Kıbrıs’ta Türkçe Ezan ve Nazım Hoca-11

Eralp Adanır

Ezanın Türkçe okunması konusunda Kıbrıs Müftüsü ile Hür Söz ve Halkın Sesi gazeteleri arasında bir tartışma başlamıştı. Aslında Müftünün basında konuyla ilgili herhangi bir açıklaması yoktu ama Hür Söz ve Halkın Sesi, Müftünün Cuma namazı öncesi vaaz verirken bu iki gazetenin yazarlarını “dindarlık-müslümanlık-Türkçe ezan” konusunda hedef göstermesiyle konu, Müftü ile basın arasında tek taraflı bir tartışmaya dönüştü. Konunun merkezinde ise sayın Kıbrıs Müftüsü Yakup Celâl Menzilcioğlu vardı.

Konu buraya gelince, Kıbrıs Müftüsü Yakup Celâl Menzilcioğlu’nun kim olduğunu birazcık araştırdım.

Kısaca; 1925 yılından itibaren Türkiye’nin Muğla şehrinde avukatlık görevi üstlenen bir kişiymiş. Ve Şubat 1951’de de Kıbrıs Müftüsü olarak göreve atanmış.

Müftüyle ilgili tartışmayı yürüten sadece Hür Söz ve Halkın Sesi gazeteleri değildi. Ne ilginçtir ki İstiklâl gazetesinin 26 Nisan 1951 tarihli 1’nci sayfasında karşımıza çıkan İSTİKLAL imzalı “Efkârı Umumiyeyi Bulandırmak mı İstiyorlar?” başlıklı baş makalenin hedefi bu iki gazetemiz idi.

Gazetenin aynı sayfasında bir de “Halkın Sesi ve Hür Söz gazetelerinin Sayın Müftümüz hakkındaki yersiz neşriyatlarını Yenice Köy Türkleri de protesto ediyor” başlıklı haber yer almaktaydı.

İstiklâl gazetesinin bir süreden beridir Hür Söz ve Halkın Sesi ile olan “kavgalarında” Müftü konusunda farklı saf tutuşuna şahit oluyoruz.  Gazetenin ambleminde 6 ok bulunduran ve Atatürkçülüğünü her daim ortaya koyan İstiklâl ve dolayısıyla sahibi M.Necati Özkan bu davranışının nedenini baş makalesinde açıklıyor. Hür Söz gazetesindeki yazılarla oluşturduğumuz bu yazıdizimize katkısı olacağını düşündüğümden söz konusu baş makaleyi ve protesto yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.  

 

“İSTİKLÂL-26 Nisan 1951-syf:1

Efkârı Umumiyeyi Bulandırmak mı İstiyorlar?

-İstiklâl-

Halkın Sesi gazetesi Sayın Müftümüz Yakup Celâl Menzilcioğlu hakkında yaptığı yakışıksız ve tahrif edilmiş neşriyatla efkârı umumiyeyi bulandırmak istiyor. Ayni zamanda bu vesile ile gazetemize ve Başyazarımıza şahsi ve yakışıksız hücum yapmaktan çekinmiyor. Halkın Sesi bu neşriyatıyle samimiyet ve hüsnüniyetten uzak olduğunu meydana çıkarıyor. Halkımızın bunu pek iyi anladığını, gün geçtikçe idarehanemize adanın birçok yerlerinden gelen mektup ve protestolarının artmasıyle pek iyi anlıyor ve cemaat namına memnun oluyoruz. Adanın bir çok yerlerinden aldığımız protesto mektuplarında, Sayın Müftümüze karşı soğutucu mahiyetteki neşriyat takbih edilmekte; bu şekli yakışıksız neşriyatla Sayın Müftünün manevi şahsiyetini rencide ve nüfuzunu kırmaya çalışmak nefretle yadedilmektedir.

Bütün bunlar halkımızın sayın Müftümüze olan bağlılığını gösteren en bariz alâmetlerdir.

Halkın Sesi gazetesi, Başyazarımızın Muhterem Müftümüzü ziyaretinden kuşkulanmış olacak ki, bu ziyaretle hiç bir alâkası olmıyan isnat ve tahriflerde bulunuyor. İstiklâl gazetesi Sayın Müftü ile yapılan bütün temasları günü gününe neşretmekte ve cemaatı ilgilendiren bilgiyi edinmek için gazeteciliğin vakit tanımadığına inanmaktadır. Bir gazeteci gece gündüz mevzubahis olmadan icap eden tetkikatı (tahkikat) yapıp, hadiseleri aksettirmekle cemaata karşı vazifesini yapmış olur. Binaenaleyh Halkın Sesi’nin “vakitli ve vakitsiz saatlerde Sayın Müftüyü ziyaret” iddiasını gülünç bulur ve gazetecilik icaplarının farkında olmadıklarını anlarız.

Halkın Sesi gazetesi, Sayın Müftümüzün, organı olduğu Milli Parti siyasetine bir alet yapmak takdiğinde muvaffak olamayınca, şimdi de onun Müftülük Makamı üzerinden hiç bir icra aslâhiyeti olmayan Evkaf Komisyonunun nüfuzu altında olduğunu ima etmek kurnazlığını göstermek istiyor. Böyle yapmakla da bariz hakikatleri tahrif etmekten çekinmediklerini açıkça gösteriyorlar. Halkın Sesi gazetesi, büyük Türk inkılâbının midafii kısvesi altında ve irtica ile mücadele eder görünmek isteyerek, halkımızın milli hislerinden faydalanmak yolunu tutmakla halka nafi olduğunu sanırken, cemaat arasına nifak sokmıya teşebbüsle zaten zayıf olan cemaatimizi bir kat daha yıpratıp parçalıyor. Halkın sesi gazetesinin Demokrat Devletini aline yapmış olduğu yersiz hücum ve isnatlar daha henüz gözümüzün önünden kaçmamıştır. Fakat; Halkın Sesi gazetesinin bu neşriyatının iktidar Hükûmetini ne kadar baltalayıcı olduğunu müteaddit defalar yazdığımız makalelerde, iktibas ettiğimiz cümleleriyle tebarüz ettiğimiz halde, özür dilemeleri ve taziye vermeleri icap ederken, bu cesaret, medeniyeyi gösteremiyor ve başka mevzular ihdas ediyorlar. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Türkiye Diyanet işleri Reisinin tayini, Vekiller Heyetinin kararı, Reisi Cumhurun tastiki ve İngiltere Hükûmetinin tasvibiyle adamıza gelen ve cemaatımızın en yüksek ve en kudsi bir makamını işgal eden Sayın Müftümüz Yakup Celâl Menzilcioğlu’na karşı yakışıksız neşriyat ve isnatlarda bulunmakla, cemaatımıza karşı iyilik yapılmış olmıyacağını farketmek zamanı gelmemiş midir? Fakat şahsi hırsları uğruna cemaatı hiçe sayanlar, bu hırslarından bir an kurtulup hakiki durumu görebilmezlerse bu zaman çok uzak ve bu samimi temenni çok sönük kalır.

İSTİKLÂL”  

 

“İSTİKLÂL-26 Nisan 1951-syf:1

Halkın Sesi ve Hür Söz gazetelerinin Sayın Müftümüz hakkındaki yersiz neşriyatlarını Yenice Köy Türkleri de protesto ediyor.

Halkın Sesi ve Hür Söz gazetelerinin Sayın Müftümüzün vazınesihatleri hakkında yaptığı çirkin neşriyatın vatandaşlar arasında uyandırdığı menfi tepki devam etmektedir.

Dün idarehanemizi ziyaret eden Yenice Köy Muhtarı Mustafa Halil Ramiz Efendi, Halkın Sesi ve Hür Söz gazetelerinin Muhterem Müftümüz Yakup Celâl Menzilcioğlu aleyhinde girişmiş oldukları çirkin ve asılsız neşriyatın 450 nüfuslu Yenice Köy Türk halkı arasında uyandırmış olduğu infial ve teessürü beyanla, en yüksek dini makamımızı işgal eden Muhterem Müftüleri aleyhine bu gazetelerde hergün intişar etmekte olan çirkin ve teessür uyandıran neşriyatı bütün köy halkı namına şiddetle red ve protesto ettiğini bildirmiş, bütün köy halkının dini reisimiz Muhterem Yakup Celâl Menzilcioğlu’na olan yıkılmaz bağlılık ve sempatilerinin gazetemiz vasıtasıyle yayınlanmasını istemiştir.”