HÜKÜMET ETMEK...

Mehmet Çağlar

 


Erich Fromm:
" Yaşam sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatın objesidir.
Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer, hem doktor hem de hastadır” der.
Yaşam ve insan ilişkisi böyle açıklanadursun;
Biz peki kendi ülkemizde, mermerden ve hastadan öteye gidemeyecek miyiz hiç?
Toplumun geçmişten bugüne oluşturmuş olduğu ve toplumsal varlığımızın teminatı da sayılan kültürel, sosyal ve ekonomik savunma mekanizmalarını koruyamayacak mıyız?

EKONOMİK PROGRAM
UBP hükümeti döneminde toplumsal bir konsensus sağlanmadan ve toplumsal duyarlılık da dikkate alınmadan TC hükümeti ile imzalanan 2013-2015 ekonomik protokolü ile ilgili revizyona gidileceği gerek seçim bildirgelerinde gerekse de CTP/DP koalisyon hükümeti programında yer almasına karşın;
"Kıb-Tek hariç, programdaki diğer unsurlar kabul edilmiş veya edilecekse eğer, neden bir yurttaş olarak bizim bundan haberimiz yok ?!" benzeri sorularla sıkça karşılaşıyorsunuzdur sizler de...

"Bu ve benzeri kabul edişlerden bir süre sonra, yoksa bir gün sıra, savunma mekanizmalarımız olarak adlandırılan toplumsal kurumlarımızın özelleştirilmesinin yaygınlaşarak yasalaşmasına mı gelecek ?!"

"Toplum, kendi varlığı ile ilgili olarak, hem de kendi geleceğini şiddetle sarsabilecek noktalarda, rastgele kriterler koyanların gücüne mi teslim edilecek?"

TERBİYE VE ISLAH
Ya kültürümüz...?!
Kültürümüze ne oluyor?
Toplumsal yaşantımız yepyeni bir kültürün etkisinde kalabilecek bir yaşam biçimine mi yöneliyor?
Kültür dediğimiz sizce nedir peki?
Terbiye ve ıslah düzeni mi?!

Artık;
"ne olmak" ya da "kim olmak"
istiyoruz sorularının sosyal olarak inşa edildiği alanlar külliyeler mi olacak?!
Bizim kim olduğumuz, dış etkenler tarafından mı belirlenecek?

Buna kılavuzluk eden dün milliyetçilikti;!
Bugün de din mi olacak ?!


LÜKSÜMÜZ YOK !
Naci:
"Kedinin kuyruğunda maşappa olmayalım",
diye bir sav ortaya koymuştu...
Benim için bu halâ geçerlidir.
Peki ya sizin için?

Taşlar bu şekilde yerli yerinden oynatılacaksa;
Tezlerimiz ve programlarımız doğrultusunda uygulamalar ol(a)mayacaksa kendi ülkemizin öznel koşullarında;
Galiba bu işin en doğrusu, demokrasi icabı da, önce bunun için partiliden de halktan da yetki alınması olmalıdır...

Çünkü sevgili dostlar;
Bizim, kendi değerlerimiz yerine başkalarının taleplerini koymak gibi bir lüksümüz yok!
Böyle bir manifestomuz da yok!
Ve unutulmamalıdır ki bizler;
Birilerinin bizlere müsade ede(bile)ceği kadarıyla hükümetçilik etmeye gelmedik...!