‘İki partili’ siyasi tablo

Cenk Mutluyakalı

Statica Araştırma ve Danışmanlık Merkezi'nin iki ay önce ülke genelinde yaptığı anket siyasi tablo açısından şöyle bir sonuç ortaya çıkarıyor: "CTP ve UBP'nin ağırlıklı olduğu iki partili bir döneme doğru gidiliyor."

Bunun siyasi analizleri farklı farklı yapılabilir.
Kamuoyu Araştırması'ndaki manzarayı aktarıyorum yalnızca…
Belki daha olumlu olabilir.
Mevcut pratikte kimi partilerin “koalisyon tamamlayıcı parti” olarak demokrasiye katkı yerine kendine menfaat üleşmek üzerinden bir “tehdit” oluşturduğunu gösteriyor.
 

Şu anki tabloda CTP birinci parti

CTP birinci parti
Bir anlamda “ara seçimlerde” elde ettiği konumunu da koruyor.

"Önümüzdeki pazar bir seçim yapılacak olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz" sorusunda CTP birinci parti olarak öne çıkıyor; CTP ve UBP dışında hiçbir parti yüzde 5 oy oranına ulaşamıyor.

CTP ve UBP'nin ardından üçüncü parti “Karmacılar.”

“Karma oy” sisteminin kaldırılması hep gündemde olsa dahi sanırım hiçbir siyasi hareket bunun için cesaretle karar üretemiyor.

Araştırma 1.000 kişi gibi yüksek bir örneklem grubuyla yapıldı. 149 köy ya da mahallede, tüm örneklerle yüz yüze görüşüldü. STATİCA'nın ara seçim anketinde neredeyse bire bir doğru sonuç aldığına tanıklık ettim, o anlamda, araştırmayı güvenilir bulduğumu ifade etmek isterim.


‘Kıbrıslı Türk ya da Kıbrıslı…’

"CTP ara seçimin de ötesinde birinci partidir" demişti, partisinin kuruluş yıldönümünde Genel Sekreter Asım Akansoy, bu iddiasını da bir kamuoyu araştırmasına dayandırmıştı.

Yine şu ifadeyi kullanmıştı: "Tufan Erhürman Cumhurbaşkanlığı noktasında toplumun her kesiminin onayını almaktadır ve toplum liderliğini üstlenmeye hazır durumdadır.”

Bu açıklamalar üzerine Akansoy'la görüştüm ve ankete dair daha fazla bilgi istedim. Anketi inceleme şansına da böylece sahip oldum.
“Yayınlayabilir miyim” diye sordum, notlar aldım, “Siyasi sonuçlarda yüzdelik verilerine girmeden, genel tablo yansıtılabilir; bu anketleri partinin kendi stratejik değerlendirmesi açısından ve kamuoyunun nabzını düzenli olarak ölçmek için yapıyoruz” yanıtını aldım.

STATİCA ARAŞTIRMA tarafından Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan araştırma seçmenin siyasi nabzını yansıtmak anlamında en güncel tabloyu sunuyor.

Demografi bilgilerine baktığımız zaman görüyoruz ki, seçmenin yüzde 43'ünün anne ya da babası Türkiye doğumlu, yüzde 57'si Kıbrıs... Yüzde 53 kendini Kıbrıslı ya da Kıbrıslı Türk olarak tanımlıyor. "Resmi" söyleme uyumlu olarak kendini "Kıbrıs Türkü" diye ifade edenlerin oranı % 14.90’da kalıyor... Kendini sadece "Türk" olarak tanımlayanlar ise % 29.

Hep tartışılıyor kimlik ya da aidiyet sorunu... O nedenle bu detayları da yazmak istedim...


Kimi Cumhurbaşkanı görmek istersiniz?

"KKTC'nin Cumhurbaşkanı ve dünyada Kıbrıslı Türkleri temsil edecek lider olarak kimi görmek istersiniz" diye sorulmuş.

Bu soru açık uçlu bırakılmış.

Örneklem grubuna isim isim seçenek sunulmamış.

Tufan Erhürman’ın ismi en yüksek oranda öne çıkmış.
Ersin Tatar'ın da halen hatırı sayılır bir desteği var, ancak, Tufan Erhürman’ın gerisinde kalıyor.

Diğer isimler anlamlı bir yüzdeliğe ulaşmamış.
Yüzde 1’in üzerine çıkan hepi topu dört isim var zaten…

Cumhurbaşkanlığı'na yönelik sorularda dikkatimi çeken bir diğer nokta şu...

"KKTC Cumhurbaşkanı olacak kişide görmek istediğiniz en önemli iki özellik nedir" sorusu yöneltilmiş seçmene...

Birinci sırada yüzde 55'in üzerinde bir oranla "Kıbrıs sorununun çözümü için çalışması" yer alıyor. İkinci sırada da "iç sorunlarla ilgilenmesi" geliyor.

Toplumun "Kıbrıs sorunu çözüme muhtaç" duyarlığını koruması önemli… Bu yönde öyle sanıldığı gibi bir umursamazlık yok.


Toplum endişeli

Ankette yüzlerce sayfa veri var. Cumhuriyetçi Türk Partisi bu anlamda ciddi bir çalışma yapmış. Siyasetini oluştururken toplumun hassasiyetlerini, endişelerini, taleplerini görmek açısından dersine iyi çalışıyor. Araştırmadan elde edilen verileri siyasi çalışmalarının da merkezine alırsa yol kat edebilir.

Toplumun çoğunluğu gidişattan memnun değil... Ülkenin gidişatına 10 üzerinden verilen not 3.61… "Tam memnun" olanların oranı yüzde 1… Ancak toplum siyasete kurumuna güvensiz... CTP’nin Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden de olan Propaganda Sekreteri Birol Karaman, şu saptamayı yapmıştı, haklı…
“Toplum siyasetten kopmadı, siyaset toplumdan koptu. Siyaset kurumu toplumun ihtiyaçlarının yeterince farkında değil…"

Ankette bir de güven sorgulaması var. Sendikalar güven sıralamasında dipte yer alıyor, ne yazık… Avrupa Birliği'nin pek çok anketinde de bunu görüyoruz. En azından büyük sendikalar bu sonuçları ciddiye almalı ve sebeplerini araştırmalı… Kıbrıs Türk medyasının durumu da son derece düşündürücü, güvenilirlik anlamında... 

İşsizlik ve Türk Lirası'nın değer kaybı, alım gücünün düşmesi en önemli endişe kaynağı...

"Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne kimse aldırmıyor" deniyor ya çoğu zaman...

Gündemden düşürülmek isteniyor, çözüm…

Düşmüyor.

Toplumun önemli çoğunluğu için "Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması" halen en ciddi endişe sebebi...

Çözümsüzlük kimileri için çözüm olsa da çoğunluk için öyle değil...


TC ile ilişkiler

"Türkiye ile ilişkiler" de anketin konu başlıklarından biri...

Şimdiki ilişki modeli karşılık bulmuyor.

Yüzde 80 gibi ciddi oranda seçmen her iki ülkenin çıkarları göz önüne alınarak doğru zeminde, sağlıklı ve dengeli ilişkiler istiyor.
"Kendi kararlarımızı kendimiz alalım" yaklaşımı ağırlıklı...

Hem de ister anne babası Türkiye'de doğsun, ister Kıbrıs'ta, bu hassasiyet ortak bir beklenti olarak öne çıkıyor.

“Ülke yönetiminde Türkiye'nin hassasiyet ve öncelikleri dikkate alınmalıdır” diyenler yüzde 2.

"Alt üst ilişkisini" onaylayanlar - ki şu anki model bu sanırım - yüzde 5.7...