Kendilerinin ve ağalarının keyifleri uğruna toplumu yok ediyorlar!

Serhat İncirli

Kıbrıs sorunu çözülmeli mi?
Gerçekten bunu istiyor musunuz?
Mesela Nikos Hristodulidis de istiyor mu?

-*-*-

Ya da hükümetimiz?
Siyasi partilerimiz?

-*-*-

Hakikatten bu sorunu bitirmek arzusunda mısınız değil misiniz?

-*-*-

Eveleyip gevelemeye, saçma sapan propaganda yapmaya hiç gerek yoktur!

-*-*-

Egemen eşit iki devlet mi?
Mümkün olmadığını herkes söylüyor ve hepimiz de biliyoruz!

-*-*-

Hala inat ve ısrarla “federal çözüm hayalciliktir” demek, hem propagandadır hem de çözümsüzlük arzusunu örtme çabasıdır!

-*-*-

Kimse sizi dövmeyecek; bundan daha kötüsü de kesinlikle olmayacak!
Çıkın, açıkça ve mertçe, “taksim” deyin ya da ne bileyim “statükoya devam biz mutluyuz” deyin!

-*-*-

Ama dürüst davranın!
Yalan söylemeyin!

-*-*-

21 Aralık 1963’ün 62’nci yıldönümündeki açıklamaları okuyorum ve gülüyorum!
Hala tüm taraflar, ya da iki taraf da “haklıyız” mesajı veriyor “siz başlattınız”larda lingiri ve dutmaca oynayan çocuklar misali eğleniyor!

-*-*-

Boş verin kimin – nasıl başlattığını!

-*-*-

Haaa unutmuyorsanız, unutmayacaksanız, kabul ederim – ben de 1974’ün kötü günlerini unutmadım - ama affetmek zorundasınız!

-*-*-

Gelin, başka ülkelerin – başka çatışmalı toplum ya da toplulukların yaptığı gibi, “gerçek komisyonları” veya “gerçekler komisyonları” oluşturalım; araştıralım, doğruları konuşalım, kimse de kimseye yalan söylemesin, propaganda yapmasın!

-*-*-

Ya da dediğim gibi, “statükodan memnunuz, çözümün hasbası çıksın, keyfimiz yerinde” deyin!
Açıkça!
Mertçe!
Dürüstçe!

-*-*-

Çünkü yaptığınız mertlik, dürüstlük değildir!

-*-*-

Sadece, keyfiniz ve ağalarınızın keyfi uğruna Kıbrıslı Türk toplumunu yok etmektesiniz!
Bilesiniz istedim!


Adalet!

Ahbap gazetesinin bugünkü manşet haberinde Devrim Demir imzası ile haberi okuduk… 

-*-*-

Ne diyordu haber?

-*-*-

Türkiye’den gelen adli tıp raporuna göre, 20 günlükken Lefkoşa’daki Acil Durum Hastanesi’nde yaşamını yitiren Mihrimah bebeğin ölüm sebebi belirlendi!

-*-*-

Neymiş ölüm sebebi?
“…Vücudunda tespit edilen yüksek miktarda alkol…”

-*-*-

Alkol nasıl verildi?
Kim verdi?

-*-*-

Eminim kasıtlı veya planlı bir “veriş” yoktur ama “ihmal” söz konusuysa, mutlaka araştırılmalıdır!

-*-*-

Bu konu geçiştirilmemeli, kapatılmamalı!

-*-*-

Sorun, kesinlikle kişiler değildir!
Sorun adalettir!


Veli Ağababa’nın TBMM’de anlattığı fıkra!

Fıkrayı, Türkiye’de CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa anlattı…
Bayıldım!

-*-*-

Temel, 500 bin kilometreye ulaşan otomobilini bir türlü satamıyor…
Kimse, bu kadar çok kullanılmış bir arabayı almak istemiyor…

-*-*-

Temel’i bu nedenle üzgün gören arkadaşları, “gel, tanıdık bir usta var, 500 bin rakamını düşürelim, kolay satarsın” önerisinde bulunuyorlar!

-*-*-

Temel de “tamam” diyor…
Makiniste gidiliyor ve aracın 500 bin kilometre katettiğini gösteren göstergede ufak bir operasyonla rakam 50 bin oluveriyor!

-*-*-

Arkadaşları, iki gün sonra Temel’i yolda şarkılar söyleyerek, eğlenerek yürürken görüyorlar!
Temel çok mutlu!

-*-*-

Arkadaşları soruyor; “N’oldu Temel sattın mı arabayı?”
Temel “yoook” diyor ve ekliyor, “henüz 50 bin kilometresi olan bir arabayı insan satar mı?”

-*-*-

Ağababa, burada Temel ve Türkiye Maliye Bakanı’nı; ayrıca arabayla TÜİK’i bir birine benzetmiş!
Durum KKTC’de de farklı değil!
Hükümet arabanın 500 bin kilometrede olduğunu bile bile, hileyle belirlenmiş rakam ya da rakamlara kendisi bile inanıyor!

-*-*-

Asgari ücreti belirleyeceğiz ya; aman fıkraya dikkat!


Çözüme olan inancın acıtılması!

Metehan’dan Pazar günü bisikletle Güney’e geçtim…
Kuzey’de en az iki katı pahalı bazı ürünler aldım, geri döndüm!

-*-*-

Geçerken, Kıbrıs Cumhuriyeti polisleri ve gümrükçüleri birçok arabayı durdurdu ve sanırım sigara falan aradı!

-*-*-

Bu arada bir görevli, elinde ilaçlama bombası dediğimiz aletle, araçların dört tekerleğine de ilaç sıktı!

-*-*-

Bu uygulamalar tabii ki geçiş hızını düşürüyordu!

-*-*-

Geri dönerken baktım ilaçlama yok, polisler de ayrılmış!

-*-*-

Şimdi, sabah erken saatte şap virüsü geçebiliyor ama daha sonra geçemiyor diye mi ilaçlama faaliyeti durduruldu?

-*-*-

Yoksa, “maksat kasten yavaşlatma” mıydı?
Bilemedim!

-*-*-

Ufak tefek kişisel “saçmalıklar” ve tabii ki “Rum toplumu içre çok daha fazla” olmak üzere, her iki tarafta var olan “ırkçı bakışlar”!

-*-*-

Moralimiz bozuluyor, çözüme olan inancımız “acıyor”! 

-*-*-

Geçişleri yavaşlatmak için çok özel çabaya gerek yok!
Önemli olan hızlandıracak ve cesaretimizi – inancımızı acıtmayacak işler yapabilmekte, şairin dediği gibi, “… yani yürekte, yürekte!”


Gururumuz… Engelliler Spor Federasyonu Vakıflar Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol 1. Lig 2025-2026 sezonunda ilk deplasman maçını galibiyetle tamamladı…  Bursa BESK’i 84 – 74 yenen takımımız bir kez daha bizleri gururlandırdı… Bu arada Federasyon Başkanı ve takımın oyuncularından Ahmet Akdeniz ile maçı konuştuk… “Tarif edilemez bir mutluluk yaşıyoruz, Ahmet Kurkmaz arkadaşımızın ilk maçına çıkmış olması da bizleri için ayrı bir mutluluk olmuştur” dedi…