Kıbrıs ruleti

Cenk Mutluyakalı

Şimdi bir genç, keman öğrenmeye gidecek, gidemez.
Rulete gidebilir (!)

*  *  *

Beethoven’den bir sonat çalamaz örneğin, eğitmeniyle birlikte, yan yana, maskeli, eğitim yapamaz.
“Bet” oynayabilir halbuki...
Hayattan çalabilir.

*  *  *

Meselemiz iki yanlıştan bir doğru çıkarmak değildir. Sağlığımız için “kapanacaksak” kapanacağız.
Ama “adalet” olacak arkadaş adalet!
Öyle dişin kimi keser, gücün kime yeter, cebin kime esner değil.

*  *  *

Bu ülkenin kaynaklarını “olağanüstü” şartlarda, ihtiyaç temelinde topluma paylaştıracak siyasi cesareti olmayanlar, adalet de sağlayamıyor.
Hem hesapsız, hem yüreksizler!
Hem vicdansız, hem plansız!

*  *  *

Bir marketin önünde geçiyorum, sanırım, memleketin üçte biri orada...
Öyle bir kalabalık!
İnsanlarda ya “tümden kapanacağız” korkusu var, ya da “savaş psikolojisi” bitmedi, gitmedi.
Kıtlık yok çünkü...
Elbette bu kalabalığı görünce, onca özel işyerinin çok daha az riskle kapandığı aklımdan geçiyor.
Haklı mıyım?
Değilim!
Çünkü dedim ya, doğruları çoğaltacağız.

*  *  *

Sağlık Kurulu karar verecek, kapanan da kapanacak.
Ama hep diyorum “yarım” karar bunlar!
Restoranlar mı kapandı?
Sağlık Kurulu’na lafım yok!
Ekonomi Kurulu nerede?
Sağlık kurulundan sonra bir diğer kurul garsonu, aşçıyı, işletmeciyi nasıl destekleyeceğini açıklayacak.
Etüt mü kapanacak, ne olacak özeldeki eğitimci?
İşte o zaman “tam” olacak kararlar!

*  *  *

“Hangi parayla” diyorlar bir de...
Eldeki parayla!
Olağanüstü hal varsa eğer...
Pek çok “hak” ortadan kalkabiliyorsa, “seyahat özgürlüğü” dahil...
O zaman eldeki para ihtiyaca göre bölüşülecek.

*  *  *

Alışveriş için kocaman bir çadıra izin veren belediyeden casinoya giren yurttaşa göz yuman polise, aynı gün hem kamu okulunda hem özel dershanede bulaşa sebep olan insana “sen hangisinde çalışıyorsun arkadaş” diye sormayan müfettişe, bir yığın çelişki var!
Üstüne bir de “egemenlik” yarışları!
Önce güneyden mi gelecek aşı, Türkiye’den mi?
Şaşırmıyoruz elbette!

*  *  *

Sağlık Bakanı elbette hepimize anlatacak.
-Eğer başkası konuşursa, ya görevden alıyor ya da susturuyor çünkü...-
Neydi o yılbaşı gecesi “üst üste alt alta eğlencelerin” ayrıcalığı, kim, nasıl göz yumdu, niçin?

*  *  *

Yine yazalım da şurada dursun, birileri okur belki...
“Yasalar ya da kararlar herkesi bağlamıyorsa, toplumda onları bile isteye çiğneyebilen tek bir insan bile varsa, hiçbir işe yaramıyor demektir."