KIBRIS KİMİN UMRUNDA?

Sami Özuslu



Şu artık çok net: Hiç kimsenin Kıbrıs'ta 'aman hemen' çözüm bulalım diye
bir gailesi yok.
Hatta 'çözüm olmasa da bir şey değişmez' anlayışı daha yaygın.
Aslında bunlar bile değil.
Gerçek olan şu ki, kimse Kıbrıs'ta çözümle ilgilenmiyor.
Kıbrıs'la ilgilenenler ise tamamen ve kesinlikle kendi çıkarları için bunu
yapıyor.
ABD, Rusya, İngiltere...
Türkiye, Yunanistan...
'Çıkar' derken, bazen ülkesel çıkarlar, bazen ailesel çıkarlar, bazen
şahsi çıkarlar olarak algılamak gerekiyor.
Buzdağının görünmeyen kısmında o kadar çok çirkef kokusu var ki!..
*  *  *
Kıbrıs adasına ait münhasır ekonomik bölgeden çıkacak petrol, bölgede
ciddi bir güç savaşına neden oluyor.
Suriye savaşı sonrasında zaten Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'de kartlar yeniden
dağıtıldı. Oyuna yeni giren oyuncular oldu. Kimi oyuncuların elindeki
kartlar güçlenirken kimilerinin gücü azaldı.
Sürekli bir pozisyon alma var şimdi ve dikkatler özellikle Exxon
şirketinin 10'uncu parselde Kasım ayında başlayacağı kazıya çevrildi. Eğer
o kazıdan pozitif sonuç alınırsa, paylaşım kavgası alevlenecek. Uzmanlar
şubat ayında 'sağlam bir kriz' bekliyor.
Yok, Exxon kazar ve yeterince hidrokarbon bulamazsa, zaten bizim bölgenin
gaz hayali de krizleri de tarihe karışacak.
Kıbrıs'ın coğrafi ve stratejik olarak önem, belki sıfırlanmayacak ama
'yorgan' gittiği için 'kavga' da büyük ölçüde bitmiş olacak.
*  *  *
Kıbrıs'a 1964'te konuşlanan BM Barış Gücü'nün çekilmesi bir kez daha
gündeme geldi. ABD artık BM'ye daha az para veriyor. BM'nin bazı
bölgelerden çekilmesi ya da personel sayısını azaltması lazım. Ayrıca yeni
sorunlu bölgeler var ve oralara da Barış Gücü operasyonu gerekli.
Kıbrıs'ta zaten çok da sorun yok, bu yüzden 'ilk boşaltılacak BM
kamplarından biri' UNFICYP olabilir.
Bayan Lute'un bugün yayımlanması beklenen raporunda belki bu tavsiye
olmayacak ama 2004 referandumu sonrasından başlayarak BM'nin adadan
ayrılması hep tartışılıyordu.
Bir başka deyişle Kıbrıs'tan BM bile bıkıp usandı.
Tam bir yılan hikayesi çünkü Kıbrıs...
*  *  *
Tüm bu negatif gelişmeler yaşanırken diğer yandan Anastasiadis işe Türkiye
Kıbrıslı Türkleri el birliğiyle oyunun dışına itecek işler çeviriyor.
Tarihte görülmemiş bir şekilde Ankara Kıbrıs Türk liderliğini 'sıfır'la
çarpıyor.
'Gevşek federasyon' yahut 'konfederasyon' konuşulduğu iddia ediliyor ama
bunun ne anlama geldiğini kimse kestiremiyor.
Bu bir 'çözüm' olacaksa Kıbrıslı Türklerin durumu ne olacak, bilen yok.
Mesela 'toprak' konusu ne olacak? Mülkiyet nasıl halledilecek? Kıbrıslı
Türkler AB'nin neresinde olacak?
Bilinmiyor.
Soran da yok zaten!
'Ceviz ağacı' gibi...
Ne Ankara'nın umrunda, ne Anastasiadis'in...