Milliyetçilik iyi bir şey değil!
Çocukluğumdan beri hatırlarım, mesela köydeki ağalar – efendiler, bazı “solcu” büyüklerimiz için “iyi insan olma” kriterlerinden biri olarak, “solcudur ama milliyetçidir” derdi!
-*-*-
Hem solcu hem milliyetçi olmanın en basit ifadeyle tanımı Türkiye’de “ulusalcı”; 1930’lar Almanya’sında ise “Nazi”dir!
-*-*-
Milliyetçilik, bir çeşit ruh sağlığı sıkıntısıdır…
Ve tedavisi yoktur!
-*-*-
İnsan, elbette doğduğu veya yaşadığı ülkeyi çok sever ama insanları, kökene, dine, renge, cinsel yönelime, dile göre ayırıp da “sadece bizden olanlar yaşasın” dediği anda, ya Nazi’dir ya faşisttir!
-*-*-
Nazi’lerin en ciddi şekilde düşman olduğu “millet” ya da “ırk”; Musevi Milleti veya Yahudi ırkıdır!
Ama çok ilginçtir ki; aynı Musevi Milleti’ne mensup çok sayıda faşist; Nazi’lerden daha vahşi bir kültürün parçası olabilmektedir…
-*-*-
Nasıl veya neden?
“Efendim, Filistinliler toptan teröristtir; dolayısıyla öldürülmeleri gayet normaldir!”
Bir Musevi faşistin beyni, bu cümleye göre dizayn edilmiştir…
-*-*-
Tabii ki Filistinliler arasında “terörist” mutlaka olacaktır ama bu teröristlerle savaşın adı, Gazze’de bugün yaşananlar olmamalıdır!
-*-*-
Elbette Musevi milleti içerisinde herkesi aynı “milliyetçi” hastalıktan muzdarip saymak da büyük bir hatadır ancak şu anda İsrail’de iktidarda olanlar ve özellikle Amerika’daki bazı destekçileri; gerçek anlamıyla “hasta faşist”tir!
-*-*-
Efendim terörist avlıyorlar ya!
Gazze’ye saldırı durmuyor!
Gerekçe ne?
Hamas bitmedi, Hamas bize bomba attı, Hamas bize roket fırlattı!
-*-*-
Sonuç?
E biz de tüm uçaklarımızla, toplarımızla, tanklarımızla Gazze’ye yağdırdık!
Ve haklıyız!
-*-*-
İsrail’in tüm olayı bu!
Ve bu olay neticesinde geçtiğimiz hafta sonu yaşanan bir acıdan söz edelim…
-*-*-
Kocası da doktor olan Ala el-Neccar, Gazze’de Nasır Tıp Kompleksi'ndeki Tahrir Hastanesi'nde çocuk doktoru olarak görev yapıyor… 10 çocuk annesi… Kocası Dr. Hamdi el-Neccar, karısını hastanedeki görevine götürüp bırakıyor, sonra evine dönüyor… Eve döner dönmez, İsrail'in füze saldırısı başlıyor… Saldırıda çiftin 10 çocuğundan dokuzu yaşamını yitiriyor… Bir çocuk ve baba ağır yaralı… Anne hastanede, çocuklarının ölü bedenlerini teslim alıyor…
-*-*-
Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail bombardımanı sonucu sadece Cumartesi günü – 24 saat içerisinde - 79 kişi öldürüldü…
Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında ölenlerin sayısı 54 bine ulaştı…
-*-*-
Evet, teröre karşıyım!
Ama terörden başka şansı kalmamak gibi bir durum söz konusuysa, terörist olmaktan gurur duyarım!
-*-*-
Şu anda Hamas’ın teslim olmasını beklemek, mümkün değil…
Çözüm nedir?
Çözüm, “konuşmak”tır!
Öldürmek değildir!
“Ben teröristle konuşmam” iddiası da milliyetçiliğin adi bir propagandasından başka bir şey değildir!
-*-*-
Gazze’deki vahşet soykırım, katliam durdurulmalıdır…
Bu konuda Müslüman devletler kesinlikle güçsüz, başarısız, yetersiz sınıftadır!
Batı da yeterli baskıyı kuramamakta belki de kurmamaktadır!
-*-*-
Neyse!
Bir konudan daha bahsedelim…
-*-*-
Washington'da, İsrail Büyükelçiliği çalışanlarından ikisini geçtiğimiz hafta Yahudi Müzesi'ndeki bir törenden çıkarken öldüren zanlının cinayet nedenleri hala soruşturuluyor… Öldürmeden önce, “Özgür Filistin” diye bağırmış…
-*-*-
Bu cinayet sonrasında Yahudi Müzesi önünde Amerikan Yahudi Komitesi'nin düzenlediği bir etkinlik sırasında bir anma töreni düzenlenmiş…
-*-*-
Bu törende ABD Kongresi'nde Cumhuriyetçi Milletvekili Randy Fine, Fox News kanalına bir röportaj vermiş…
-*-*-
“Musevi Milliyetçisi Amerikalı Randy Fine; "(Gazze'deki) çatışmanın tek sonu, İslamcı terörizmi destekleyenlerin tam ve eksiksiz teslim olmasıdır" diyor…
Buraya kadar sıkıntı yok!
Peki “İslamcı terörizm veya destekçileri nasıl teslim olacakmış?”
-*-*-
Fine şöyle devam ediyor: “İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerle teslim olmaları için müzakere etmedik. Japonlarla teslim olmaları için müzakere etmedik. Japonları koşulsuz teslim olmaları için iki kez bombaladık... Burada da aynı şey yapılmalı. Bu kültürde derin bir hata var ve bu hata ortadan kaldırılmalı.”
-*-*-
Fine, açık açık, “Gazze'yi nükleer silahlarla bombalayalım” çağrısında bulunuyor…
-*-*-
İşte bu hasta kafa, bu sağlıksız kafalar; Dünya’nın en tehlikeli kafalarıdır…
Ve bu kafaların kafadaşları arasında, şu anda ne yazık ki çeşitli ülkelerde “Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milletvekili, Senatör gibi sıfatlar taşıyan çok sayıda insanlık düşmanı ağır hasta bulunmaktadır!
KKTC’de gündem: Tetikçiler Devleti İflaslarda!
YDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız aday Ersin Tatar’ı destekleyecek!
Allah Allah, Tatar bağımsız mı?
-*-*-
DP, hala kimi destekleyeceğini belirlemiş değil!
Hala DP diye bir parti mi var bu ülkede?
-*-*-
Bu arada UBP, Tatar’ı destekleme kararı almış mıydı almamış mıydı?
Ünal başkan bu konuda net mi, değil mi?
-*-*-
Ve Bayram yaklaştı!
Bana ne!
-*-*-
Holguin geldi…
Müzakereler başlayacak mı?
Tek konu “mülkiyet” mi?
Bir o başlık mı kalmıştı?
-*-*-
Sahi “güvenlik ve garantiler” ne oldu?
Kıbrıs Türk toplumunun mücadele tarihinde; güvenliğinin şu andaki kadar tehlikede olduğu bir zamanı hatırlayan var mı?
-*-*-
EOKA, EOKA B, ELAM mı yoksa “tetikçi abiler” mi?
Sizce hangisi daha büyük tehdit?
Ve güvenlikten kim sorumlu?
-*-*-
Bir de Aksalallar’dan bir aksakallı büyüğümüz demiş ki, “… 3 Türk Devleti Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdı ya; 5 tanesi de pek yakında KKTC’yi tanıyacak”…
En moda – en trend yalanımız budur diyorum!
Hiç gündemden düşmüyor!
Tıpkı Türkiye’de sürekli doğal gaz bulunması gibi!
-*-*-
Oysa gerçek apaçık ortada!
Devrim Barçın vekilimiz anlattı; “KKTC Maliyesi maaş ödemek için bir daha borçlanıyor”…
Neymiş gerçek?
Tanınma manınma, çözüm mözüm yok; “iflas var”!
Battık be refikler battık!
Bu borcu kim – nasıl ödeyecek?