İş Kazaları ve Eğitim

Salih Sarpten

 

Son günlerde ülkemizdeki iş kazaları gündemimizin ilk sırasını oluşturmaya başladı. Merkezi ABD’de olan “National Safety Council” verilerine göre Dünya’da her gün yaklaşık 1 milyon iş kazası, bu kazalara bağlı olarak 1000 civarında insan ölmekte, 5000 civarında insan da sağlık sorunları yaşamaktadır. Türkiye’de ise her gün; yaklaşık 172 iş kazası olmakta, bu kazalarda 4 kişi ölmekte ve 6 kişi ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. Öte yandan ülkelerarası iş kazaları sıralamasında, Türkiye’nin Avrupa’da birinci, dünyada ikinci sırada yer alması dikkate alınması gereken bir başka önemli unsurdur.

İş kazaları bağlamında ülkemizle ilgili herhangi bir envanter var mı bilmiyorum. Varsa bile, o bilgilere ulaşamadım. Ancak özellikle Türkiye bağlamındaki verilerin bizim için de önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu anlamdaki birçok bilimsel araştırmaya göre iş kazalarının temel nedeni “çalışma kültürüdür”. 

Ülkemizde yaşanan iş kazalarında ağırlıklı olarak göçmen işçilerin etkilendiği düşünüldüğünde Türkiye’deki “çalışma kültürünün” ülkemiz iş yerlerinde de etkin olduğunu söyleyebiliriz.

Hiç kuşku yok ki “çalışma kültürü” de alınan eğitim ile doğrudan ilişkilidir. Başka bir ifadeyle bu konuda asıl belirleyici olanın işçilerin eğitimsizliği ve bilinçsiz davranışlarıdır denilebilir.

Bu anlamda ilk akla gelen olgu “mesleki ve teknik” eğitimdir.  Mesleki ve teknik eğitimin öneminin çok büyük olduğu herkes tarafından bilinen ve söylenen gerçekliktir. İşyerlerinde meydana gelen kazaların en önemli nedenleri arasında işyerindeki makinaların kullanımı, makinalara bağlı diğer donanımların yerleri ve kullanım biçimleri, işyeri işleyişi konularında işçilerin yeterli bilgi sahibi olmaması gösterilmektedir. Ancak bunun yanı sıra bireyin sahip olduğu genel eğitim düzeyi de “çalışma kültürünü” belirleyen en önemli olgudur. Şöyle ki;

Eğitim düzeyi yetersiz bir işçi;
• Vücut bütünlüğü riski taşıyan işleri kolaylıkla kabul eder.
• Var olan veya oluşabilecek risklerin farkında değildir.
• Güvenliği ile basit ve temel uygulamaların (baret giyme, kemer kullanma vb.) öneminin farkında değildir.
• Sağlığını korumaya yönelik alınması gereken tedbirlerin farkında değildir.
• Kullandığı iş aletlerin en temel özelliklerini bile bilememektedir.

Görüleceği gibi temel eğitimin iş kazalarındaki etkisi oldukça büyüktür.  Literatürdeki bilimsel çalışma bu olguyu destekler niteliktedir. Araştırmalara göre en çok iş kazası geçirenlerin %72’sinin ilkokul, %14’ünün ortaokul, %10’unun lise ve %4’ünün de meslek lisesi mezunu olduğu bulgularını içermektedir.

Bu nedenle ülkemizdeki tüm iş kollarında; iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları kapsamında çalışanlara verilecek mesleki, teknik eğitimin yanında, örgün eğitim kapsamındaki disiplinlerin de yer alması, etkin bir çalışma kültürü oluşturulmasında büyük önem taşımaktadır. Öncelikle ülke bağlamında sonrasında ise her bir işletme düzeyinde etkin bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi oluşturulması için eğitimi işe koymalı, bu yönde var olan çalışmalara hız vermeliyiz.

 

-------------------------------------------------------------------------

Aklınızda Bulunsun

İşverenler Üniversitelerden Ne Kadar Memnun?

Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), dünyada iş imkânları sağlamada en iyi 150 üniversiteyi sıraladı. Bunun için 20 ülkede 2 bin 200 işveren ve 2 bin 400 uluslararası şirket yöneticisi ile görüşülerek anketler gerçekleştirildi. ‘2015 Dünya Üniversiteleri İş İmkânı Sağlama Anketi’nde yöneltilen soruları şu iki başlıkta özetlemek mümkün: “Hangi üniversiteden mezun adayı işe alırsınız?” ve “Onda ve okulunda ne gibi özellikler ararsınız?”

Tahmin edeceğiniz gibi ABD ve İngiltere’nin genel dünya sıralamalarında önde gelen üniversiteleri, yanıtlarda ilk sıraları aldı. Ne yazık ki Türkiye’den hiçbir üniversite bu sıralamaya giremedi.

Anketin en ilgi çekici sonuçlarından biri, işverenlerin kendi ülkelerindeki yükseköğretim kurumlarından ne oranda memnun olduğunu göstermesiydi. Buna göre Türkiye değerlendirmeye alınan 20 ülke içerisinde bu konuda geride kaldı. Her 10 işverenden yaklaşık 6’sı Türkiye’deki yükseköğretimden tatmin olduğunu belirtti. Bu sadece Türkiye’ye özgü değil. Japonya’da da benzer bir sonuca ulaşıldı. Hindistan ise işverenlerin, ülkelerinin yükseköğretimini en çok beğendiği ülke olarak öne çıktı. Bu çok enteresan bir sonuç. Çünkü Hindistan üniversiteleri bırakın dünya sıralamalarını, bölge listelerinde bile yer alamıyor ancak bu ülkede neredeyse 10 işverenden 8’i yükseköğretimden memnun. ABD, Kanada, Singapur, İngiltere, Rusya, Hollanda ve İsviçre de işverenlerin ülkelerindeki yükseköğretimden en tatmin olduğu ülkeler arasında yer aldı. Bu ülkelerde ortalama 10 işverenden 7’si üniversitelerinden memnun. Bu konudaki dünya ortalaması ise 6.8.

 

----------------------------------------------------------------------------


Biliyor muydunuz?

 

Tatilin Yarısındayız

2015-2016 Öğretim Yılının, yarıyıl tatilinin yarısındayız… İlkokul, ortaokul ve liseler için devam etmekte olan Şubat Tatili yarısına geldi bile…

“Tatil ne çabuk geçti” serzenişlerini duyar gibiyim… Bu değiştirmek için size son uyarı. Tatil bitmesine bir hafta var. Bunu hafta iyi değerlendirebilir. Tatilinizi çok daha anlamlı bir hale getirebilirsiniz.  Bu anlamda size iki önerim var:
1. Bir hafta sonra yeniden derslerle bulaşacağınızı unutmayınız. Bunun için ilk dönemdeki zayıf yönlerinizi geliştirme yardımcı olacak bazı unsurları tatil programınıza yerleştiriniz.
2. Elinizdeki tableti, cep telefonunu, oyun konsolunu bırakın ve sokağa çıkın… Gezin, dolaşın, arkadaşlarınızla sosyal faaliyetler planlayın…

İki önerimi de dikkate alın. Tatilin son haftasında olduğunuzu unutmayın…