İnsan

Derya Beyatlı

 

 

Nerede bir can ölse,
Oralı olur yüreğim, olmalı zaten.
Olmazsa insan olmaz yüreğim.
Ahmed Arif


‘İyi misin?’ 

Öylesine basit, bir yandan yürek ısıtan, bir yandan can yakan bir soru bu.

İnsan;

‘Ben patlama anında orada değildim, iyiyim endişelenmeyin!’ derken kanıyor en derinden.

Suçluluk duyuyor, iyi, güvende ve mutlu olduğu için. Henüz bir bombanın, havan topunun, kör bir kurşunun, virütik bir salgının, genetik bir hastalığın, devlet terörünün, tecavüzün, şiddetin hedefinde kendini bulmadığı için utanıyor neredeyse.

Sıcak evinde, ailesi ile bir tencere sevgi paylaşırken, yumuşacık tüylerine gömerken yüzünü, biricik kedisinin, denizlerde boğulan çocukları, sahiplerini kaybeden evcil hayvanları hatırlıyor, yarım kalıyor.

Ziyaret ettiği egzotik bir şehirde, dilenen bir kız çocuğunun gözlerinde yakaladığı neşe, pamuklara sarılmış dünyasının ikiyüzlülüğünü vuruyor yüzüne. İçi doluyor, boşalmıyor bir türlü sonrasında.

İnsan;

Kıyıya vuran minik bir yunus yavrusu görüyor haberlerde. Selfie manyaklığına kapılıp o muhteşem canlıyı elden ele gezdirirken, dehidrasyondan ölmesine neden olan turistlere lanet okuyor. Pasifizmi filan unutup boğazlarına sarılası geliyor!

3-4 yaşlarında sıska mı sıska bir çocuk resmi düşüyor mesaj kutusuna. Ne olur yardım edin mesajlarından sadece bir tanesi bu, her gün onlarcasını görüyor, ne yazık ki. Yüreği parçalanıyor Afrika’da geçen hikâyeye: Çocuğun büyücü olduğuna inanan köy halkı yanına yaklaşmıyor, açlıktan ölmesini bekliyor. Çocuk el kadar, isyanını nereye saklayacağını bilemez ki, yüreği olan. 

Bir sirk hayvanının acılı öyküsünü anlatıyor eline geçen bir kitap. Eziliyor evet, en ‘akıllı’ ve en zalim, keyif için öldüren, işkence yapan, tek hayvan türünün mensubu olduğu için utancından yerin dibine geçiyor.

Bir makale okuyor Uluslararası bir mecmuada, zengin ülkelerin sınırlarını göçten korumak için harcadıkları para ile, mültecilere ömür boyu maaş bağlanabileceğini görüyor özenle hazırlanan finansal tablolarda. Öfkeleniyor!

Fotoğraftaki kız çocuğu 10 yaşlarında ya var, ya yok. Gelinlik giymiş gülümsemiş kameraya, hayalleri ile gerçekleri arasındaki uçurumu bilmiyor garibim. Saklambaç oynayacak yaşta, kimbilir kaça satılmış ellilerindeki adama. Kanayan gözlerini ne yapacağını bilemiyor ki İnsan olan.

Dünyanın büyük kısmı ezilirken, ezen azınlığa göz yuman, başını kuma gömen milyonlar karşısında sormadan duramıyor işte İnsan;

Gerçekleri en iyi kapatan gözlük markası Prada mıydı, Gucci mi?