İyi insan mı, yoksa siyasi parti mi?

Ünal Fındık


Pazar günü erken seçim için sandık başına gideceğiz. Beklenmedik bir zamanda, beklenmedik bir mevsimde çok da heyecanlı olmayan bir kampanya dönemini artık geride bırakıyoruz.
Bu kampanya döneminde belki seçimin baskın seçim olmasından, belki sıcakların ani bastırmasından, belki de seçmenin ilgisizliğinden siyasi partiler büyük mitingler, şaşaalı konvoylar düzenleyemedi.
Bu durum bazı kimselerin “mühür değil, karma oy” çağrısı yapmasına ve siyasi partilerin tümünü aynı kefeye koyarak, “partileri değil herpartiden iyi insanları seçin” kampanyası yapmasını sağladı.
Kimse kusura bakmasın ama iyi insanların seçilmesi tek başına hiçbir anlam taşımaz. Evet her partide iyi insanlar vardır. Dün de vardı, bugün de vardır.
Dün listelerde olan “iyi insanlar” ın seçilmediğini kim iddia edebilir. Bugüne kadar onlarca Milletvekili seçildi. Bunların arasında iyi insanlar yok muydu?
Seçilenlerin tümü listelerdeki “kötü insanlar” mıydı?
Böyle birşey mümkün mü?
Elbette böyle birşey olamaz.
Demek ki değişik partilerden iyi insanların seçilmesi tek başına yeterli değildir.
O nedenle demokrasilerde yüzyılı aşkın zamandır siyasetçiler, ya da iyi siyasetçiler değil, siyasi partiler esastır.
Siyasi parti, aynı dünya görüşünü savunan insanların gönüllü birlikteliğidir.
Yani dünyaya bakışları, ülke sorunlarını çözümleme biçimleri, bunların yol ve yöntemleri benzer olan insanların tamamen gönüllü biçimde biraraya gelmeleri ile oluşturulan siyasi örgütler siyasi partilerdir.
Örgüt olmadan, örgütlülük olmadan hiçbir sonuç elde edemezsiniz. Eğer hayal kurmazsanız değişik siyasi partilerden, değişik dünya görüşlerine sahip “iyi insanlar”ın seçildikten sonra biraraya gelerek “iyi işler” yapmasını bekleyemezsiniz.
Ülke sorunlarını çözecek, ülkeyi bugünkü bataklıktan ve dışa bağımlılıktan kurtaracak yeni bir yapı kurulmasını isterseniz o zaman siyasi partilerin programlarına, seçim bildirgelerine, geçmiş vizyonlarına bakarak karar vereceksiniz.
Doğru siyaset budur.
Ha bugün öyle bir parti göremiyorum diyorsanız, o zaman da yeni bir alternatif için elinizi taşın altına koyacaksınız.
Oturduğunuz yerde karma oy çağrısı yaparak siyasi partileri küçümseme kolaycılığına yatmayacaksınız.
Yanlış anlaşılmasın bu değerlendirmeyi karma oy çağrısını açık açık yapan Toparlanıyoruz Hareketi için yapmadım.
Aksine bir siyasi partiden aday olan ve seçmeni kapı kapı gezerek “bir tikçik da bana” diyen adaylaradır.
Eğer siyasi partiden aday olmuşsanız, o partinin görüşleri ile bire bir olmasa bile, genel anlamda görüşleriniz örtüşüyor demektir.
Dolayısıyle partiye değil de kendinize oy istemenizin nedenini hiç anlamıyorum.
Bunu her partide yapan adaylar herhalde vardır. Ama en çok da sağ partilerde var. Bu seçimlerde karma oylar her seçimden fazla olacak. Ama bunun nedeni UBP’nin son anda bölünmesi, 7 UBP’li milletvekilinin DP listesinde UG olarak seçime katılmasıdır. Yoksa birilerinin bu konuda özel kampanya yapması değil.
Evet Pazar günü sandığa gidip oyumuzu gönlümüzdeki siyasi parti için kullanacağız. Adaylar arasında bulunan iyi insanların seçilmesi değil, sağlam, donanımlı, ne istediğini bilen, planı, programı, ülkeyi düzlüğe çıkaracak projeleri olan siyasi partilerin seçilmesidir.
Demokrasilerde aslolan “iyi insanlar” değil, “siyasi partiler”dir.