İsias Davası: Güçlü bir iddianame istiyoruz

Cenk Mutluyakalı

Çocuklarımız için “adalet nöbeti” her akşam sosyal medya üzerinden örgütlenen binlerce insanın kararlılığı, isyanı ve kenetlenmesiyle sürüyor.
Evlatlarını yitiren aileler hasretiyle, acısıyla, öfkesiyle gözyaşını yüreğine akıtıyor, seslerini yükseltiyor, hesap soruyor.
Bir yandan da soruşturma süreci ilerliyor.

11 ile 14 yaşları arasında 25 evladımıza sözümüz var. Onların anılarına tutunacak ve hesap soracağız. Adıyaman’dan 35 tabut geldi; o çürük otel bir ülkeyi cenaze evine dönüştürdü.

İsias Otel Davası Kıbrıs’ın davası oldu...
Hepimizin ortak davası...
Unutmayacağız, unutturmayacağız” diyeceğimiz sembol bir dava olarak bilincimize kazındı.
O büyük acının ardından yeni bir hayal kırıklığı istemiyoruz.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı’yla buluştum; Işık Kitabevi’nde süreci konuştuk.
 

İsias Otel Dosyası’nı yeniden anımsamak için bir özet istedim, Hasan Esendağlı gelinen aşamayı toparladı.
“Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, öncelikle yıkımların tümüyle ilgili sorumlulara yönelik bir ceza soruşturması başlattı ve çatı dosya oluşturdu. 18 Şubat’ta İsias Otel dosyası bu çatı dosyadan ayrıldı.”

Tutuklular kimler?
“Şu ana kadar otel sahibi Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt tutuklandı. Tutuklu olarak yargılanmayı bekliyorlar. İki kişinin ise yurt dışına çıkışları yasaklandı.”
 

‘Olası kast... Daha ağır bir suç’


Savcılık onları hangi suçla itham ediyor?
“İtham yok henüz, soruşturma sürüyor. İki olasılık var, ya bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçlanacaklar. Sanırım böylesi bir suçlamanın yirmi seneye kadar hapisliği var. Ya da olası kast... Bu daha ağır bir suç... Biz aileler adına sorumluların olası kasttan yargılanmalarını talep edeceğiz. Her ölüm için yirmi beş sene hapislik alabilirler. Her bir ölüm için ayrı ceza alabilirler. Niye olası kast? Bu kadar çürük bir binayı, hem de deprem bölgesinde yapanların, yaptıranların, buna izin verenlerin, bu ölümleri de ön görmüş olmaları gerekirdi.”

Üç zanlının ifadeleri alındı. Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esandağlı’yla “ifadelerin içeriği hakkında bilgimiz var mı” diye soruyorum.

“Sulh ceza yargıcına sözlü ifade verildi. Otel sahibi baba Ahmet Bozkurt ilk ifadesinde suçlamaları kabul etmiyor, diğer tutuklular yani çocukları ise otelle ilgili sorumluluk almayı reddediyor.”

Bundan sonra ne olacak ve süreç nasıl ilerleyecek...
“Otel enkazından alınan numunelerle ilgili testler başladı; otelin izin süreçleriyle ilgili diğer sorumluların belirlenmesi için yazışmalar da yapılıyor. Bu da bize yeni zanlılar olabileceğini gösteriyor. Ailelerin müşteki ya da mağdur sıfatıyla ifadelerinin alınması ve dosyaya eklenmesi için elçilik üzerinden İçişleri Bakanlığı’na bir talep geldi. Buna hukuk dilinde istinabe diyoruz. Hem Elçilik, hem de Yüksek Mahkeme ve İçişleri Bakanlığı ile temas ettik, bir yargıcımız Kıbrıs’ta ailelerin ifadelerini alarak, Türkiye’ye gönderecek...”

‘Adil bir yargılama istiyoruz’

Kıbrıs Türk Barolar Birliği bu süreçte ne yaptı?

“Bizim yaptığımız ailelerin hukuki güvenliğini sağlamak amacıyla davaya taraf olmalarını sağlamak ve süreci yakından takip etmek. Türkiye Barolar Birliği’yle işbirliği yaptık... Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın da içinde yer aldığı bir ekip oluşturuldu. Biz de onlarla koordinasyon, haberleşme, bilgi ve belge paylaşmak için geniş bir ekip kurduk. 32 ailenin vekaletnamesi yanı sıra ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi mezunu avukatlardan oluşan altı kişilik bir ekip de ailelerin birinden vekaletname alarak bu sürece destek veriyor. Dosyadaki günlük gelişmeleri de dijital olarak takip edebiliyoruz.”

Hepimizin ortak endişesi yargılama sürecinin uzadıkça uzaması... Bu işin unutulması...

“Yargılama süreci iddianamenin dosyalanması ile başlar. Bu dosyalamanın normal koşullarda altı aydan erken olması beklenmez, hatta kimileri bunun yılbaşını bulabileceğini söylüyor.”

Şu ana kadar süreçte bir terslik olmadığını söylüyor, Hasan Esendağlı...

“Soruşturma aşaması oradaki avukatlarımızı tatmin edici bir düzeyde ilerliyor. Unutmayalım ki hepimizi uzun erimli bir süreç bekliyor. Türkiye’de kimi zaman seri bir yargılama yapılabilirken, kimi zaman da altı aylık, bir yıllık ertelemelerle ilgili dava yıllarca sürebiliyor. Kamuoyu baskısı normal koşullarda çok önemli değildir, ancak, bu meselede etkili olacaktır. Önemli olan sesimizi Türkiye’de duyurabilmektir. Meclis’in Cumhurbaşkanı ya da hükümetin sürece dahil olması da etkilidir, bunu da önemsiyorum.”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı, özellikle altını çiziyor:
“Bizim amacımız yargıya etkilemek değil; etkin, şeffaf ve güvenli bir soruşturma sonucu iddianamenin bir an önce eksiksiz dosyalanmasıdır.  Şu an için en fazla önemsediğimiz güçlü bir iddianame ile davaya başlanmasıdır. Etkin bir soruşturma, bilir kişi raporları ve emarelere dayanan, delilleri güçlü, altı dolu bir iddianame son derece önemlidir. Hepimizin isteği bu acı sonuçta sorumluluğu olan kişilerin, sorumluluğu oranında en ağır cezaları almasıdır. Adil bir yargılama istiyoruz.”
 

Şu ana kadar yalnızca mal sahipleri tutuklandı. Peki, meslek profesyonelleri ve denetlemesi gerekenler ne olacak? Bu izinleri verenler, buna göz yumanlar, onlar nerede? Bu binayı standartlar dışında inşa ya da tadil edenler var mı?

“Soruşturma genişliyor ve bu insanların da arandığı söyleniyor. Otelin inşaatında kusuru olan bir mühendis, buna izin veren yapı denetim firması var mı, otel belediyeden nasıl onay aldı, bunlar henüz soruşturma dosyasında yoktur.  Buradan gelecek bulgular soruşturmada zanlı sayısını artırabilir.”

Şimdi hepimiz ‘İddianame’ yi bekleyeceğiz!
Sonrasında yargı sürecini çok yakından takip etmek gerekiyor.
Adıyaman’da yitirdiğimiz 35 insanın nefesi hep üzerlerinde olmalı; başka da yapabileceğimiz ne var?

‘Tek yürek’ olmak...
Ne güzel bir ifade bu!
Tek yürek...
O yüreklerin içinde evlatlarımız da var.