Ersin Tatar Ekim 2022’de “olmaz” demiş ve bitirmişti. Onun aklına mı gelmişti yoksa birileri ona “bitir!” mi demişti ‘Imagine’ programını bilmiyorum ama yeniden başlıyor.
Savaş eğitimi olsa herhalde bitirmezlerdi diye düşünüyorum.
İki toplumda gençlerin barış eğitimi almasının ne sakıncası vardı anlamak zor. Geleceği kuracak olanların, barışın gelmesi durumunda onu nasıl geliştireceklerini veya (umarım öyle olmaz, erken gelir ama) barışı kurmak gençlere kalırsa onu nasıl kuracaklarını öğrenmeleri, tartışmaları, fikir üretmeleri gerekmez mi!
Programı bitirenler için bütün sorun da bu galiba!;
Gençler düşünmemeli, üretmemeli, barışı sevmemeli… Çatışma kültürünün içinde yaşamalı ve hiçbir şeye de karışmamalı!.. Mustafa Azizoğlu’nun karikatüründe olduğu gibi beyinleri silah figürleriyle dolmalı, onları ellerine almalı son zamanlarda günlük hayatımızda gördüğümüz gibi bellerinde silahla gezmeliler…
Ne gerek var gençlerin düşünmelerine!.. Biz söyleyelim, onlar yapsın.
Ancak öyle değil işte.
İki toplumdan gençlerin bir araya geldikleri ve barış eğitimi aldıkları, iki taraftaki okullarda yine eğitimcilerin gençlere barış eğitimi verdikleri program ‘Imagine’ Ocak’ta yeniden başlıyor.
Güzelin, doğrunun, yapılması gerekenin yapıldığı bir döneme girdik 19 Ekim itibarıyla…
Yürütmeye ‘atananlardan’ biri halkın oyuyla giderken, diğeri yani hükümet, adayının hezimete uğramasına rağmen istifa etmiyor, hükümette kalmak için direniyor.
Bu arada rüşvet ve yolsuzlukla ilgili olarak bürokratları yargılanırken yine hiçbir şey olmamış gibi koltuk aşkları! bitmeyenler, gitmemek için direniyorlar.
Bu direniş nereye kadar gider bilmiyorum ama işte o güzelin ve doğrunun tamamlanması için hükümetin de erken seçim olmasa bile yakında olacak seçimlerde yine halkın oylarıyla Tatar gibi hezimete uğrayacağını kestirmek zor değil.
Cesaret gerek…
Yağmurlar, seller şimdilik bitti ya!.. Belediye ekipleri de yıkılan dökülen yerleri toparlamaya, tıkanan yolları açmaya, küreklerle yollardaki çamuru temizlemeye devam ediyorlar.
Peki nedendi bu seller, bu çamurlar?
Birkaç gün geçmesine rağmen hemen unutuldu mu yoksa!
Derelerin içine, yamaçlarına yapılan evler, binalar değil mi bu sellerin büyük bir kısmının nedeni…
Nedenin böyle olduğu, geçmişteki sellerde olduğu gibi şimdi de tespit edilmişse yapılmış olanları yıkamayacağınıza göre, hiç olmazsa onay bekleyen böyle inşaatlar iptal edilemez mi?
Yoksa çoook büyük cesaret mi ister böyle icraatlar?
Ama önemli olan da bu değil mi?
Hükümet etmek, yani hükmetmek böyle bir şey değil mi zaten!
Köpecik
Köpeciğimiz her yemek yediğimizde karnı tok da olsa, öncesinde tıka basa yese de hemen sandalyenin yanında yerini alır ve gözümüzün içine bakarak o da yemek bekler. Masada iki kişi varsa da o, iki kişinin ortasında bekler. Kafası yukarıda, gözleri bir sağa bir sola döner ki verilecek bir parça azığı kaçırmasın… Sürekli gözünüzün içine baktığı için dayanamaz paylaşırsınız yediğinizi… Yemek bitene kadar oradadır, masadan kalkarken o da uzaklaşır. Sonrasında kimden kapmışsa o azığı, onun arkasında kuyruk sallayarak dolaşır.
Köpeklik derler ya! İşte bu.
Yok, birilerine atıfta bulunmak için değil. Sadece ‘köpeklik yapıyor’ derler ya! somut örneğini vermek istedim köpeciğimiz vasıtasıyla…