Hünküre Hünküre

Cenk Mutluyakalı

 

“Çocuklarımız ne olacak, korkuyorum.”
Çok hem de çok insandan iki gündür bu sözü duyuyorum.
Terziye gittim, aynısını söyledi, önemliydi çünkü şunu da ekledi:
“Bak Türkiyeliyim, ben de korkuyorum.”

*  *  *

“En azından geleceği kurtaralım” düşüncesi, iyiye işaret!
Şimdiye dair umutsuzluk kötüye...

*  *  *

Bir önceki kuşak aynı temenniyi bugünün yetişkinleri için söylüyordu.
“Biz yandık, onlar yanmasın.”

*  *  *

Çok dramatik değil mi, toplumlararası çatışmalarda varoluş endişesi yaşayan bir toplum, neredeyse 60 sene sonra benzer bir ruh haliyle sarsılıyor.

*  *  *

Epeyi yaşlı bir amca aradı, “hünküre hünküre ağladım evladım” diyor.
Meğerse televizyonda yazımı okumuşlar, dinlemiş, ona ağlıyor.
“Keşke İngiliz sömürgesinde kalsaydık” sözleriyle kapattı telefonu!
Yetişip de “Aman amca, sömürgenin iyisi mi olurmuş” diyemedim.

*  *  *

“O gece, bir yanda ülkücüler vardı, bir yanda Kıbrıslılar” dedi bir dostum.
Tam ortada da Çevik Kuvvet!
Oradaydım gündüz de gece de...
İlk izlenim yanıltıcı, yanlış, tehlikeli...
Evet, o meşum eyleme katılanların çoğunluğu Türkiyeliydi. Ama bu insanları, Kıbrıslı bir belediye başkanı taşıdı, otobüslerle…
Ve üstelik hepsi iki yüz elli, üç yüz kişiydi.
On binlerce insan var, bu adaya Türkiye’den gelen ve böylesi şiddet içeren eylemlere katılmıyorlar. Yine on binlerce insan var, “işgal” manşetini onaylamıyor ancak linçe, hukuksuzluğa, kabadayılığa lanet okuyorlar.
Mesele kimlikler değil, zihniyettir.

*  *  *

Milliyetçiliğin tek yumurta ikizi şiddettir.
Yoksulluğa hapsettikleri insanların karnını senelerdir hamasetle doyuranlar, Kıbrıs’ı zorla değiştirmek istiyorlar.
İzin vermeyeceğiz.
Çok kültürlü ve barış içinde bir gelecek için analar babalar çocuklar birlikte, el ele, omuz omuza yürüyeceğiz.