Kenevir yağı ve ötesi…

Tayfun Çağra


Geçen haftaya damgasını vuran güzel bir haber, daha doğrusu hastalar için umut verici bir olay gerçekleşti. Bakanlar Kurulu farklı isimleriyle cannabis, kenevir, marihuana olarak bilinen bitkinin sağlık alanında kullanılmasına izin verdi.

Bu izin şimdilik kanser hastalarının ölümcül (terminal) dönemlerinde acılarını azaltmak için kullanılmasını kapsıyor. Başlangıç olarak önemli bir adım olmasına karşın bu alanın daha da genişletilmesinde yarar var. Çünkü kenevir yağı çeşitli kanser türlerini durdurması ve azaltması dahil, farklı hastalıkların tedavisinde de kullanılabiliyor.

Farklı dünya ülkelerinde değişik kapsamlarda kullanılan kenevir bitkisinin önemi, nasıl ve neleri tedavi ettiği dünyadaki üniversitelerin araştırmalarında, yine dünyadaki sağlık dergilerinde, makalelerinde konu ediliyor.
Buna göre; “Marihuana olarak da bilinen kenevir, dünyanın birçok yerinde büyüyen bir bitkidir ve kadim zamanlardan bu yana tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır. Cannabinoid’ler adı verilen bileşenleri içeren bir reçine üretir. Bu Cannabinoid’ler Kenevirdeki aktif kimyasallardır, bu kimyasallar merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sistemi de dâhil, bedende uyuşturucu benzeri etkilere neden olur. Bu cannabinoidlerin bazıları psikoaktiftir ve ruh halini veya bilincini değiştirerek beyni etkilerler. Cannabinoid’ler ağızdan alınabilir, nefesle çekilebilir veya dilin altına spreylenebilir.”

Kenevirin tedavici edici potansiyeli neredeyse sınırsız görünüyor, çünkü sadece ölümcül hastalarda bulantıyı veya ağrıyı gidermenin çok ötesine uzanıyor. Araştırmacılar, kenevirin ana psikoaktif bileşeni olan tetrahydrocannabinol’ün (THC) sağlıklı hücreleri yalnız bırakırken tümör hücrelerini “intihar etmeye” sevk ettiğini öğrendiler.

Laboratuar ve hayvanlarda yapılan araştırmalar cannabinoidlerin normal hücreleri korurken, kanser hücrelerini öldürebildiklerini göstermeye devam etti.

Cannabinoidlerin ve THC’lerin beyin kanseri, meme kanseri (tümör büyümesi ve tümör sayısını azaltıyor), akciğer kanseri, prostat kanseri, kan kanseri (lösemi), karaciğer kanseri, pankreas kanseri, ağız kanseri, kolon kanserinde çeşitli tedavi edici etkileri olduğu sağlık dergilerinde yer alıyor.

Cannabidiol’un (CBD) laboratuar araştırması, kemoterapi ile birlikte verildiği zaman, CBD’nin kemoyu daha etkili yaptığını ve normal hücrelere zarar vermeden kanser hücresi ölümünü arttırdığını da gösterdi. 
Cannabinoid’lerin iltihaplanma önleyici aktivitesi, antiviral aktivitesi ve Multiple Sclerosis’in neden olduğu kas spazmlarını rahatlattığı da yine laboratuvar araştırmalarında yer aldı.

Dolayısıyla Bakanlar Kurulu’nun aldığı bu ilk adım kararının daha ileriye götürülüp sadece ölüm aşamasında değil, hastalığın teşhisi ve tedavisi sürecinde de kullanılabilmesi ve kanser dışında başka hastalıkların tedavisi sürecinde de kullanılabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması önemlidir diye görünüyor.
Şunu da hatırlatmakta yarar var; Artık sağlık uzmanlarının da, bağlı diğer alanlarda faaliyet gösteren kurum ve kişilerin de belirttikleri gibi organik yaşamdan uzak, GDO’lu ürünlerle beslenmenin, yaşam şartlarındaki değişimin, hayatı hızlı yaşarken kendine zaman ayıramamak, fast food beslenme, hareketsizlik gibi olguların insanın yaşamında olumsuz etkilerini her gün, her an yaşıyoruz.

Böyle bir hayat yaşarken zamanın en yaygın hastalıklarından kanser gibi rahatsızlıklarla karşılaşır olduk. Ancak kanser ve diğer hastalıklarla savaşırken de yine fabrikalarda üretilen çeşitli ilaçları kullanıyoruz. Oysa ki bir ilacı, bir hastalığı tedavi etmesi için kullanırken başka bir hastalığa neden olabiliyor.

Yine zaman gösteriyor ki hastalıklara yakalanmamak için iyi beslenmenin, doğal beslenmenin, eğer hasta oluyorsak da yine doğal ilaçlarla hastalığı yenmenin daha doğru olacağı anlaşılıyor. Tabii ki bunları yaparken yine bir sağlık uzmanından bilgi almanın yararı vardır ancak sağlıktaki uzmanların da okulu bitirdikleri zamanın bilgileriyle kalmamaları, sürekli yenilikleri kovalamaları ve hastaya güven vermeleri gerekmektedir.

Bu çerçevede sözü edilen kenevir yağı kullanımının daha da genişleyerek kullanılması konusunda adımların atılması ve sağlık kurumlarının ve doktorların da “ben bilmiyorum, böyle öğrenmedim” kolaylığından kurtulup bu konudaki ve bence güzel bir alanda, alternatif tıp alanındaki (ki bu başka bir yazı konusu) bilgilerini çoğaltmaları ve çeşitlendirmeleri gerekmektedir.

Umarım hastalıkların yenilmesi alanındaki çalışmalar yoğunlaşır, kısır bir döngüde kalmayız.

------------------------------------------------------------

Tıkış tıkış ama güzel konser

Frank Sinatra’nın 100. doğum günüydü… Hani My Way, Strangers In The Night, New York New York gibi şarkıların unutulmaz sanatçısı… Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali de Sinatra’yı unutmadı. Gittik, 300 kişilik salon için 500’ün üzerinde bilet satılmış. Kapıda girerken bilet bulmak için bekledik, salona girince de yer bulmak için çabaladık. O kadar ki sahnede orkestranın arkasında birkaç sıra daha sandalye konurken, sahnenin hemen yanında, duvarın dibinde de sandalyeler yerleştirildi. Salonun dışında da dinleyenler vardı. Sahnenin yanında yer bulduk, Frank Sinatra’nın şarkıları Hüseyin Altan ve Cihan Ünal tarafından seslendirildi. Can Sözer yönetiminde Lefkoşa Belediye Orkestrası da harikaydı. Şarkıların aranjesini yapan Cahit Kutrafalı’yı ayrıca tebrik etmek gerekir. Böyle konserlere ilgi oldukça yoğun. Özellikle yabancıların ilgisi çok fazla… Salonda yerleşim planının yetersizliği dışında güzel bir geceydi. 

--------------------------------------------

SORU

Artınca artıyor, düşünce düşmüyor

Dünyada petrol fiyatları düşüyor. Hatta petrol üreticisi ülkeler toplandılar, petrol fiyatlarının artmasını sağlamak için petrol üretimini kısmayı kararlaştırdılar. Hal böyle iken bizde akaryakıt fiyatları durmadan artıyor. Artışlarda dünya petrol fiyatları arttı deniyor ya, peki düşünce neden akaryakıt fiyatlarımız düşmüyor!

-----------------------------------------------

DÜŞÜNCE

Keyfilik!

Azınlık Hükümeti’nin Maliye Bakanı Serdar Denktaş, emirname değişiklikleriyle ilgili Mahkemenin aldığı ara emirlerinden sonra emirnamelerin tümüyle ortadan kaldırılacağını söyledi. Yani isteyenin istediğini yapabilmesi için… Eğer iddiaları oysa bir devlet yönetmenin bu kadar ucuz olmaması gerek. Ayrıca tehdit de ediyor Denktaş ve “siyaset yapmak için mahkemeler kullanılacaksa ‘İyi İdare Yasası’nı da gözden geçiririz” diyor. Bu kadar da keyfilik olmaz artık!
------------------------------------------------

Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.

KONFÜÇYÜS