Kasım ayı enflasyonunun, beklentilerin altında gerçekleşmesinin nedenleri?

Ödül Muhtaroğlu

Ülkemizde  Kasım ayı enflasyonu, İstatistik Kurumu tarafından yüzde 0.81 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, (Geçen Kasım’ dan bu Kasım’a) yüzde 36.37’ e ulaştı. Böylece, yılın ilk  11 aylık toplam  enflasyonu da yüzde 34.89 olarak gerçekleşti.

Açıklanan enflasyon oranına Toplum içinden yine tepkiler geldi. Oranın düşük gelmesinin nedenlerine, açıklanan rakamlar çerçevesinde değineceğim. Bu bağlamda, eskimiş olan mevcut endeksin değişmesi için, yeni enflasyon endeksi ve sepetinin oluşturulması  çalışmalarına hız verilmelidir.

Açıklamaya göre, ana harcama grupları arasında en yüksek aylık artış görülen 3 grup,  %5,17 ile Alkollü İçecekler ve Tütün grubu, %3,72 ile ulaştırma; %3,06; giyim ve ayakkabı ve %1,25 mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri oldu.

Geçen aya göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda enflasyon yüzde eksi 1.03 oldu. Gıda enflasyonunun eksi çıkması, sepetteki ağırlığı oldukça fazla olması nedeniyle, genel enflasyon oranını aşağıya çekmiştir. Özellikle, sebze, narenciye, bakliyat, hellim, yoğurt fiyatlarında düşüşler görülmüştür.

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan  Kasım ayı açlık sınırını 31 bin 887 TL olarak  açıkladı. Asgari ücretin yaklaşık yüzde 78’ inin sadece gıda harcamalarına gittiğini, açlık sınırı rakamlarından da görebiliyoruz.

Geleneksel olarak, kasım ve aralık aylarında kampanyalar olmasından dolayı birçok üründe indirimler görülmekte, bu durumda, enflasyon oranlarına yansımaktadır. Geçen yılki kasım ayı enflasyonu da yüzde 0.78 olarak gerçekleşmişti. Ayrıca, kasım ayında, otel fiyatlarında da düşüşler görülmüştür.

Akaryakıt ürünlerine hem Ekim sonunda, hem de Kasım ayının 20’sinde içinde zam yapılması, ayrıca gaza yapılan zam da, bu ayki enflasyon oranlarının yüksek çıkması beklentisini artırmıştı. Gerçi kasım ayındaki akaryakıt zammının  10 günlük bölümü, Kasım  ayına yansımıştır. Geriye kalanı Aralık ayına yansıyacaktır.

Öte yandan, kasım ayı döviz ortalama gelişmelerinde, dolar ve euro kurlarında az da olsa artışlar görülürken, özellikle sterlin kuru aylık ortalamasında bir önceki aya göre bir miktar düşüş görülmüştür. Bu da, sterlin olan kira ve 2.el araba enflasyonunda düşüşler göstermiştir.

Türkiye’de ise, Kasım ayı enflasyon oranı yüzde 0.87, yıllık  enflasyon oranı ise, yüzde 31.07 olarak gerçekleşti. Bu ay, bizdeki enflasyon oranı ile yakın bir enflasyon oranı gerçekleşti.

Güney Kıbrıs’ta ve Avrupa ülkelerinin çoğunda ise, bizim aylık enflasyonumuz, onların yıllık enflasyonu civarında veya daha da düşük seyrediyor.

Ülkemizdeki mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede  asgari ücreti ve diğer maaşları da  eritmekte ve satın alma gücü, maaşlar artsa bile  yeniden düşmektedir. Hükümet ‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması da  pahalılığı yükseltmektedir.

Akaryakıt ve gaz fiyatlarına zam yapılması , hem halkın, hem de iş dünyasının ödediği faturaları artırmaktadır. Akaryakıt,  önemli bir girdi maddesi olduğu için, piyasadaki tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarında artışlara yol açmaktadır.

Umarım, önümüzdeki günlerde, elektriğe de bir zam yapılmaz. Aksi halde, piyasadaki zam yağmuru zincirleme etkisi ile devam edecektir. Bu da, dar gelirlileri ve asgari ücretlileri, olumsuz etkileyecek ve  satın alma güçleri yine düşecektir. Uzun zamandır benzer kısır döngüleri ülkemizde yaşıyoruz.

Petrol fiyatları, döviz kurları ve diğer sabit giderler dengede iken, sadece asgari ücret ve akaryakıt ve elektrik zamlarından dolayı, mal ve hizmetlere aşırı zam yapılması halkı kızdırmaktadır. Bu zamları, Hükümet’ in bütçe açıklarını kapatmak için yaptığını biliyoruz.

2025 yılı sonunda öngörülen bütçe açığının, 13.maaşlar, ek mesailer ve piyasa ödemeleri neticesinde, daha da artması beklenmektedir. Zaten, 2026 yılı bütçesinde de, rekor olan 25 milyar TL  civarında bütçe açığı öngörüsü bulunmakta ve bu açığın yıl içinde daha da büyümesi beklenmektedir.

Kuzey Kıbrıs’taki aşırı pahalılıktan dolayı, halkın önemli bir bölümü alış verişlerini Güney Kıbrıs’ tan yapmayı artırdı. Rum komşularımız da, pahalılıktan dolayı artık kuzeyden eskisi gibi alışveriş yapmıyor.

Bu çerçevede, bizim esnafımız ve işletmelerimizin de satışları azalmaktadır. Ayrıca, Maliye’nin alışverişlerden elde ettiği kdv ve fon gibi gelirleri de azalmakta ve böylece bütçe açıkları günden güne artmaktadır.

Pahalılık ve enflasyonda yaşanan artış, satın alma gücünü düşürmekte, ekonomideki dengeleri bozmakta ve tüketimi de yavaşlatmaktadır. Bu durumdan olumsuz etkilenen halkın büyük bir bölümünün borçları da günden güne artmakta, kredilerin ve kredi kartlarının ödenmesi de zorlaşmaktadır.

Hükümet ise, yaşananları seyretmekte, piyasayı ucuzlatmak için gerekli tedbirleri almamakta, kendi içindeki sorunlarla uğraşmaktadır.