Kalkanlı’da üç kişiye ait kalıntıların, antik olduğu belirlendi…  Kermiya’da askeri bölgede yeni kazılar…

Sevgül Uludağ

Kayıplar Komitesi’nin Kalkanlı’da (Gabudi) yürüttüğü kazılarda bulunan üç kişiye ait kalıntıların antik olduğu belirlendi.. Kermiya’da ise askeri bölge içerisinde yeni bir kazı başlatıldı…

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Erge Yurtdaş’tan aldığımız bilgilere göre, Kalkanlı’daki kazı böylece tamamlanmış olurken, Kermiya’da (Metehan-Ayios Domedios) askeri bölge içerisinde yeni bir kazıya başlandı. Bu kazıda bir efgalipto ağacının altına beş Kıbrıslırum “kayıp” şahsın gömülmüş olduğu yönünde bilgiler var ancak ağaç artık orada olmadığı için, eski haritalardan ağacın yeri saptandı ve kazıya geçildi…

Kayıplar Komitesi’nin Lapta’da (Lapithos), Akçiçek’te (Siskilip), Akdeniz’de (Ayirini), Paşaköy’de (Aşşa), Lefkoşa’nın güneyinde Engomi bölgesinde (İncirli) ve Kızılbaş’ta Domuzcular Burnu’nda (Kızılay/Trahona) askeri bölge içerisindeki kazıları sürüyor…

KAZILARDA SON DURUM…

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Erge Yurtdaş’tan aldığımız bilgilere göre kazılarda son durum şöyle:

***  Akçiçek/Siskilipos/Siskilip: 1974 kaybı bir grup Kıbrıslırum'un yamaçlık bir alanda gömülü olduğu bilgisi üzerine başlatılan kazı çalışmaları halen devam etmektedir.

***  Kalkanlı/Kalo Horio Kaputi/Gabudi: Kalkanlı köyünde devlet tarafından yürütülen yol yapım çalışmaları sırasında bazı kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı. Durum, Kayıp Şahıslar Komitesi Araştırma Departmanı tarafından değerlendirilmiş; bölgedeki önceki çalışmalar ve mevcut bilgiler doğrultusunda kazı başlatılmıştır. Sistematik kazılarla üç kişiye ait kalıntılar bulunmuş, ancak kalıntıların arkeolojik bağlamları doğrultusunda bunların kayıp şahıslara değil, arkeolojik dönemlere ait olduğu anlaşılmış ve kazıya son verilmiştir.

***  Akdeniz/Agia Eirini/Ayirini: 1963-64 kaybı bir grup Kıbrıslıtürk’ün Akdeniz köyünde kumluk bir araziye gömülmüş olabileceği yönündeki bilgi üzerine başlatılan kazı çalışmaları halen sürmektedir. Kazı öncesinde alanda GPR  ve ERT gibi jeofizik yöntemleri uygulanmış, elde edilen veriler doğrultusunda anomali tespit edilen bölgeler öncelikli olarak kazılmış; ardından geri kalan alanlarda çalışmalara devam edilmektedir.

***  Lapta/Lapithos: 1974 kaybı bir grup Kıbrıslırum’un Lapta’da, denize yakın bir tarlaya gömülmüş olabileceği yönündeki bilgi üzerine başlatılan kazılarda, iki kişiye ait olduğu düşünülen kalıntılara ulaşıldı. Bu gelişmenin ardından kazı çalışmaları genişletilerek sürdürülmektedir.

***  Paşaköy/Aşşa: 1974 kaybı bir Kıbrıslırum’un, Paşaköy’de bir evin bahçesine gömülmüş olabileceği yönündeki bilgi üzerine başlatılan kazılar, günümüzde boş bir tarla olan alanda yürütülmektedir. Ancak eski haritaların incelenmesiyle, bu arazide 1974 yılında bir ev ve bahçesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Alanda gerçekleştirlen kazılar tüm hızıyla devam etmektedir.

***  Kermiya/Metehan/Ayios Domedios (Askeri Bölge): 1974 kaybı 5 Kıbrıslırum’un bir efkalipto ağacı çevresine gömülmüş olabileceği yönündeki bilgi üzerine, günümüzde mevcut olmayan ağacın yeri eski haritalar kullanılarak tespit edilmiş ve bu noktada kazı çalışmaları başlatılmıştır.

***  Kızılbaş Domuzcular Burnu/Trahona/Kızılay: (Askeri Bölge): 1974 yılından kayıp bir grup Kıbrıslırum’un ağaçlık ve yamaç bir alana gömülmüş olabileceği yönündeki bilgi üzerine başlatılan kazı çalışmaları sistematik olarak devam etmektedir.

***  Lefkoşa Engomi/İncirli: 1974 kaybı iki Kıbrıslıtürk’ün, yola yakın ağaçlık bir alana gömülmüş olabileceğine dair bilgi üzerine ve bölgede yakın zamanda müze inşası planlandığı için başlatılan kazı çalışmaları sistematik şekilde devam etmektedir.

Biz de kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz…

Kalkanlı'da bulunan üç kişiye ait kalıntıların antik olduğu belirlendi


***  BASINDAN GÜNCEL…

“Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, neden Kıbrıs Cumhuriyeti'ne büyükelçi atadı?”

BBC HABER

Türkiye'nin büyük önem verdiği Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) üç önemli üyesinin Kıbrıs Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki tesis edip büyükelçi ataması, Ankara'nın Kıbrıs politikasını etkileyecek önemli bir adım olarak görülüyor.

Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, Avrupa Birliği (AB) ile 4 Nisan'da gerçekleştirdikleri zirvede, yalnızca Türkiye'nin tanıdığı "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti"nin kurulmasını kınayan ve devletlere tanımama çağrısı yapan BM Güvenlik Konseyi'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına da bağlı kalacaklarını açıkladılar.

Son gelişme, Kıbrıs sorunu konusunda tamamen farklı pozisyonda olan Türkiye ve AB çekişmesinde Brüksel ve Kıbrıs Cumhuriyeti lehine bir süreci işaret ediyor.

Türkiye ve Türk tarafının son dönemde güçlendirdiği Kıbrıs sorununa "iki devletli çözüm" fikrinin zarar gördüğü de kaydediliyor.

ÖNCE KAZAKİSTAN…

Kıbrıs Cumhuriyeti'nde büyükelçilik açma kararını ilk açıklayan ülke Kazakistan oldu.

Ocak ayında bu yöndeki kararını ilan eden Kazakistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti, aynı ayın sonlarında karşılıklı büyükelçi atamasını gerçekleştirdiler ve büyükelçilik binası açma konusunda da uzlaştılar.

Özbekistan ise Kazakistan'dan bir ay önce Aralık 2024'te İtalya'daki büyükelçisini Kıbrıs Cumhuriyeti'ne akredite büyükelçi olarak ilan etti.

Kıbrıs Cumhuriyeti ile 1997 yılında diplomatik ilişki tesis eden Özbekistan, böylece ilk kez bu ülkeye büyükelçi atamış oldu.

Türkmenistan da İtalya Büyükelçisi'ni 31 Mart itibariyle Kıbrıs Cumhuriyeti'ne akredite büyükelçi olarak atayarak bu yönde ilk adımını attı.

Tarafsız bir dış politika izleyen Türkmenistan, TDT'de gözlemci üye statüsünde.

4 NİSAN AB-ORTA ASYA ZİRVESİ…

Üç önemli Orta Asya ülkesi, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne büyükelçi atama adımlarını 3-4 Nisan'da düzenlenen AB-Orta Asya liderler zirvesinden hemen önce tamamladı.

İlk kez gerçekleştirilen ve taraflar arasında kurumsal, ekonomik ve ticari ilişkilerin temellerinin atıldığı zirve Özbekistan'ın Semerkant kentinde yapıldı.

Özbek lider Şevket Mirzoyev'in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye AB adına Konsey Başkanı Antonio Costa ile Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen katıldı.

Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan liderleri de zirvede yer aldı.

Semerkant Zirvesi, AB'nin 2020'den itibaren Orta Asya ülkeleri ile ilişkileri derinleştirme ve zenginleştirme politikasının önemli bir aşaması olarak görülüyor.

Bu politika, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı 2022'den ve Çin'in giderek artan etkisinin görülmesinden bu yana stratejik bir temele de dayanıyor.

Dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri olan AB, Orta Asya'ya olan ilgisini bu zirvede somutlaştırdı ve toplamda 12 milyar Euro'luk bir yatırım paketi taahhüdünde bulundu.

Ayrıca Kazakistan'dan sonra Özbekistan ve Tacikistan'la da güçlendirilmiş ortaklık ve işbirliği anlaşması imzalamayı kararlaştırdı.

ORTAK BİLDİRİDE KIBRIS AYRINTISI…

AB'nin Orta Asya ülkeleriyle bu platformu oluşturma sürecinin önemli unsurlarından birinin de Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkiler olduğu ise 4 Nisan'da açıklanan AB-Orta Asya Ortak Bildirisi'nde ortaya çıktı.

Bildirinin 4. maddesinde, tarafların uluslararası ve bölgesel forumdaki tüm devletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulacağı ve bu ilkeyi çiğneyecek adımlar atılmayacağı kararlılığı vurgulandı.

Bu kapsamda, BM Güvenlik Konseyi'nin 1983'te aldığı 541 ve 1984'te aldığı 550 sayılı kararlara güçlü bağlılıklarını teyit eden AB ve Orta Asya ülkeleri, aralarındaki ilişkinin gelişmesinin de bu ilkeye uyulmasına bağlı olduğunu kayda geçirdiler.

BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıslıtürklerin 15 Kasım 1983'te ayrı bir devlet kurduklarını ilan etmelerinin ardından 541 ve 550 sayılı kararlarla bu girişimi kınamış ve bu kararın geri alınmasını istemişti.

Aynı kararlarda Güvenlik Konseyi, diğer BM üyelerine, ayrılma kararını tanımama çağrısında bulunmuştu. Kuzey Kıbrıs'ı bugüne kadar Türkiye'den başka tanıyan bir ülke olmadı.

Semerkant Zirvesi'ni imzalayan üç Orta Asya devleti de bundan sonraki süreçte BM kararlarına uyacaklarına ilişkin önemli bir kararlılığı ilan etmiş oldular.

ANKARA SESSİZ KALDI…

Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, 2017'de yaşanan Crans Montana barış görüşmelerinde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin olumsuz yaklaşımı nedeniyle bir daha BM parametreleri çerçevesinde bir sürece katılmayacağını ilan etmişti.

“Adada iki ayrı halkın yaşadığı gerçeğinin kabul edilmesi, bu kapsamda iki devletli çözüm anlayışının kabul edilmesi gerektiğini” vurgulayan Ankara, 2021'den bu yana tüm baskılara rağmen yeni bir barış sürecine onay vermedi.

Bu süreçte Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası toplumda görünürlüğünün ve kabulünün artmasına çalışan Türkiye, Kıbrıs Türkleri'nin TDT'de gözlemci üye olmasını sağladı.

Kıbrıs Türk lider Ersin Tatar, 2024'te Bişkek'te düzenlenen TDT Zirvesi'ne "onur konuğu" olarak davet edildi ancak bu adım AB ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin büyük tepkisine neden oldu.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin önemli kaygılarından biri Türkiye'nin etkisinin arttığı bölgelerdeki ülkelerin Kuzey Kıbrıs'ı tanıması olasılığı idi.

Bunların başında da Orta Asya ülkeleri geliyordu.

Semerkant Zirvesi'nde alınan kararlar Kıbrıs Cumhuriyeti açısından bu kaygıların giderilmesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Son dönemdeki bu gelişmelere Ankara'dan henüz resmi bir tepki gelmedi.

TC Dışişleri Bakanlığı, üç Orta Asya ülkesinin Kıbrıs Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmasına ve Ortak Bildiri'de yer alan unsurlara ilişkin bir açıklama yapmamayı tercih etti.

Türkiye’de muhalefet partileri, TDT içinde oluşturulan Aksakallılar Konseyi üyesi eski Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklama yapmamasını da eleştirdiler.

(BBC HABER – 8.4.2025)