Kimlik Mücadelesi

Serkan Soyalan

   Hamit Caner Hocam, Yenidüzen Pazar’da yazdı “Karma Evliliklerin Çocukları: Kıbrıs’ta Vatansız” başlığıyla karma evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs’ta yaşadıkları sıkıntıları.

   Konunun özüne baktığımızda, bir Kıbrıslı Türk ile bir Türkiye vatandaşının evliliği kuzeyde kabul edilirken, güneyde kabul edilmiyor. Bu da bu çiftin çocuklarının Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlık başvuruları reddediliyor.

*** 

   Kıbrıslı Türklerle Türkiye kökenli bireylerin yaptığı evliliklerden doğan binlerce çocuk, Güney Kıbrıs tarafından vatandaşlık hakkından mahrum bırakılıyor. 2007'de yürürlüğe giren düzenleme, bu çocukları pasaportsuz ve kimliksiz bırakıyor.

   Eğitimden sağlığa, seyahatten sosyal yaşama kadar pek çok temel hakka erişimleri engelleniyor. Kıbrıslı Rum makamları bu durumu "AB vatandaşlığının istismarı" olarak görürken, Kıbrıslı Türkler için bu açık bir insan hakları ihlali. Sorunun temelinde siyasî çözümsüzlük ve ayrımcı uygulamalar yatıyor.

***
   Bu mesele, sadece Kıbrıs’ın iç meselesi değil; Avrupa Birliği değerlerinin, uluslararası insan hakları normlarının ve etnik temelli vatandaşlık politikalarının test edildiği bir alan.  

   Güney Kıbrıs’ın bu konuda AB'nin temel ilkeleriyle çelişmesi, sorunun sadece bir güvenlik veya göç sorunu olmadığını, derin bir ayrımcılık yapısına dayandığını gösteriyor. Aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’taki yönetimin meseleyi siyasi retorikle sınırlı tutması da çocukların hayatını koruyacak etkili politikaların geliştirilmediğini gösteriyor.

Hamit Caner’in sözleriyle özetleyelim bu hususu:  

   “Ama gerçek değişmiyor: Bu çocuklar doğmayı seçmedi. Yine de en masum olanlar en ağır bedeli ödüyor.”
 
***
   Kadınlar, çocuklarının vatandaşlık alabilmesi için bir başka ülkede doğum yapmaya zorlanıyor; bu durum hem sağlık hem maddi açıdan riskler taşıyor ve kadınların doğum hakkı ile bedensel özerkliğini ihlal ediyor.

***
   Kıbrıs Türk liderliği konuya en başından beri kayıtsız kalıp, ilgi göstermezken, KTÖS yıllardan beridir konuyu, birçok platformda tartışmaya açıyor.     

   Kimliksizler Derneği ve Karma Evlilik Sorunu Çözüm Hareketi ailelere hukuki destek sağlıyor, ses çıkarıyor.  

   Bu bağlamda, uluslararası kurumlar ve bazı ülkeler, Kıbrıs Cumhuriyetş’ndeki vatandaşlık politikasını ayrımcı bulup, değişim çağrısı yaptı; ancak somut adımlar atılmadığı için çocuklar hâlâ temel haklardan mahrum bırakılıyor. 

   Eda Hançer Akkor’un AİHM davası umut verse de, adaletin gecikmesi çocukların hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Eğitimden, sosyal yaşama kadar hem de...

***
   Karma evliliklerden doğan çocuk sayısının 15.000 ile 30.000 arasında çocuk var; ancak hükümet ve siyasi aktörler bu gerçeği görmezden geliyor, meseleyi siyasete alet ediyor ve çocukları belirsizlik içinde bırakıyor.

***

   Son sözü de Hamit Hoca’ya bırakayım, her şeyi anlatıyor:

   “Çocuklar masum doğar. Onlar zaten haklıdır.

   Hayal edin: Yeni doğanların kimliği yok. Okullarda, hastanelerde, sınır kapılarında, üniversitelerde görünmez kılınıyorlar. Bu çocuklar siyasi piyon değil; bu toprağın çocuklarıdır.

   Çıkmazın karanlığının en ağır yükünü onlar taşıyor. Gerçekten barış, çözüm ve gelecek istiyorsak önce onların gözlerinin içine bakmalıyız. Çünkü bakışlarındaki boşluk, aslında bizim vicdanımızdaki boşluğun yansımasından başka bir şey değildir.”