Hükümet Ankara’da Ne Konuşacak

Ünal Fındık

Hemen herkesin gereksiz dediği ara seçim yapıldı. UBP’nin “25 Haziran’da 25 milletvekili” rüyası hüsranla bitti. Ara seçimi açık farkla CTP adayı Sami Özuslu kazandı.

Halkın sandığa ilgisinin az olması elbette seçimin meşru olmadığı anlamına gelmez. Bu seçim hem yasal, hem de meşrudur. Çünkü sandığa gitmenin zorunlu olmadığı ülkemizde gidenlerin oyları, kaç olursa olsun sonucu belirler.

Sandığa gitmemek ve oy kullanmamak bir tercihtir. Ama bunu büyük bir mücadele veriliyormuş gibi sunmak bence doğru değildir. Tam aksine bu bir “ben etkisiz elemanım” tavrıdır.

Kim ne derse desin bu seçim sandığa gidenlerin sonucu belirlediği ve ana muhalefet CTP’nin zaferiyle sonuçlanan bir seçimdir.

Hükümet partileri bu seçimden yenilgiyle çıktılar. Koalisyonun her üç ortağı da oy kaybetti. Dolayısıyla üçünün toplamını alarak “biz başarılıyız” demekle başarılı olunmuyor.

Ara seçim tamamlandı. Ardından uzun bayram tatili de bitti. Ama bu arada meclis tatile girdi. Yani siyaset tatile girdi. Bizim ülkede ilk ve orta dereceli okullar tatil olunca, yasama da, yargı da, hatta yürütme de tatile girer.

Ülkenin sorunları ne kadar çok ve ne kadar içinden çıkılmaz olursa olsun tatilden asla vazgeçilmez.

Buna rağmen hükümet bugün Ankara’ya çağrıldı. Başbakan ve koalisyon ortaklarıyla beraber maliye bakanının da heyete dahil olduğu açıklandı. Ayrıca heyete bürokratların da eşlik ettiği biliniyor.

Ankara’da neler konuşulacak?

Heyetten anlaşılan ekonomik sorunların ağırlıklı olarak masada olacağı, bunların yanında da önceki protokollerde yazılan ama bir türlü yaşama geçirilmeyen konuların da masaya getirileceğidir.

Hükümet Ankara’dan ek kaynak talebinde bulunacak, Ankara da hükümetten verdiği sözleri, altına imza attığı işleri bitirmesini isteyecek.

Peki bitirilmesi istenecek işler nelerdir?

Aksa’ya verileceği artık aşikar olan elektrikte enterkonnekte işinin bir an önce bağlanması. Bunun için bir fizibilete çalışması henüz ortada yok, işin kaça mal olacağı, bunun kaç yılda geri ödeneceği, elektrik fiyatlarının neye göre hesaplanacağı, Kıb-Tek’in ne olacağı gibi bir sürü bilinmezlik var ama birileri bu işin bir an önce Aksa ile halledilmesini istiyor.

İkinci olarak yeni Ercan havaalanı konusu var. Bu konuda Taşyapı’ya ne sözler verildi bilinmiyor. Sokakta konuşulan yeni pist inşaatı için Taşyapı’ya 300 milyon TL ek ödeme çıkarılması ve 500 milyon TL vergi bağışlanması konularının hala çözülmediği ve bu konunun da Ankara’da gündeme getirileceği, 20 Temmuz’da Ercan’ın açılışının aksamaması için bu konuların hemen halledilmesinin gerektiğidir.

Ankara’da bu konuların dışında konuşulması gereken ama hükümetin asla masaya getiremeyeceği TL’nin değer kaybının ekonomimize verdiği olumsuz etkilerin giderilmesi için paranın sahibinin, kullanıcıya ödemesi gerektiğine inanılan enflasyon vergisidir.

Ya da her şeyin dövize endeksli olduğu ülkemizde, TL’nin değer kaybıyla uğradığımız kayıpların nasıl giderileceği konusunu da konuşmayacak.

Bu nedenle istikrarlı para birimine geçilmesi gerektiği, ya da istikrarlı muhasebe sistemine geçmemizin ve her şeyin dövizle belirlendiği ülkemizde maaşların da dövize endekslenmesinin gerekliliği de konuşulmayacak.

Ankara’da bir de hükümetin iç meselelerinin gündem olacağı ve bakan değişikliklerinin konuşulacağı, bakanlıktan alınacak kişilerin ve yerlerine atanacakların belirleneceği konuşulacak.

Eşit egemen KKTC’nin halini görüyorsunuz. 2020 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Ankara’ya çağrılan ve Tatar’ın cumhurbaşkanı seçtirilmesi için Ankara’da kurdurulan UBP-DP-YDP hükümetinin ülkeyi getirdiği yer tam da burasıdır.

Bugün Ankara’da masaya yatırılacak ve yatırılmayacak konulara başkaları da eklenebilir. Ama bu KKTC’nin düşürüldüğü durumu değiştirmez.