İran’dan ders çıkarmak

Tümay Tuğyan

İran; toplam ölü sayısı bakımından Çin ve İtalya’nın ardından üçüncü, nüfus oranlaması bazında ise İtalya, Norveç ve Güney Kore’nin ardından, Covid-19’dan en çok etkilenen dördüncü ülke.

İran’da dün itibarıyla toplam vaka sayısı 11 bin 364.

Ölenlerin sayısı ise 514. 

Virüs’ün İran’da bu denli etkili olmasının birkaç önemli sebebi var.

Çin, İran ekonomisinin ana damarlarından biri. İki ülke arasında var olan ekonomik ilişkiler İran’ın, Çin’den yayılan virüsü ithal etmemek adına alabileceği önlemleri geciktirmesine neden oldu. Bunun başında da İran’da öğrenim gören çok sayıda Çinli öğrencinin  ülkeye girişini yasaklamamak var.

Virüsün İran’da çok hızlı yayılmasının diğer iki önemli sebebini ise, bize yol gösterici olması bakımından dikkatle değerlendirmekte büyük fayda var.

İran’da corona salgınının en etkili olduğu yer, Kum şehri. Tahran’dan sonra ülkenin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Kum şehri, aynı zamanda İran rejiminin dini merkezi konumunda. Ülkenin dört bir yanından insanlar, dini ziyaretler yapmak için Kum’a gidiyor. İran yönetimi, virüsün baş göstermesinin ardından, dini gerekçeler öne sürerek Kum şehrini karantinaya almadığı gibi, dini ibadetler de ara verilmeksizin devam etti. Cuma namazlarının iptal edilmesi için yapılan çağrılar, din çevrelerinin tepkisi nedeniyle sonuçsuz kaldı. Hatta dini liderler, ‘vürüsün çözümü duadır, coronavirüsün çözümü türbelerdedir’ diyerek herkesi namaza, dini ibadete çağırdıkça, virüsten korunmak için türbelerin duvarlarını, parmaklıklarını yalamaya başlayan topluluklar oluşmaya başladı.

İran’da ilk vakanın tespit edildiği günü takip eden iki hafta gibi kısa bir sürede teşhis sayısının binlere ulaşmasının bir diğer önemli sebebi olarak ise, Şubat sonu yapılan seçim gösteriliyor.

Uzmanlar, seçimlerden hemen önce ortaya çıkan salgının, seçim çalışmaları kapsamında siyasilerle halkın yoğun ten teması nedeniyle hızlıca yayıldığı görüşünde. Bizler gibi İranlılar’ın da karşılaşmalarda iki yanaktan öpüşme adetinin bulunmasının, virüse önemli bir bulaşma imkanı sağladığı düşünülüyor. Seçim günü elden ele dolaşan pusula ve mühür/kalem gibi seçim gereçlerinin de büyük bir tehlike yaratacağı konusunda yapılan uyarılar, İran dini liderliğince, ‘batılı düşmanların’  seçimlere yanlı müdahalesi olarak yorumlanmış ve halk, bu uyarılara kulak asmamaya çağrılmıştı.

 

***

 

İran örneği, bizim için önemlidir.

İran örneğinde yaşananlar, seçime gitmeye hazırlanan Müslüman coğrafyamız için hassasiyetle göz önünde bulundurulması gereken tecrübeler olarak not edilmelidir.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Olağanüstü Hal talebi, Bakanlar Kurulu’nca kabul görmedi.

Anayasa’nın 124’üncü maddesinin işletilmesi konusunda Cumhurbaşkanlığı ile Hükümet arasında şu an itibarıyla görüş farklılığı var.

Covid-19’la etkin mücadele için Olağanüstü Hal’e gerek olup olmadığı tartışmaları süredursun, öncesinde alınan tedbirlerin, sırf yukarıda aktardığım İran örneğindeki tehlikelere bakıldığında bile görülebileceği gibi, yeterli olmadığı ortadadır.

Seçim gailesi sezinlenen, ‘senin dediğin değil, benim dediğim olur’ tavrı, uzun vadede bize çok pahalıya patlayabilir.