Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu kazılar kesintisiz biçimde devam ediyor… Kayıplar Komitesi bir yandan Ağırdağ, Özhan, Lefkonuk ve Aşağı Pirgo’daki kazıları sürdürürken, Mora, Karava ve Dörtyol’da yeni kazılar başlattı… Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatör Yardımcısı Arkeolog Çınar Karal’dan aldığımız bilgilere göre, Dörtyol’daki kazı (Mağusa Prastyosu) dün başlamış bulunuyor…
MORA, KARAVA VE DÖRTYOL HAKKINDA KOMİTE’YE BİLGİ VERMİŞTİK…
Mora (Meriç), Karava (Alsancak) ve Dörtyol’daki (Mağusa Prastyosu) kazı alanlarıyla ilgili olarak yıllar önce, takriben 2006-2007 yıllarında okurlarımızın paylaşmış olduğu bilgiler doğrultusunda Kayıplar Komitesi’ni ayrıntılı biçimde bilgilendirmiştik… Bu konularda bizlere yardımcı olan tüm okurlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz… Bizimle temasa geçmek isteyen okurlarımız için telefon numaramız 0542 853 8436’dır. Bizi isimli veya isimsiz olarak arayabilir, herhangi bir olası gömü yeri hakkında bildiklerinizi paylaşabilirsiniz… Kayıplar Komitesi’ni aramak isteyen okurlarımız da isimli veya isimsiz olarak 181 ihbar hattını arayabilirler. Vereceğiniz her bilgi, mutlaka önemli bir ipucu olabilir ve ayrıntılı biçimde araştırılarak olası gömü yerleri arayışında Kayıplar Komitesi araştırmacılarına yardımcı olabilir…
KAZILARDA SON DURUM…
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatör Yardımcısı Arkeolog Çınar Karal’dan aldığımız bilgilere göre kazılarda son durum şöyle:
*** Ağırdağ/Agirta: 1974 kaybı bir Kıbrıslırum’un, Ağırdağ Mezarlığı’nın giriş kapısının karşısında, ağaç ile eski yol arasında yer alan bir alana gömülü olabileceği bilgisi üzerine başlatılan kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Çalışmalar sırasında bir kişiye ait insan kemiklerine rastlanmıştır. Sistematik kazı ve belgeleme süreci devam etmektedir.
*** Özhan/Asomato: 1974 yılından kayıp bir grup Kıbrıslırum’un bu bölgede bulunan tarla içerisinde gömülü olabileceği bilgisi üzerine başlatılan kazı çalışmaları tüm hızıyla devam etmektedir.
*** Yukarı Dikmen/Pano Digomo (Askeri Bölge): 1974 kaybı bir grup Kıbrıslırum’un, Yukarı Dikmen’de ‘Beyaz Tepe’ olarak bilinen dağlık bölgede yer alan mevziler içerisinde gömülü olabileceği bilgisi üzerine başlatılan manuel kazı çalışmaları tamamlanmıştır. Çalışmalar kapsamında toplam 4 mevzi kazılmış, herhangi bir insan kalıntısına rastlanmamıştır. Kazı sona ermiştir.
*** Geçitkale/Lefkonuk/Lefkoniko: 1974 kaybı bir Kıbrıslırum’un, Geçitkale’de tarla sürülürken insan kemiği ve askeri kıyafet parçalarına rastlandığı yönündeki bilgi üzerine başlatılan kazı çalışmaları devam etmektedir. Çalışmalar sırasında iki kişiye ait kalıntılara ulaşılmıştır. Sistematik kazı ve belgeleme süreci tüm hızıyla sürmektedir.
*** Dörtyol/Mağusa Prastyosu/Famagusta Prastion: 1974 yılından kayıp bir grup Kıbrıslırum’un Geçitkale'den Dörtyol'a giden eski yol üzerinde karakoldan 350-400 metre uzaklıkta, araştırma ekibi tarafından belirlenen kuyu içerisinde gömülü olabileceği bilgisi üzerine kazı çalışmaları başlatılmıştır.
*** Girne/Keryneia: 1974 yılından kayıp bir grup Kıbrıslırum’un, geçmişte 38 kişinin kalıntılarının açığa çıkarıldığı Girne’deki “Botanik Bahçesi” olarak bilinen alanın devamında gömülü olabileceği bilgisi üzerine başlatılan kazı çalışmaları, teknik nedenlerden dolayı geçici olarak durdurulmuştur.
*** Meriç/Mora: 1974 yılından kayıp bir grup Kıbrıslırum’un Ercan -Gaziköy yolu üzerinde, Meriç (Mora) sınırları içerisinde bulunan köprünün altında gömülü olabilecekleri bilgisi üzerine belirlenen limitler içerisinde kazı çalışmaları başlatılmış ve sistematik bir şekilde devam etmektedir.
*** Aşağı Pirgo/Kato Pyrgo: 1963–1964 kaybı iki Kıbrıslıtürk’ün, Pirgo Köyü’ndeki dere yatağına gömülü olabileceği bilgisi üzerine kazı çalışmaları sistematik bir şekilde devam etmektedir…
*** Alsancak/Karava: 1974 kaybı bir grup Kıbrıslırum’un, günümüzde yıkılmış olan eski bir evin bahçesine gömülü olabileceği bilgisi üzerine kazı çalışmaları başlatılmıştır.
Biz de kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok golay gelsin” diyoruz…
Kayıplar Komitesi, Mora'da yeni bir kazı başlattı...
Bir kişiden geride kalanların bulunduğu Ağırdağ kazısından görünüm...
*** KAYIPLAR KOMİTESİ’NE BAĞIŞLAR SÜRÜYOR…
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 100 bin dolar bağış yaptı
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, Kayıp Şahıslar Komitesi'ne bağış yaptı.
TC Büyükelçisi Ali Murat Başçeri bağış çekini KŞK Kıbrıslıtürk üyesi Hakkı Müftüzade’ye takdimi sırasında yaptığı konuşmada, “Bu bağışlarımızın Ada üzerindeki kayıplarla ilgili yaraların sarılması hususunda bir nebze katkısı oluyorsa kendimizi mutlu hissedeceğiz.” ifadesini kullandı.
BAŞÇERİ: ÖNEM VERİYORUZ
Kabulde, Müftüzade’den Komite’nin son dönem çalışmaları hakkında bilgi alan Başçeri, KŞK’nin çalışmalarını çok önemsediklerinin altını çizdi.
Başçeri, kayıp şahıslar konusunun Ada'da çok sayıda kişinin hayatını bire bir etkilemiş bir olay olduğunu anımsatarak, “Bu derin yarayı bizler de içimizde hissedebiliyoruz, yaşıyoruz, görüyoruz.” dedi.
Konuşmasında, KKTC’deki görev yaptığı tüm zaman dilimleri içerisinde 1963 ve 1974 yılları arasında yaşanan elim olaylarda veya başka vesilelerle yakınları kaybolan birçok dostu olduğunu aktaran Başçeri, “Onların acılarını hep yüreğimde hissettim” ifadesini kullandı.
Başçeri, KŞK’nin Ada'da iki tarafın ortak iradesiyle kurulmuş en eski komite olduğuna da dikkat çekerek, zamanın geçmesine bağlı olarak günün koşullarında çalışmaların giderek zorlaştığını ancak Komite’nin elindeki tüm imkanları kullanarak, çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
“Bizler hem garantör hem de Kıbrıs Türkü'nün bekasından kendisini sorumlu hisseden Türkiye Cumhuriyeti olarak Kayıp Şahıslar Komitesi'nin yapmış olduğu çalışmalara çok önem veriyoruz.” diyen Başçeri, her yıl düzenli olarak Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden KŞK’ya kaynak aktardıklarını kaydetti.
MÜFTÜZADE: TOPLAM YARDIM MİKTARI 1 MİLYON 540 BİN 661 EURO”
KŞK Kıbrıslıtürk üyesi Hakkı Müftüzade de kabulde yaptığı konuşmada, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Cumhuriyeti’nin yine çok anlamlı bir katkıda bulunduğunu vurguladı.
Söz konusu katkının Komite’nin çalışmaları için çok önemli olduğunu söyleyen Müftüzade, özellikle kazıların düzenli olarak devam etmesi için bu tür katkılara ihtiyaç duyduklarını aktardı.
Hakkı Müftüzade, Türk Ajansı Kıbrıs’a verdiği demecinde, “Rum tarafındaki bazı politikacıların bu çalışmaları politize etmek için büyük çaba gösterdiklerini ancak bu tutumun hiçbir amaca hizmet etmediğini” belirterek, KŞK olarak amaçlarının iki toplum arasındaki güveni tesis etme çalışmalarına katkı koymak olduğunu söyledi.
Türkiye'nin her yıl kendilerine katkı sağladığını da vurgulayan Müftüzade, bugüne dek yapılan toplam yardım miktarının 1 milyon 540 bin 661 euro olduğuna dikkat çekti.
Kabul, Başçeri'nin KŞK Kıbrıslı Türk üyesi Hakkı Müftüzade'ye bağış çekini takdimi ile son buldu.
(TAK Ajansı Haber Bülteni’nden – 12.11.2025)
*** BASINDAN GÜNCEL…
“İsrail, Filistinlilere idam cezası getirebilecek tasarıyı oyladı…”
İsrail Parlamentosu Knesset, Filistinli esirlere ölüm cezası verilmesini öngören yasa tasarısını oyladı. FHKC "savaş suçu" olarak tanımladığı bu adıma karşı yaptığı açıklamada "Tüm alanlarda direnişle karşılanacak" ifadelerini kullandı.
İsrail Parlamentosu'nda yapılan yasa tasarısının ilk oylamasında 39 milletvekili “evet”, 16 milletvekili “hayır” oyu kullandı.
İsrail meclisi Knesset’in “Güvenlik” Komitesi“ Filistinli esirlere ölüm cezası verilmesini öngören yasa tasarısını oyladı. Tasarı, İsrailli sivilleri “milliyetçi nedenlerle” öldürmekle suçlanan Filistinlilere ölüm cezasını öngörürken, İsrailli Yahudiler geçerli olmayacak.
Yasanın mimarı, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, oylamanın ardından Meclis’te kutlama yaparak milletvekillerine tatlı dağıttı. Ben-Gvir, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Otzma Yehudit (Yahudi Gücü Partisi) tarih yazıyor. Söz verdik ve yerine getirdik. Teröristler için idam cezası yasası ilk oylamada kabul edildi” ifadelerini kullandı.
Yasa, insan hakları savunucularının tepkisini çekti. Hak savunucuları, yasanın yalnızca Filistinlileri hedef alarak “apartheid tarzı” bir adalet sistemini yasallaştırdığını belirtiyor.
Yasanın yürürlüğe girebilmesi için Knesset’te üç tur oylamadan geçmesi gerekiyor.
Tasarı yeni değil
Knesset’in bir üyesi, 29 Eylül’de ilk okumada oylamaya hazırlanmak üzere “Filistinli mahkumları idam etme” tasarısını sundu.
Yasa, 2022’nin sonlarında Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu ve Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir’in başını çektiği koalisyon hükümetinin anlaşmasını sonuçlandırmak için imzalanan anlaşmaların bir parçası olarak kabul ediliyor. Mahkumları infaz etme tasarısı yeni değil. Son yıllarda defalarca önerildi, en son 2022’de aşırı sağcı bakan Ben-Gvir bir dizi değişiklikle yeniden sundu ve Mart 2023’te Knesset tarafından ön okumada onaylandı.
Tasarı, “ırkçılık veya nefret nedeniyle ve İsrail’e zarar vermek amacıyla kasıtlı olarak veya ihmal sonucu bir İsrail vatandaşının ölümüne neden olan herhangi bir kişiye ölüm cezası verilmesi”ni öngörüyor.
Yasanın ilk okumada kabul edilmesi, tasarıya devam edilmesini sağlayacak.
62 yıllık yasak sona erebilir
Tasarı yasalaşırsa, İsrail’in 62 yıldır fiilen yürürlükte olan idam yasağı sona erecek. İsrail tarihinde şimdiye kadar yalnızca Nazi subayı Adolf Eichmann idam edildi.
Eichmann, II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin ölüm kamplarına sevkini organize etmiş, savaş sonrası Arjantin’e kaçmıştı. 1960’ta İsrail ajanlarınca Buenos Aires’ten kaçırılan Eichmann, 1962’de savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan suçlu bulunarak idam edildi. Eichmann, İsrail yargısı tarafından ölüm cezasına çarptırılan ve idam edilen tek kişi olarak tarihe geçti.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, tasarıya dair yaptığı açıklamada tasarının her alanda direnişle karşılanacağını vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:
“Düşman parlamentosunun “Filistinli tutuklulara ölüm cezası” tasarısını ilk okumada onaylaması, Siyonist işgalin faşizmini yansıtan yeni bir savaş suçudur. Siyonist düşman parlamentosundaki sözde Ulusal Güvenlik Komitesi’nin “Filistinli tutuklulara ölüm cezası” tasarısını ilk okumada onaylama kararı, bu faşist varlığın kara suç siciline eklenecek yeni bir savaş suçudur ve onun ırkçı, faşist ve kanlı doğasının açık bir kanıtıdır.
Bu projenin onaylanması, halkımıza ve esirler hareketine karşı yeni bir tırmanışa doğru atılmış tehlikeli bir adımdır ve bu varlığın sadece cinayet ve imha dilini bildiğini teyit etmektedir.”
Süreç nasıl işleyecek?
Knesset web sitesinde açıklandığı üzere, İsrail’de yasaların çıkarılması, bir Knesset üyesi veya hükümet komitesi tarafından yasa tasarısı hazırlanmasıyla başlayan birkaç aşamadan geçer.
Bu amaçla özel olarak düzenlenen bir toplantıda, Knesset Başkanlığı aldığı yasa tekliflerini onaylar ve bunlar aynı gün Knesset Genel Kurulu’na ön okuma için sunulur, böylece tartışılır ve onaylanıp onaylanmayacağına karar verilir, ardından ilk okuma için hazırlık yapmak üzere teklifi tartışan bir parlamento komitesine iletilir.
Önerilen yasalar, ölüm cezası yasasında olduğu gibi Knesset üyesi tarafından değil hükümet tarafından veya Knesset komiteleri tarafından sunulursa, ön görüşmelere tabi tutulmaz ve ilk okuma aşamasından başlar. İlk okuma için önerilen yasalar resmi bir bültende yayımlanır ve ardından yasaların reddedilmesi veya daha fazla görüşmeye tabi tutulması için oylama yapılır.
Teklif ilk okumadan geçerse, ikinci ve üçüfncü okumalar için hazırlamak üzere Knesset’teki uzman bir komiteye gönderilir. Komite görüşmelerini tamamladıktan sonra, yasalar genel kurulda daha fazla görüşmeye tabi tutulur ve ardından ikinci ve üçüncü okumalar oylanır.
Teklif üç okumada onaylandıktan sonra, yasa İsrail Devleti’nin anayasasının parçası haline gelir ve resmi olarak taslak haline getirildikten sonra “Kayıtlar”da yayımlanır ve yürürlüğe girer.
(BİANET.ORG – 11.11.2025)