“Katır” demek küfür mü?

Sami Özuslu

Devlet televizyonumuzun marifetiyle Kıbrıslı Türklere “Size çok para yolluyoruz ama bize küfür ediyorsunuz” mesajını buraya ileten AKP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu’na bir soru...

TC’nin AB Bakanı ve Başmüzakerecisi Egemen Bağış’ın “katır” sözü acaba küfre girer mi?
Bağış Kıbrıslıları katıra benzetti.
“Katır gibi inatçıdırlar” dedi.
Evet, Kıbrıslılar inatçıdır.
“Domuz inadı” da diyebilirdi Bağış...
Ama domuz “helal” değil ya, herhalde ondan, “katır”ı seçti.
Domuz ya da katır...
Küfür sayılır mı, sayılmaz mı?
Mevlüt Çavuşoğlu düşünedursun, ben kendi cevabımı vereyim: Bence bunlar küfür sayılmaz.
Egemen Bey edebiyata merak sardığından bu tür teşbihler yapmayı pek seviyor.
Eh, teşbihte de kusur olmazmış.

**

Egemen Bağış Kıbrıslıların inatçı olduğunu söyledi.
Evet, inatçıdırlar.
Bu yüzden “İnadına barış” diyorlar zaten!.
İnatçı olmasalardı, çoktan vazgeçerlerdi barışı istemekten...
“Taksim” dendiğinde taksimci, “entegrasyon” dendiğinde entegrasyoncu, “konfederasyon” dendiğinde konfederasyoncu, “özerklik ilişkisi” dendiğinde onu kabullenir, kaderlerine arzı olurlardı.
Ama olmadılar!
Derin devleti, teşkilat-ı mahsusası, baskının dik alası yetmedi o inadı kırmaya...
“Katır inadı” sayesinde üretmekten kopmadı Kıbrıslı...
Ambargolara, izolasyonlara, engelin her türlüsüne rağmen üretmeye çalıştı bu toplum...
Ve top oynamaya da!..
Sanat yapmaya da!..

**

Mevlüt Çavuşoğlu “küfür” sayar mı acaba Egemen Bağış’ın sözlerini?
Mesela Bağış Kıbrıslı Türklerle Rumları “evli bir çift”e benzetti.
Gene teşbih!
Kimin gelin, kimin damat olduğunu söylemedi gerçi ama ‘dünürler’den bahsetti Egemen Bey...
“Garantör ülkeler”in ebeveynler olduğunu söyledi.
Yani kaynanalar, kaynatalar...
Türkiye, Yunanistan, İngiltere...
Ne çok kaynanamız, kayınbabamız varmış!
Hem daha Amerika’yı, AB’yi, BM’yi falan da katmadı listeye...

**

Egemen Bağış “evli çift” diye tanımladığı Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların “birlikte yaşama” ya da “boşanma” tercihlerinden söz etti de, dünürlerin marifetlerinden hiç söz etmedi nedense...
Sanki 1960’ta “görücü usülle” dünya evine sokulan bu adanın insanlarıı “dünürler”in kavgası yüzünden ayrılmamış, didişmemiş gibi!..
Sanki “ebeveynler” evlendirilen çifte kol-kanat germiş gibi...
Sanki soğuk savaş koşullarında emperyalizmin sınır bekçiliğini yapan iki “ana ebeveyn” solu, barışçı düşünceyi, ilerici örgütleri bit gibi ezmemiş gibi...
Sanki “ana ebeveynler”in iç ihtiyaçlarına göre “milli dava” durumundaki Kıbrıs’taki evlilik “milli malzeme” yapılmamış, her gelen iktidar ya da cuntanın “şamar oğlanı” olmamış gibi...

**

Herkesin “inat” ettiği doğruları, inançları vardır.
Bu toprakların gerçek sahiplerinin de “inatçı olma”sı normaldir.
Egemen Bağış’ın, Mevlüt Çavuşoğlu’nun “inadı” olduğu gibi...
“Katır” olmak ayıp değil...
“Katır gibi inatçı olmak” hiç!
Ben cevabımı verdim. Devletimizin televizyonu da herhalde yine üstün çaba sarfederek AKP’nin “katır inadı küfür sayılır mı, sayılmaz mı?” konusuyla ilgili görüşlerini kamuoyumuza yansıtacaktır.
Herkesin bir misyonu vardır!