet – Sakarya, yetmedi Dumlupınar, olmadı Çanakkale’… Fikir mi? O da ne?! Yenir mi, içilir mi?!

Bir faşist milletvekili ki, Kıbrıslı Rumların AB üyesi olabilmesi için zemin yaratmıştır; AB üyesi olmuş Rumların,  Kıbrıslı Türklere de Türkiye’ye de bugün yaşattığı zorluklarda payı vardır. Bir faşist milletvekili ki, Kıbrıslı Türklerin dünyadan soyutlanmasını maharet bilmiş, başarı saymış ve bunun sürdürülmesini de kendine misyon edinmiştir. Bir faşist milletvekili ki, kendisi statüko bekçisi olarak ‘bir eli yağda bir eli balda’ iken Kıbrıs Türklerin ‘fakr-u zaruret’ içinde kıvranmasına, faşist ideolojisini kalkan yaparak kör, sağır ve dilsiz kalmıştır.

Kıbrıslı Türklerin çağdaş tarihi, Kıbrıslı Türklere 20. Yüzyılın ortalarından itibaren ve bugünlere kadar acı çektiren, can kaybettiren, kan döktüren, malından mülkünden ettiren, geleceğini karartan, göç yollarında telef eden, taa Guatemala’lara kadar dağıtan, iki nesli savaşlarda ve üçüncü nesli de sürdürülebilir olmayan yaşam koşullarına mahkum edenleri dünya halklarına yeni ibret örneği olarak yazacaktır.

Dış İşleri Bakanı Nami, Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun hasleti olan barış için CTP-BG ideolojisine ve siyasetine bağlı olarak ve CTP-BG’den de destekli olarak çalışmalarını sürdürecektir. Barış, UBP’nin faşist milletvekiline rağmen ve onun gibilerinin direnmesine rağmen ve Kıbrıs Türk siyasetinin kara ve karanlık unsurlarına rağmen ve Nazım’ın dediği gibi “en güzel elbisesi ile” dolaşacaktır bu adada…

Kimsin be sen?!. “Kimdir be bunlar?!”..