Kamu = halk?

Sami Özuslu

 

Sözlüğe bakarsanız iki anlamı var ‘kamu’ sözcüğünün…
Biri “Halka hizmet veren devlet organlarının tümü”nü anlatıyor.
Diğeri ise “Bir ülkede yaşayan bütün halk” anlamına geliyor.
Demek ki ‘kamu’ kavramına nereden baktığınıza göre değişiyor manası da, erişmek istediğiniz nokta da…

**

Hayata bakış açısı, benimsenen dünya görüşüne göre şekillenir.
Felsefenin, ideolojilerin, siyasetin en temel sonuçlarından biridir bu…
Olaylara ve olgulara nereden, hangi bakış açısıyla, ne tür perspektifle bakarsanız onu öyle görürsünüz.
Yoksa herkes aynı obje hakkında tıpatıp aynı düşüncelere sahip olurdu.

**

‘Kamu’ sözcüğüne takmak ve ona iyice yakından bakmak gerekiyor bizim ülkemizde…
Herkes ait olduğu felsefi disiplinden, ideolojiden ve siyasi duruşundan bakacaktır elbette…
Ve ona göre şekillenecektir ‘kamu’ ile ilgili vizyon ve misyon da…
‘Kamu’ bizim için nedir, ne olmalıdır?
Ondan söz ederken muradımız nedir?
‘Kamu’ ne içindir ya da ‘kamu’ derken önceliğimiz nelerdir?

**

Laf salatasını uzatmaya gerek yok!
‘Sol’ açıdan bakıldığında ‘kamu’yu ne olarak görmek gerektiğini tartışalım.
Hazır ‘yeni hükümet’ kurulma aşamasındayken ve de ‘hükümet programı’ hazırlığı sürerken, belki ‘bir duyan’, ‘bir okuyan’, ‘bir ciddiye alan’ çıkar, kim bilir!
Bugüne kadar olmadı ya, belki bundan sonra olur.

**

Tabii bu konularda gerçekten uzmanlar vardır ve onların söylediklerine, önerdiklerine dikkat buyurmak gereklidir.
Hiç itirazım yok.
Ama bir ricam var: Empati de yapsın hükümet programını yazanlar, kimlerse…
‘Kitap’ yerine ‘sokak’ tarafından da baksınlar yaşama ve bir miktar ‘pratik’ katsınlar o metinlere…
Çok ‘cek’li, ‘cak’lı laflar olabilir yine de, ama en azından ‘köylü Ali Dayı’, ‘emekçi Ayşe hanım’, ‘emekli Osman usta’ neler der, neler koyar, onların da azacık tuzu olsun bu ‘çorba’da…

**

‘Kamu’yu düzeltmekten, ‘kamu maliyesi’ni düzlüğe çıkarmaktan, ‘kamu kaynakları’nı verimli kullanmaktan, ‘kamu alacakları’nın tahsilinden, ‘kamu kurumları’nın geliştirilmesinden, ‘kamu çalışanları’nın bekasından söz edilecek bolca, sıkça, bıktırırcasına yine hükümet programında…
Bunu okuyanların çoğu –hem de pek çoğu- santurlu bir şeyler söyleyeceklerdir muhakkak!
Ve ‘umutsuz vaka’ göreceklerdir yeni hükümeti de, programını da…
Zira ‘devlet kurumları’ bakış açısıyla yaklaşılacak muhtemelen yine ‘kamu’ kavramına ve esas ‘kamu’ konu-dışı kalacak bir kez daha!..

**

Oysa ‘sol’dan bakıp ‘kamu’yu ‘halk’ diye okusak ya!..
Sağın yücelte yücelte yere-göğe sığdıramadığı ‘devlet’in ‘amaç’ değil, ‘araç’ olduğunu hatırlasak ya!..
Sahi, neydi ‘devlet’in görevi?
Neydi ha?
Adına ‘kamu’ dediği ‘devlet kurumları’nı beslemek için esas ‘kamu’yu, yani ‘halk’ı yolmak, fakirleştirmek mi?
Yoksa ‘sosyal adalet’, ‘herkese iş, herkese aş’, ‘özgürlük’, ‘demokrasi’, ‘hukukun üstünlüğü’ gibi değerleri kurumsallaştırmak mı?
TC Yardım Heyeti’nin ‘kamu’suyla gidilecek köyün minarelerini hala anlamadıysa eğer ‘sol’un temsilcileri ve ‘bu kafa’da olanlarla yürüyecekse eğer, o ‘yol’ ‘yoldaş yolu’ olmayacak ve gerçek ‘kamu’, yani halk kaybedilecektir.
İsteyen bir daha denesin.