Kapasite‘sizlik’

Tayfun Çağra


Seviniyorum. Yıllar yıllar önce çevre dendiği zaman “bu da nedir?” diye bakan gözler, anlamaya çalışan beyinler vardı. Artık öyle değil, aslında yıllar yıllar önce de değil, daha yakın bir zamanda çevre bilinci yerleşmeye başladı. Yeterli olmasa da eski yıllara oranla yapılan bir işte, bir eylemde çevreye verilmesi olası zarar bazen yasalar gereği, bazen de olması gerektiği gibi bilinç gereği düşünülüyor.
Siyasi partilerimiz de çevreyle ilgili maddeleri parti programlarına yerleştirmeye başladılar. Bazı partilerimiz bunu yıllar önce yaptı, bazıları yenile programlarına almak durumunda kaldılar. Yıllar önce olmasa bile şimdi ve yakın zamandaki seçimlerde adaylar, siyasi partiler çevreyle ilgili ne yapacaklarını vatandaşa anlatmaya çalışıyorlar.
Ancak bu gelişmelere rağmen bir parti var ki hâlâ gelişimden, değişimden nasibini alamamış. İlle petrol dolum tesisi yaptıracak! Daha yeni döküldü petrol denize, kıyıların kirliliği hâlâ gözümüzün önünde… Bölgedeki otellerde kirlilik nedeniyle rezervasyon iptalleri yaşanıyor ama UBP’nin genel sekreteri çıkıp da “hükümete gelirsek petrol dolum tesisi iznini yeniden vereceğiz” gibi ne dediğini bilmeyen, anlamayan, olayın boyutlarını düşünemeyen, ciddiyetin farkına varamayan bir şekilde konuşma yapabiliyor.
Yapabiliyor çünkü temsil ettiği anlayış hâlâ ‘çevre’ ile ilgili bir bilinç genişlemesi yaşamamış. O anlayış sadece bireysel olarak elde edeceği kazançların hesabını yapmakla meşgulken başka anlayışlara, gelişimlere, uyulması gereken kurallara hep kapalı kaldılar. Varsa yoksa cepler… Verilen zarar, zararın boyutu, kimlere, nelere nasıl zarar verildiği hiç umursanmadı. Onlar için önemli değildi.
Onlar için önemli olmayan bu gelişmeler ve UBP’nin kaza sonrası tepkisizliğiyle ilgili Çevre Platformu tepki koydu ve;
“Ülkedeki tüm sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler bu korkunç kaza konusunda üzüntülerini bildirmişler ve yaşananları kınamışlardır. Ancak, UBP kanadından ise, sanki bu parti ve yönetimi bu ülkede yaşamıyorlarmış gibi, ülkemizin en korkunç çevre felaketlerinden biri olan bu kazayla ilgili bir tek ders almamış, halkın üzüntü ve endişelerini paylaşmamışlardır. Aksine tesisin yapılması ısrarlarını halen sürdürmektedirler.” diyerek çevreye ve insana saygı duymayanlara seçim sandığında yanıt verilmesini istedi. 
Ve yine onlar için önemli değilken geçici hükümet geçmiş dönemin yarattığı ‘pisliği’ temizlemeye devam ediyor. Dün ne kararlar almış Bakanlar Kurulu;
-Türkiye’den gelecek suyun çıkacağı sahil şeridi UBP hükümeti tarafından şahıslara verilmiş. 250 dönümlük arazinin şahıslara verilmesi kararı iptal edildi.
-2009’dan beri işlemleri tamamlanmış bekleyen ama şimdiki Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan ve yabancılara mal satışından kaynaklanan tapu işleminden devletin kasasına,  5.5 milyon TL girdiği açıklandı,
-Mağusa ve Serbest Liman’da çimento ve hububat ithalatında, yük boşaltma sırasında ortaya çıkan tozu asgariye indirmek için, bazı aparatlar kullanılma zorunluluğu getirildi,
-Yenişehir’de arazilerin 49 yıllığına kiralanma kararları iptal edildi, bu araziler halka geri kazandırıldı ve başka kararlar daha…
Umarım bu temizlik harekâtı ve hayatı iyileştirme çabaları seçimden sonra oluşacak yeni hükümetle de devam eder. Devam ettirecek partiyi hükümete getirmek görevi ise yine bizim.