KARL MARKSA GÖRE...

DEĞİŞİMİN SIRRI Karl Marks, insanın doğa ile ilişkisinin her şeyi belirlediğini düşünüyordu... Marks'a göre; İnsanın üretim ilişkilerinde belirleyici olan çalışma aleti ne ise, toplumsal ilişkilerini de o şekillendirir... Hayat; Örneğin tarım toplumu da



DEĞİŞİMİN SIRRI
Karl Marks, insanın doğa ile ilişkisinin her şeyi belirlediğini düşünüyordu...

Marks'a göre;
İnsanın  üretim ilişkilerinde belirleyici olan çalışma aleti ne ise, toplumsal ilişkilerini de o şekillendirir...
Hayat;
Örneğin tarım toplumu da denilen feodal sistemler içerisinde olduğu üzere, enerjisini kaba kol gücünden alıyorsa, orada ağalar, beyler, çeteler ve köleleri vardır; feodal hukuk ve anlayışı söz konusudur.

Yine örneğin, siz süt üretirken eğer feodal yapılarda olduğu gibi henüz elle sağım aşamasındaysanız, ve sanayi toplum yapısının gereği olan otomatik sağıma geçememiş iseniz; toplumsal yapınız bu çerçeve içerisinde olacak demektir.

Kısacası;
İnsanın çalışma aleti değişince, toplumsal ilişkileri, hukuku, siyaseti ve örgütlenme anlayışları da değişmeliydi Marks'a göre...

Değişimin sırrı buydu..!


BİLGİ
Bence, Batı'nın değişim üstünlüğü de burada yatıyor zaten...
Batı'nın değişim aleti bilgi olmuştur.
Bu yüzden, bilgiyle ilişkiye giren, sosyolojik , hukuki , siyasi ve örgütsel yapılar da üretilen bilgiler doğrultusunda, eski anlayışları değiştiriyor...

Oysa ki , bizler halâ dünün terimleriyle konuşup , yazmaktayız...
Dünün varsayımlarına dayanarak formüller üretmekteyiz...
Yani bizim çalışma aletimiz değişmedi !..

Peki, ne yapacaksınız?
Değişimi geri mi çevireceksiniz?
Bu mümkün mü ?...


ÖZGÜRLÜĞÜN BİLGİSİNE SAHİP OLMAK...
Anlamamız ve içselleştirmemiz gereken tek çıkar yolumuz ona uyum sağlayıp, bu değişimden faydalanmaktır.
O yüzden defaten söyledim; ama yine de yazayım:

CTP de her birey ve her örgüt gibi kendi bilincinin sınırlarıyla çevrilidir.
Ve ancak kendi bilinç durumunu sorgulama yetisine sahip olduğunda ya da bu yetiye ulaştığında, kendi iç dinamiğinde belirli bir yol alabilir ve toplumun ihtiyacı olan strateji, plân ve programları üretebilir.
Çünkü her durumda özne olanın bizatihi kendisi, kendi bilgisi ile özdeşleşme durumu yaşar.
Yani özne olan, kendi bilgisi kadar düşünebilir.
Bilgisi kadar değişebilir!
Demek ki;
Bir partinin eylem ve seçimlerinde özgür olabilmesi için zorunlu koşul, bu özgürlüğün bilgisine sahip olmasıdır...

Bunu ben değil, Karl Mark söylüyor işte !..


YA DEĞİŞEBİLİRLİK YA İSTİLÂ !...
Dünyadaki teknoloji gelişimi sayesinde, dünyanın üretilmiş bütün bilgileri iki yılda bir ikiye katlanıyor!
Bu da ancak, değişebilirliğin olduğu zaman ayakta durabilirsin, demektir.

CTP'de değişimciliğin siyaseti etkin bir biçimde yapısallaşarak başlatılmalıdır!
Bu da bilgilerimiz üzerinden bir tartışmayı gerektirir.
Çünkü;
Kendi üretemediğin bilgi, bir başka toplumsal çevreden gelecektir ve bir manada bizi "istila" edecektir...

Mes'ele budur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri